Türkiye-İsrail "fiilen koptu"
Türkiye İsrail ilişkilerindeki sertleşme Ortadoğu'da yeni bir dönemin başladığına işaret. İçeride askeri vesayete karşı yeniden yapılanan Türkiye, Arap Baharı'yla sarsılan Ortadoğu'da da yeni bir rol üstleniyor.
Bu role giden yolu biraz da BM'nin raporuna yön veren anlayış açtı. Aslında Davos'ta "One Minute"le başlayan, Mavi Marmara gerginliğiyle devam eden yeni siyasetin bir sonucu bu.
Sanıyorum BM raporunun medyaya bilinçli sızdırılması Türkiye'nin harekete geçmesini hızlandırdı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 5 maddede özetlenecek yaptırımları dünyada yankı yaratırken özellikle İsrail'i şoke etti.
Nedeni de Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun şu iki cümlede özetlenen sözleriydi:
"Türk-İsrail diplomatik ilişkileri ikinci kâtip düzeyine indirilecek. Çarşamba günü büyükelçi ülkesine geri dönecek. İsrail ile yapılan askeri anlaşmalar askıya alındı."
Neredeyse 60 yıldır bölgede "Ben yaptım oldu" mantığıyla hareket eden ve tepki görmeyen İsrail hükümeti ilk kez böylesi sert bir tepkiyle karşı karşıya... Türkiye'nin sert tepkisinin nedeni BM'nin Mavi Marmara raporunda Gazze'deki "abluka"yı meşru sayan yaklaşımıydı.
Başbakan Erdoğan'ın Dış Politika Başdanışmanı Dr. İbrahim Kalın, BM raporuna sinen zihniyeti şu sözlerle eleştiriyordu:
"BM bu raporunda Gazze'deki ablukayı meşru gösteriyor. Bu İsrail işgalinin de meşru olduğunu anlamına geliyor. BM kendi ilkeleriyle çelişiyor. Uluslararası hukuk nosyonunu ortadan kaldıran bir anlayış bu..." Mevcut İsrail hükümetinin Mavi Marmara sonrası yaşanan süreci kötü yönettiğini, gizli görüşmeleri bile basına sızdırdığını dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"İsrail, bu süreçte devlet ciddiyeti olmayan bir tavır sergiledi. Bu tavrıyla da uluslararası kamu vicdanında mahkûm edildi. Buna rağmen yaptıklarının meşru sayılması kabul edilemez. Şu anda İsrail'le ilişkiler fiilen koptu."
Bu noktada Türkiye'nin bu kadar sert bir tepki yerine daha realist bir siyaset izlemesi gerektiğini söyleyenler de var. Konuyu yakından izleyen bir siyasetçi şöyle diyor:
"Türkiye duygusal değil daha realist bir politika geliştirmeli. İsrail'in ABD'deki etkinliği ve ABD'nin geleneksel İsrail politikası düşünüldüğünde ABD'nin Türkiye'ye yaklaşımı negatif değil.
Çünkü ABD bugüne kadar İsrail'e karşı çıkan hiçbir devleti ve siyaseti ciddiye almadı, görmezlikten geldi. Ama Türkiye'yi ciddiye alıyor. Bunu da bizim görmemiz gerekiyor."
Farklı yaklaşımlar olabilir ama gelinen nokta şunu gösteriyor: Türkiye İsrail ilişkileri "fiilen koptu..." Bu sıradan olmayan kopuşun bölgeyi derinden etkileyeceği çok açık...