Mehmet Metiner ve Kürtçü aydınlar
Mehmet Metiner'i yıllardır tanırım. Gençliğinde İslâmiyeti bir doktrin olarak savunmuş ve İslâmi tâbiriyle aslâ 'kavmiyet asabiyeti' içinde bulunmamıştır. O günlerden bu güne yazılarını ve düşüncelerinin seyrini takip ederseniz, çok değişik istihâlelerden geçtiğini görürsünüz. Lâkin, İslâmi çizgisini daima devam ettirmiştir. Bu sebepledir ki Kürtçülüğe meyyâl olmasına rağmen hiçbir şekilde terör örgütünü ve uzantılarını desteklememiş ve sorunun demokratik çerçeve içinde çözülmesini sağlamak için yeni teklif1er geliştirmiştir. Böyle bir aydının bölücü ve ırkçı olması düşünülemez.
Nitekim, PKK ve bağlantıları da O'na bu yüzden karşı çıkmışlar hattâ hayatına dahi kastetmişlerdir. Dolayısıyla Metiner'in körü körüne Kürtçü olması da düşünülemez.
***
Mehmet Metiner, uzun süre köşe yazarlığı yaptıktan sonra Adıyaman'dan AK Parti Milletvekili seçilmiştir. Bu seçimde, O'nun Başbakanın eskiden beri yakından tanıdığı bir aydın olmasının da büyük ölçüde rolü vardır. Mehmet Metiner'in bakan olmasını biz de isterdik. Ancak, bakan olamayınca Başbakan Erdoğan'ı hedef alarak aleyhinde ağır laflar söylemiş olmasını gerçekçi bulmuyoruz.
Metiner'in dediği gibi, internete düşen bu ifâdelerin O'nun HADEP'lilik döneminden kalması ve yıllar önce söylenmiş olması akla daha uygun gelmektedir. Diğer taraftan, Metiner'in 'Kürt Sorunu'nun çözümü konusundaki geldiği nokta, önceki birçok görüşünden tamamen farklıdır ve hâlen Başbakan Erdoğan'ın çizgisinin dışında olduğu da pek söylenemez.
Kaldı ki bir milletvekilinin liderinin görüşlerini aynen benimsemesi ve bunu ifade etmesi de şart değildir. Bu itibarla, Metiner konusunda Grup içi bir işlem yapılmasına gerek yoktur.
***
Türkiye'de aydınlar Kürtçülük konusunda birbirinden çok farklı tutumlar içindedirler. Liberal geçinen bazı eski solcu aydınlar, terör örgütünün ve uzantılarının savunulmasını marifet saymakta ve bu hatalarını 'demokratik' diye yutturmaya çalışmaktadırlar. Ne yazık ki bunların içinde eskiden İslâmcı geçinen bazı fikir fukarası da bulunmaktadır. Bazı dönemlerde bu kişiler Başbakan Erdoğan'ın da etrafını alabilmişler ve yanlış yönlendirmelerde bulunmuşlardır. Bunların içinde misyon sahibi Kürtçüler olduğu gibi, saf ve iyi niyetli aydınlar da vardır. Başbakan Erdoğan, içine düşürülmek istendiği tuzağın farkına varmış ve seçim esnasında 'Milliyetçi oldu' vâveylâsına aldırmadan Türkiye'nin bütünlüğü konusunda taviz vermeksizin yoluna devam etmiş ve karşılığını almıştır.
MHP'nin temsil ettiği milliyetçi aydınlar, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü konusunda çok hassas olmalarına rağmen, Kürt konusunda bundan yirmi-otuz yıl önceki klasik bakış tarzlarını hiç değiştirememişler ve son gelişmelerin dışında kalmışlardır. Hâlbuki, sevgi ve şefkat unsurunun bulunmadığı bir çözüm gerçekçi değildir. Bizim, etnik menşei ne olursa olsun kendi insanımıza hiç ayrım yapmadan sahip çıkmamız gerekir.
Bir de snop aydınlarımız var. Bu grup, kendi kârından ve menfaatinden başka bir şey düşünmeyen, epiküryen aydınları temsil ediyor. Bunlar, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüyle hiçbir şekilde ilgili değildir. Türkiye bölünse ve bir kısmı elimizden gitse, umurlarında bile olmayacak; hattâ 'Bunlardan kurtulduk' diye sevineceklerdir.
Aydınımız, aklını başına toparlamalı, demokrasiden ve hukuk devletinden hiç taviz vermeden terörle mücadelenin gerçekleştirilmesinden yana olmalı; bir taraftan insanımızı kucaklarken diğer taraftan teröristi tamamen etkisiz kılmak için her türlü tedbirin alınmasından yana olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.