İki ucu eğri değnek, neresinden tutsan yamuklardasın!

Bir ucu UEFA, bir ucu TFF. İkisi de yanlışlar içinde.

Göbekten UEFA'ya, keseden TFF'ye bağlısın.

Aslında ikisi de aynı kapıya çıkıyor; Para!

Bir anlaşmazlık anında iki taraf da topu birbirine atıyor.

UEFA çakal!

TFF saf köylü!

Bu iki ucun arasında bir takım budaklar da var; PFDK gibi, Tahkim Kurulu gibi, CAS gibi, yasalar, talimatnameler gibi.

Futbolseverler de bunların arasına sıkışmış kalmış!

UEFA ve TFF tutarlı karar alamayınca olan da taraftara oluyor.

Taraftar, kombinesini almış, dekoderini almış, formasını, anahtarlığını almış, kilidin açılmasını bekliyor!

Kilidi kim açacak?

İşte orası belli değil!

TFF beceriksiz!

UEFA; Avrupa futbolunu yöneten bir ticari kuruluş. Aslında görevi futbolun sportif çıkarlarını korumak olmalıyken ne yazık ki futbolun organizasyon görevini üstlenmiş bir garip dernek! Aynen Roche gibi, Pfizer gibi, bir ticari kuruluş Coca Cola, Acıbadem gibi. Varsa yoksa para diyor... Yani tüccar!

CAS da UEFA'yı kontrol altında tutan bir hukuk birimi. UEFA'dan bağımsız.

Gadre uğradığını sanan soluğu CAS'ta alıyor

TFF ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkan yasayla özerklik kazandırılmış bir kurum. Onun görevi ticari değil. Yasal çerçevede Türk futbolunu yönetmek. Ancak ne yazık ki basiretsiz! Gücünü iyi kullanamıyor. Hep yan yollara saparak hata üstüne hata yapıyor.

Bugünlere bu iki kurumun 'tavşana kaç tazıya tut' demesiyle geldik. Her şey birbirine karıştı.

UEFA ülkemize, geldi savcılar 'gizlilik kararını kaldıramayız' dedi, UEFA tırısa tırıs geri döndü!

UEFA bize elindeki iki asla rest çekti. TFF bu blöfü yedi!

UEFA Fenerbahçe'yi atıyorum dediğinde gerekçe gösteremedi.

TFF, Fenerbahçe hakkında kararı aceleyle verdi. UEFA'ya 'elinden geleni ardına koyma' diyemedi? Ayrıca TFF de Fenerbahçe'yi UEFA'dan men etmesinin gerekçesini açıklayamadı!... UEFA dayattı oldu manası çıktı. Sonra TFF kalktı Avrupa'ya göndermediği Fenerbahçe'yi ligde fikstüre dahil etti.

Galatasaray 'evrensel yasaları uygula' deyince UEFA'ya 'eyvallah' diyen TFF Galatasaray'a babalandı!

UEFA, Bursaspor'un itirazına; 'git ülkende hallet' dedi, Trabzonspor'u Türkiye'ye sormadan Şampiyonlar Ligi'ne aldı. TFF buna da 'hoop UEFA, n'oluyor' diyemedi.

Kuyruğu sıkışan TFF soluğu Cumhurbaşkanı'nda aldı,

Sonrasında Spor Bakanı ile bir araya gelen TFF'yine siyasetten yardım ister oldu.

TFF durup dururken Play Off çıkarttı gerekçesini izah edemedi.

Yayıncı kuruluş istiyor imajı yaratıldı. TFF yine suskun kaldı! Oysa Play Off için yeni bir ihale açılması gerekirdi. Geçen ihalede Play Off yoktu ki... TFF onu da yayıncı kuruluşa yamamak istiyor imajı yaratıldı.

TFF 'ligleri 5 Ağustos'ta başlatacağım' dedi 9 Eylül'e erteledi. Sonrasında Play Off çıkartı. CAS üyesi Kısmet Erkiner; 'Olmaz! Uygulayamazsın' dedi. TFF umursamadı. Hala da statüyü değiştirmedi.

Bütün bunların sonucunda ortaya iki gerçek çıktı;

UEFA'nın amacı futbolu yönetmek değil para kazanmak. Onun için sorumluluktan kaçıp Fenerbahçe'nin kararını TFF'ye aldırdı.

TFF ise hiçbir şeyi doğru yapmadı!

Ne yazık ki TFF tek başına M. Ali Aydınlar'ca yönetiliyor.

Nerede Yunus Egemenoğlu? Hiç sesini duydunuz mu?

Nerede Lutfi Arıboğan? Konuşturulmuyor.

Nerede geçen yönetimlerden kalan deneyimli isimler. Onlar da susturuldu.

M. Ali Aydınlar 'one man show'la işi götürüyor. Ve beceremiyor.

Konuşmalarının hepsi birbiriyle çelişkili.

Bu TFF, kulüplerimizi UEFA ile baş başa bıraktı başımıza işler açtı.

Tek amacı kitabına uydurup Fenerbahçe'yi kurtarmak.

'Fenerbahçe batsın' diyen yok ama TFF Başkanı M. Ali Aydınlar'ın da bu tutumu bir başkana yakışmıyor.

UEFA'ya pısıyor, içeride babalanıyor.

Gereğini de yapmıyor.

Şike olayı herkesi şaşkına çevirdi.

Bir yanda amacı belli tüccar UEFA var. Ne çare ki kriterlerine uyma mecburiyeti var. Ona uyuyoruz.

Bir yanda özel kanunla Türk futbolunu yönetmekle yükümlü ama idare-i maslahatçı TFF var.

Özerk federasyonun talimathanesinde de 55'nci madde var. Ona uymuyoruz.

Kaldık iki cami arasında binamaz!

Başımız daha çok ağrıyacak!