AKP iktidarı İsrail'e karşı açıktan tavır alıp sertleşince kimi dostlarımız çok sevindiler!

Ve iktidarın yine yapılması gereken bir şeyi yaptığını savunmaya başladılar!

Millet olarak İsrail'den çok hazzetmediğimizden olsa gerek kim İsrail'e karşı bir tavır sergilerse hemen alkışlamaya başlıyoruz!

Bu madalyonun bir yüzü!

Ama madalyonun bir de öteki yüzü var!

Madalyonun öteki yüzünde olanlar milletimizin hiç de hoşlanacağı cinsten şeyler değil!

Malum Mavi Marmara olayından beri AKP iktidarı kamuoyu önünde İsrail'e rest çekip duruyor ve İsrail'i özür dilemeye zorluyor!

Halkın gözü önünde bunlar yapılırken bir de kapalı kapılar ardında olup bitenler var!

İşte madalyonun öteki yüzünde olanları da bunlar oluşturuyor!

Bu noktada Şalom gazetesine kulak vermemiz gerekiyor.

Şalom gazetesinin internet sitesinde verilen haberde İsrail ile ilişkilerin gerginleşmesine rağmen ticaretin tam gaz devam ettiği ileri sürülüyor!

Evet, aynen bu ifade kullanılıyor ve İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin yılın ilk yarısında yüzde 26 arttığı bildiriliyor!

Özellikle otomotiv ticaretinde önemli gelişmeler yaşandığı ifade ediliyor!

Son gelişmelerden sonra da aynı şey devam eder mi bilemiyoruz!

Bir yandan İsrail'e meydan okunuyor, rest üstüne rest çekiliyor bir yandan da ticaret alabildiğine devam ediyor!

Tam bu ne perhiz ne lahana turşusu dedirtecek bir durum söz konusu değil mi?

İsrail ile ticaret bir yandan bu ülkeye meydan okunurken gerçekten artmış mıdır yoksa artmamış mıdır?

Biz Şalom'un yalancısıyız!

Şalom iki ülke arasındaki ticaretin tüm gerginlik konularına rağmen arttığını iddia ediyor!

Herhalde yalan yazacak hali yok!

Madalyonun bir yüzünde İsrail ile tüm ilişkilerini koparan bir iktidar görünüyor!

Öteki yüzünde ise aynı iktidarın İsrail ile ticarete tam gaz devam ettiği görülüyor!

Samimi temennimiz bu çifte standartlı anlayışın artık son bulmasıdır!

Hâlâ aynı politika devam ettirilecekse meydan okumaların, ilişkileri dondurmaya doğru gitmenin bir anlamı kalır mı?

Öyle anlaşılıyor ki İsrail aradan geçen süre içinde BM kararını bir şekilde etkilemeyi başarmış bizimkilere ise olaya seyirci kalmak düşmüş!

Şimdi de feveran ediyorlar, bunun sevinilecek bir yanı var mı?