Dil Kurumu’nun “abdest”i!
Şunu baştan belirtelim, TDK başlangıçta “abdest”sizdi! Yani, 1945 sözlüğünden başlayarak 1990’lara kadar TDK sözlüğünde “abdest” yoktu!
“Nasıl olur?” diyeceğinizden, “olanaksız, imkânsız, nâmümkün veya impossible” kelimelerinden birini veya hepsini birden kullanarak itiraz edeceğinizden eminim. “Koskoca TDK’nun umumî sözlüğünde nasıl “abdest” yer almaz?”
Türkçe Sözlük’te, “abdest” yoktu, “aptes” vardı. 40 seneden fazla “aptes” diyen TDK, sonra fikrini değiştirdi (belki de hidayete erdi!) ve “abdest” demeye başladı. Neden acaba?
Dil Kurumu’nun artık “yazım kılavuzu” olarak adlandırılan imlâ sözlüğünün başında kurallar ortaya konuluyor. Burada, “Türkçe kelimelerin sonunda yumuşak ünsüz bulunmaz” denilerek, b, c, d, g ile biten “alıntı” kelimelerin böyle olanlarının p, ç, t, k şeklinde yazılacağı belirtiliyor. Fakat, bu bizim üzerinde durduğumuz kelime için açıklayıcı değil. Kelime sonundaki harfler sertleştirilirken, ortadakilerin de aynı muameleye tâbi tutulacağına dair bir kayıt yok.
Sözlüğün eski baskılarında da böyle bir açıklamaya rastlamadım. Esasen benzer bir kural var gibi: Kelime içinde seslerin biri sertse, diğeri de ona uyar. Mesela, tesbih/tespih, tesbit/tespit, müsbet/müspet gibi..
Bunu “abdest”e uygulayabilir miyiz? Hayır. İki harf peş peşe yumuşak ünlü. “Mahbes” de böyle, “mahbus” ve “mahbushane” de.
İmlâ sözlüğünde, “mahbes” öyle bırakılmış. Fakat mahbus ve mahbushane “mahpus” ve “mahpushane” olarak girmiş...
Velhasıl, kural ne kuraldışı hangisi pek belli değil.
Dönelim “abdest”e. İstisnaî olarak şöyle bir yol tutulabilirdi, “abdest”le “aptes” ayırd edilirdi.
Artık aptes’den abdes’te atıf bile yok!
1945 sözlüğünde “aptes” şöyle tarif ediliyor: “Müslümanların, namaz kılabilmek için yaptıkları vücut temizliği.”
Hemen tarifin tarifini hatırlayalım: “Efradını câmi, ağyarını mâni...” Bu tarif, gerekli bütün unsurları ihtiva eden, gerekmeyenleri dışarıda bırakan, tam, mükemmel... bir tarif mi?
Abdest bir vücut temizliği midir? Abdest sadece namaz kılmak için mi alınır? Ya baştaki “müslümanların” ibaresi ne oluyor?
Türkiye’de yayınlanan genel bir sözlükte, “müslümanların”, “Türkiye’nin” veya “Türklerin” diye tasrih gerekir mi? Ancak diğer dinlerin, toplumların, farklı kültürlerin kelimeleri için böyle bir açıklamaya ihtiyaç duyulabilir.
TDK bu “aptes” tarifine yaklaşık kırk yıl sahip çıktı. 7 baskıda (1983) “aptes” şöyle açıklandı: “Müslümanların namaz kılabilmek için el, ağız, burun, yüz, kol, ayak yıkama ve başa, enseye ıslak el gezdirme, kulağı temizleme biçiminde yaptıkları arınma.”
Bu tarif, daha teferruatlı. “Müslümanların” denilmekte devam ediliyor. “Namaz kılabilmek için” denilmeye devam ediliyor.
Ne zamana kadar? 9. baskıya bakanlar artık sözlükte “abdest”i görürler. Böylece Dil Kurumu “abdest”sizlikten kurtulur! Bu baskıdaki abdest açıklaması, yine “müslümanların” diye başlıyor. Şöyle devam ediyor: “bazı ibadetleri yapabilmek için el, ağız, burun, yüz, kol, ayak yıkama ve başa, enseye ıslak el gezdirme, kulağı temizleme biçiminde yaptıkları arınma”.
Bu tarife bakarak abdest alabilir misiniz? Bildiğimiz abdestte enseye “ıslak el gezdirme” var mı? “Boyun”la, “ense” aynı mı?
Neyse gelelim nihaî tarife: işte 11 baskı, yani yıl 2010. Çok taze fakat tariflerin en yetkini: “Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.”
Elbette abdestin kendi ıstılahları, terimleri var. Tertip var, mesh var. Daha başkaları da var ama, hiç olmazsa bu ikisinin tarifte yer alması doğru olur.
Büyük Türkçe Sözlük’ün yıllardan beri “abdest” tarifi şöyle: “İbadetlerden, bilhassa namazdan önce belli bir tertip dâhilinde bazı uzuvları yıkayıp bazılarını meshetmek sûretiyle temizleme, vudu, taharet.”
Ben diyeceğim ki, TDK’nin son tarifi bizim tarifin arılaştırılmışı! Tertip dâhilinde yerine “sıra içinde” denilmiş. “Tertip”ten kaçılmış ama “mesh”den kaçılamamış. Bize göre daha türkçe olan “uzuv” yerine latince “organ” denilmiş.
Fakat, teorik olarak TDK’nin bizim sözlükten yararlanması mümkün değil! Çünkü son baskının sonuna geniş bir sözlük bibliyografyası konulmuş. İçinde günümüzün iki yaygın sözlüğünden biri olan Büyük Türkçe Sözlük yok!
TDK “yok” sayıyor, ama el altından faydalanmaktan da geri kalmıyor!
Peki “abdest”in tanımlanması meselesi TDK için tam olarak halledildi mi?
Ya hayatında hiç abdest almadığı halde ömür boyu abdest yapanların fiilini nasıl açıklayacağız? (Yarın devam edeceğiz)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.