Tarihte Kalsın Artık Bunlar
Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. İnsanın içinde azıcık insan sevgisi, vatan sevgisi, din, tarih, millet sevgisi, hatta kendine sevgisi ve saygısı varsa, işleri kolaylaştırır, yumak yumak olmuş sorunlar karşısında ya fiili olarak, ya da dua ederek, moral vererek katkı sunar.
Buradaki yarar başta o kişiye gelecektir. Onun ailesine gelecektir. Ülkesine gelecek ve yaşarken bunun refah ve itibar olarak değerini görecektir.
Yok, bu ülke yığın yığın sorunlar altında ezilirse, bunun sefasını kim sürecektir?
Dost ve düşmanı ölçmenin bin bir yöntemi vardır. Birisi de sorun çözmek veya çözmemek, çözüme engel olmaktır.
Mesela “Kürt Sorununda” BDP!nin hükümete yardımcı olduğunu düşününüz. İşler ne kadar kolaylaşır değil mi?
Mesela insan hakları, halkın iradesinin geçerliliği, devlet millet kaynaşmasında asker ve üst düzey bürokratların yönetime yardımcı ve destek olduğunu düşünün, ne kadar gelişir, güçlenir, büyür, şan ve itibarı artar bu ülkenin kim bilir…
Bundan en büyük payı kimler alır?
O saydığımız BDP, asker ve bürokratlar alır. Şimdiki hallerinden kat be kat daha fazla refah ve mutluluk içinde yaşarlar. Artarsa bize kadar da gelir.
Ya yapmazlarsa?
“Bize bir şey olmaz” deseler o oturdukları fildişi kulelerinde, acaba sahiden olmaz mı?
Nasıl olmaz?
Mezarlarında bile rahat yatamazlar…
Peki, öyleyse şu manzara nedir?
Sen barışı it, refahı it, sevgiyi it, saygıyı it, vatanı it, dünde kalmış çağdışı değerlerine körü körüne bağlı kalmak adına ülkeyi sorunlar içinde yaşanmaz eyle.
Sen bilirsin!
Millet sizden rica minnet ettikçe, zulmünüz artıyor. Artık yalvarma yok.
Artık sen de bil ki bu böyle gitmez!
Sonuçta halkla savaşan kaybeder. Ordular mağlup olur, millet mağlup olmaz.
Alın size bir haber, okuyun, düşünün ve değerlendirin bunu.
“Çanakkale şehitliklerini gezmek için Aydın'dan gelen çarşaflı dört kadın, halka açık olan Çimenlik Kalesi'nden, askerler tarafından zorla çıkarıldı. İçinde Deniz Müzesi ve Nusrat Mayın Gemisi bulunan, askeriye kontrolündeki kaleyi gezmek isteyen Selimışıklı ailesinin beş ferdi, maruz kaldıkları davranış üzerine polise şikayetçi oldu.”
Olayın mağduru hanımefendi bizzat anlatıyor yaşadıkları çirkin muameleyi. “Vatandaşı oldukları ülkenin topraklarını gezme özgürlüklerinin, birileri tarafından hiçbir hakkı olmadan engellenmesine tepki gösteren çarşaflı hanımlardan Dilber Selimışıklı şöyle konuştu.
"Aydın'dan buraya, atalarımızın şehit olduğu yerleri görmek için geldik. Çimenlik Kalesi'ni de görmek istedik. Diğer vatandaşlar içeride geziyordu. Biz girdiğimizde askerler yanımıza gelerek durdurdu. Çok rencide olduk. Sadece bizim çıkmamız gerektiği ve üzerimizde bomba olabileceği söylendi. Biz de bayan görevli çağrırıp üzerimizi aratmalarını istedik. 'Bu saatte size bayan memur bulamayız.' dediler. Tutumumuzdan vazgeçmediğimizi görünce komutan, bizi müzeye sokmadan, silahlı askerler eşliğinde bahçede dolaşmamıza izin verdi. Çıkışta da hakaret etti." (https://www.habervaktim.com/haber/192482/basortulu_kadinlara_muze_yasagi.html)
Buyurun değerlendirin bunu!
Burada akıl var mı? Din ve dindara saygı var mı? Vatan sevgisi var mı? Milleti tarafından fatiha okunarak yâd edilecek şehide saygı var mı? O şehidin evlatlarına, torunlarına saygı var mı? O şehidin ve bu halkın örfüne, adetine, geleneğine, töresine saygı var mı?
Daha açık ve daha acı sorayım, acaba yakın zamanda orada tören düzenleyen Avusturalya’lı Anzak askerleri kendi halkını kılık kıyafeti yüzünden ayırarak kendilerce şehitlik sayılan (!) yerden dışarı atmışlar mı?
Daha da acısını soralım, şimdi orada o Anzak askerleri olsaydı, şehit babalarını, dedelerini ziyarete gelen, başları dindar oldukları için örtülü olan o hanımları hakaret ederek kovarlar mıydı?
Nerdesin ey akıl?
Çılgınlığın bu kadar özgür olduğu acaba başka bir memleket var mıdır?
Artık yeter, tarih olsun bunlar ve biz de anıldıkça “olar bir zamanlardı” diyebilelim…