Kılıçdaroğlu’na göre suçlu Mavi Marmara
Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu olayı kim yarattı? Mavi Marmara!” demiş. Benjamin “Bibi” Netenyahu da böyle demişti.
Lieberman da.
Milliyetçi Muhafazakar Parti eski Genel Başkanı, Ahmet Reyiz Yılmaz da. Sondan alalım. Ahmet Reyiz, özür isteğinin de yanlış olduğunu söylüyor. O söyler, çünkü iddialara göre, sahibi olduğu Yılmazlar Holding, İsrail’le çalışıyor. Yani ticaret, kimilerine göre, ulusal çıkarlardan daha önemlidir.
Bibi’yle Lieberman’ın suçlu olarak Mavi Marmara’yı göstermesi de doğaldır; başka türlü olsa zaten özür dilerlerdi hükümet olarak. Ama Kılıçdaroğlu’nun, konuyu biraz daha ince eleyip sık dokuması, biraz daha düşünmesi gerekmez mi, örneğin “Raporun bir temel özelliği, Gazze ablukasını meşrulaştırmış olmasıdır:
Bu da Türkiye’nin aleyhine. Çünkü bunları Türkiye’nin bilmesi, düşünmesi gerekirdi. Düşünmeden, bilmeden yola çı karsanız, bu tür duvarlarla karşılaşırsınız... Yarın Gazze ablukasıyla ilgili olarak, İsrail ‘BM benim lehime karar verdi’ diyecek. Verdi mi? Verdi.
Sonucu kim yarattı, Mavi Marmara yarattı. Türkiye’nin çıkarları böyle küçük olaylara alet edilmemeliydi...” değerlendirmesini yapmadan önce?
Hele de “Bu olayı kim yarattı? Mavi Marmara yarattı” sözünün Netanyahu’nun “Ortaya çıkan olayın sorumlusu Mavi Marmara adlı gemidir...” açıklamasıyla birebir örtüşmesi, büyük bir talihsizlik. Kemal Bey, birçok konuda İsrail’i haksız bulan hatta suçlayan raporları, Tel Aviv’in uzun yıllardan bu yana, “üzerinde yorum yapmaya bile değmez” diyerek çöpe attığını bilmiyor mu ki, bu son raporu önemsiyor ve de doğuracağını varsaydığı sonuçlardan çekiniyor?
Ya Mavi Marmara’da öldürülenleri ne yapacağız? Eğitim zayiatı mı sayacağız! Her konuda, illa da hükümeti eleştireyim derken, çam üstüne çam devirmenin alemi yok ki birader!
Somali diye yola çıkar Kenya’ya gider; milletçe arkasında durulması gereken Mavi Marmara rezilliğiyle ilgili, kalkar saldırılanı ve öldürülenleri suçlar, sonra da niye seçim kazanamıyoruz diye “bilimsel toplantılar” düzenler.
Kemal Bey siz bu konulara girmeyin isterseniz. Kalkın, Sayın Cengiz Semercioğlu’yla birlikte Nuri Bilge Ceylan’ın yakında gösterime girecek,
“Bir Zamanlar Anadolu’da” filmine gidin. Ama sakın sinema çıkışı, filmle ilgili bir yorum yapmayın da bize konu çıkmasın!
Dersimiz Türkçe sınıfımız lise 1
“Dilin işlevleri: (1) Göndergesel İşlevi ya da Göndericilik işlevi: Eğer bir ileti dilin göndergeyi olduğu gibi ifade etmesi için düzenlenerek oluşturulmuşsa, dil göndergesel işlevde kullanılmıştır. (2) Kanalı Kontrol İşlevi: Eğer bir ileti, kanalın iletiyi iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla düzenlenmişse dil, kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır! “Bunu anlayabilen var mı? Üstelik bu satırlar Türkçe’nin en temel dersi “Dil ve Anlatım” adlı okul kitabında alınma. Efendim yirmibeş yıllık çilekeş bir edebiyat öğretmeni olarak iddia ediyorum, mevcut program ve kitaplar çocuklarımız daha kolay, daha iyi, anlasınlar diye değil, hiçbir şey anlamasınlar diye hazırlanmış...” Bahri Şenkal Beyefendi’nin bu feryadına katılmamak mümkün değil. Ders kitaplarını okuyan, denetleyen kimse yok mu diye sorası geliyor insanın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.