İsrail ile Ticarî Münasebetlerimiz Devam Ediyor
EKONOMİ Bakanımız, İsrail ile Türkiye arasındaki ticarî ve iktisadî ilişkilerimizde hiçbir değişiklik olmadığını resmen beyan etti. (Ayrıntılarını internetten öğrenebilirsiniz.)
İsraille ticaretimizin hacmi her geçen gün biraz daha artıyormuş.
İsrail'e karşı boykot ilan edilecekse, işe ticaretten başlanması gerekmez miydi?
Elçi gönderilmiş, yerine ikinci kâtip bakacakmış... Lakin ticaret tam gaz. Buna boykot denir mi?
İsrail nüfus ve yüzölçümü olarak küçük bir ülke. Lakin arkasında büyük güçler var. ABD, AB, global dünyanın derin güçleri, NATO...
İsrail'in elinde nükleer silahlar var. İki yüz civarında atom bombasına ve füzeye sahipmiş.
1948'den bu yana Arap dünyası İsrail ile yaptığı bütün savaşları kaybetti.
İsrail'in zayıf tarafları yok mu?.. Olmaz olur mu, hem de yığınla.
Bir kere İsrail'in kendi içinde sosyal barış ve mutabakat yoktur. Orada çoğunluk Sefarad'tır, Eşkenaz egemen azınlık çoğunluğu ezmektedir.
Orada halkın bilemediniz yüzde 15'i dindar Yahudididir, yüzde 50'den fazlasının dinle fazla ilgisi yoktur.
İsrail halkı, kendi dinine ve şeriatına aykırı bir sürü büyük günah işlemektedir.
İsrail ekonomisi ve finansı 15 kadar ailenin elindedir.
İsrail'de ahlak çok bozuktur.
Genel ve yoğun bir kokuşma hakimdir orada.
Arapların nüfusu hızla artarken, Yahudilerinki o nispette artmamaktadır.
İsrail, yıkılmaya mahkumdur. Niçin?
Zalim olduğu için.
İsrail'in yıkılacağı kehaneti bana ait değildir. Neturei Karta cemaati hahamları böyle söylüyor.
Bu hahamlar neler diyor:
Siyonizm küfürdür, Hz. Musa şeriatına aykırıdır.
Beklenen Mesih zuhur etmeden İsrail devleti kurulduğu için büyük ve ölümcül bir günah işlenmiştir.
İsrail devleti, Yahudi dinine ve şeriatına göre küfürdür. Bu devlete itaat edilmez, vergi verilmez, kanunlarına itaat edilmez, onun ordusunda askerlik yapılmaz.
Filistin ülkesi Filistin halkınındır.
Filistin ülkesi tekrar Filistinlilerin hakimiyetine girince, orada istedikleri kadar Yahudiyi barındırmaya, geri kalanını sürmeye hakları vardır.
Evet bunları ben söylemiyorum, başları şapkalı, sakalları uzun, zülüflü, redingotlu Neturei Karta hahamları söylüyor. İnanmayan internetten İngilizce veya başka büyük bir Batı diliyle arasın okusun.
Türkiye'de resmen 20 bin kadar Musevî vatandaşımız yaşıyor. Bunların yanında bir buçuk milyon Kripto bulunmaktadır.
(Konuyla doğrudan ilgisi yok ama bizde bir buçuk milyon da Kripto Hıristiyan vardır.)
Kripto Yahudilerin ve Kripto Hıristiyanların kaçta kaçı entegre olmuştur, bu konuyu bilen yok.
Bizde aslen/köken itibarıyla Müslüman olup da Yahudileşmiş vatandaşlar vardır.
Peygamberimizi bunlar için "Ümmetimin Yahudileri" buyurmaktadır.
Onlar haram kazanç elde eder, haram yer, haram işler yapar, riba/faiz işlerine bulaşır. Onlar Kur'anın yap dediklerini yapmaz, yapma dediklerini yapar.
Türkiye'de İsrail meselesinin içyüzünü, Türkiye-İsrail münasebetlerinin içyüzünü, Türkiye'deki dıştan Müslüman görünen, gerçekte ise Kripto Yahudi olan zümreyi kaç kişi bilir? Elli kişi çıkar mı dersiniz? (Ben biliyorum iddiasında değilim, sadece konu başlıklarını biliyorum.)
İsrail ile iktisadî ve ticarî ilişkilerimiz kesilmeden hiçbir boykotun kıymeti yoktur.
İsrail problemi ne zaman halledilir?.. ABD'nin, AB'nin desteği kalkınca...
Bir de işin teolojik boyutu var: Müslümanların beklediği Mehdi çıkınca, Melhame-i Kübra ve diğer korkunç savaşlar cereyan edince, Ortadoğu ve dünya altüstü olunca, yer yerinden oynayınca...
İsrail yıkılır ama dünya da yeniden taş devrine döner.
Müslümanları sevindirecek ve ümitlendirecek bir husus var: İslam dünyasında Mehdi'nin hakimiyetinde bir Altın Çağ başlayacaktır.
Bugünkü gürültülere, propagandalara fazla kulak asmayınız.
*(İkinci yazı)
Çok Kaygan Bir Yoldasınız
MAŞAALLAH birkaçınız çok iyi İngilizce biliyor. Yüzde yirminiz iyi İngilizce... Siyaset, iktisat, sanat, din, İslam dünyası, Medeniyetler çatışması, Marting Lings... Böyle konular dilinizden düşmüyor... Yüzde 60'ınız devamlı namaz da kılıyor. Çoğunluğunuzun hanımları başörtülü... Bir kısmınız Müslüman, bir kısmınız İslamcı... Somali, Arakan, Afganistan, Moro Müslümanları, Tataristan'da İslam, Sancak bölgesi ne olacak?.. Daha bunlar gibi düzinelerce konudan bahs ediyorsunuz.
Güzel de, niçin bazı itikad ve ilmihal konularında derbeder ve laubalisiniz?
Selefîlik diye bir laf edip duruyorsunuz? Siz bu Selefiliğin içyüzünü biliyor musunuz?
Hoca, din imamı, üstad bellediğiniz kimselere bakıyorum, içlerinde aykırı kişiler var.
Yahu azılı Farmason Afganî'den din imamı mı olur?
Bazınızın inançlarında ne bozuk maddeler var. Kur'an, Yahudileri İslam'a çağırmıyormuş... Hıristiyanları İslam'a çağırmıyormuş... Böyle hezeyanlara siz nasıl inanıyorsunuz?
Baş hocanız aykırı ve reformcu bir ilahiyatçı. Sizin kültürlü Müslüman oluşunuz nerede kaldı?
Bilmediğiniz yok ama İslam'da cadde-i kübranın Ehl-i Sünnet olduğunu iyice öğrenememişsiniz.
Bid'atçi adamlardan bahs edip duruyorsunuz, bir kere bile Şeyhülislam Mustafa Sabri, Zahid el-Kevserî'den bahs ettiğiniz yok.
Namaz kılanlarınızın yüzde biri bile başında imame/takke olduğu olduğu halde kılmıyor. Niçin namazın edeb ve sünnetini ihmal ediyor, hafife alıyorsunuz?
Niçin Ehl-i Sünnet çizgisini bırakıp sekter çizgilere sapıyorsunuz?
Demek ki, çok veya az İngilizce bilmekle, İslamî jargonla, Moro Müslümanlarının mücadelesinden haberdar olmakla, Martin Lings'le, Heidegger'le Meidegger'le iş bitmiyormuş.
İslam'ı icazetli Sünnî ulema, fukaha ve mürşidlerden öğrenmek gerekiyormuş.
Siz Heidegger'i, Martin Lings'i, R. Guenon'u, Garaudy'i, F. Fanon'u okumaya devam edin ama dininizi, ilmihalinizi onlardan öğrenmeyin. Aykırı ilahiyatçıları da imam (önder) kabul etmeyin. İlmihal bilgileri icazetli alim ve fakih Ömer Nasuhi Bilmen'in "Büyük İslam İlmihali"nden veya o ayarda güvenilir ve muteber kitaplardan öğrenilir.
Çok kaygan bir yolda ve meşrebtesiniz. İnşaallah ayağınız kaymaz.
Selam ve hürmetlerimle.
(İnşaallah bu mektubumdan dolayı bana darılmazsınız.)
*(Üçüncü yazı)
Eğitim Fâciası
Medyada eğitim konularından bahs edilmemesi, aydınların (daha doğrusu kendilerini aydın sananların) eğitim krizi üzerinde durmamaları, halkın bu konuda aydınlatılmaması çok üzücü ve korkutucu bir ihmaldir.
Şu anda Kemalist ideolojiyi, sekülarizmi, çağdaş hayat tarzını, ülkemizdeki bozuk düzen ve sistemi ayakta tutmak için çırpınan millî eğitim sistemimiz tam bir iflas manzarası arz etmektedir.
1928'den bugüne Türkiye'de atalarının Türkçe tarihî mezar taşlarını okuyamayan on milyonlarca vatandaş yetiştirilmiştir.
Bizim Kemalist eğitim sistemimiz sözde mecburî din eğitimi veriyor ama bu da bir aldatmacadan ibarettir.
Rejim, açılan özel okullara da müdahale ediyor ve millî kimlik ve kültüre dayalı güçlü ve etkili bir tahsil verilmesini engelliyor.
Okullarımızda yazılı, edebî, zengin Türkçe okutulmuyor ve öğretilmiyor.
Okullarımızda gerçek tarih kültürü verilmiyor.
Okullarımızda doğru dürüst mantık okutulmuyor.
Okullarımızda sanat kültürü verilmiyor.
Okullarımızda bilginin yanında ahlak ve karakter terbiyesi verilmiyor.
Ve Türkiye bu müflis (iflas etmiş) çağ dışı eğitim sistemini tartışmıyor, yerine gerçekten millî bir eğitim sistemi kurulması için çırpınmıyor.
Doğrusu ümit kırıcı bir durum.