Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Türkiye derecelendirme kuruluşlarına ne yapmalı?

Türkiye derecelendirme kuruluşlarına ne yapmalı?

Türkiye'nin ülke notu "yatırım yapılamaz" seviyede olduğu için biz yıllardır hem dünyaya daha yüksek faiz ödüyoruz hem de ülkeye daha az doğrudan yabancı sermaye girişi sağlıyoruz.
Mesela bu yıl Hazine, 47.5 milyar lira faiz ödüyor. Halbuki Türkiye'nin ülke notu "yatırım yapılabilir" seviyede olsa, 14.5 milyar lira daha az faiz ödeyeceğiz. Hazine'de kalacak bu parayla da daha çok köye temiz su ve kanalizasyon götüreceğiz. Böylece bulaşıcı hastalıklar azalacak, insanlar ve hayvanlar bu yüzden ölmeyecek ve toplumun refahı artacak. Ama bunu istemeyenler var. D
ünya ekonomisindeki durgunluk belirtilerine rağmen, başta faiz lobisi olmak üzere, bu ülkede hâlâ faizlerin yükselmesini ve hatta bırakın faizlerin yükselmesini, Türkiye'nin notunun düşürülmesini isteyenler var.
"Beyoğlu'nda masalar toplanıyor, Türkiye'nin ülke notu bu nedenle artamaz" diye yazanlar da zaten hep bunlar. Gelelim Türkiye'nin ülke notunun niye hak etmediği bir seviyede tutulduğuna... Uluslararası derecelendirme kuruluşları, "12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde, 'Türkiye'de siyasi belirsizlik var. Bu nedenle seçim sonuçlarını görelim" diyerek not artırımı yapmayacaklarını söylediler. Genel seçimlerin ardından siyasi belirsizlik ortadan kalkıp yüzde 50 oy oranıyla AK Parti tekrar hükümet olunca, bu sefer de ekonominin çok ısındığını, bu nedenle büyüme hızı düşürülmezse cari açığın krize neden olacağını ileri sürerek yine not artırımını yapamayacaklarını belirttiler. Merkez Bankası'nın aldığı daraltıcı tedbirler sonucu ekonomideki ısınma durunca, bu defa dün gazetelerde Fitch isimli uluslararası derecelendirme kuruluşunun açıklamaları yer aldı.
Fitch, Türkiye'nin notunun artışının, enflasyon olmaksızın yüksek büyümesine bağlı olduğunu söylüyor. Anlayacağınız, bir önceki not artırmama gerekçesinin tam aksini dile getiriyor.
Peki böyle üst üste tutarsız açıklamalar niçin yapılıyor? Devletin borçlarını ödeyemeyip, batmış olan Portekiz ve İrlanda, bırakın büyümeyi, aldıkları IMF ve AB desteklerine rağmen hem borçlarını ödeyecek bir ışık yakamıyorlar hem de ekonomileri küçülüyor. Ama bu iki ülkenin notu da Türkiye'nin üzerinde "yatırım yapılabilir" seviyede tutuluyor. Türkiye'nin notu ise devlet başkanı devrilmiş, siyasi geleceği belirsiz Mısır'la aynı seviyede. Devlet başkanı kaçmış olan, karısının ise kaçarken Merkez Bankası'na girip altınları alıp götürdüğü Tunus'un ise altında bulunuyor Türkiye. Kısacası Türkiye'nin notunun kasıtlı olarak düşük tutulduğu apaçık ortada duruyor.
Artık Türkiye bu kasıtlı düşük nota karşı, ABD ve İtalya ne yaptıysa onu yapmalı. Hatırlayacaksınız ABD, notunu düşürdü diyerek S&P hakkın soruşturma başlattı. Ardından S&P'nin en üst düzey yöneticisi Deven Sharma görevden alındı. İtalya ise S&P ve Moody's'in ofislerini basarak kasıtlı olarak not düşürdü gerekçesiyle haklarında soruşturma başlattı. Türkiye de benzer bir yol izleyerek, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının son bir yılda Türkiye hakkında yaptıkları açıklamaları toplayıp tutarsızlıklarını göstererek uluslararası mahkemelerde "Türkiye'nin notu haksız yere düşük tutuluyor. Yatırım yapılabilir seviyeye getirilsin" diyerek dava açabilir. Ek olarak da Euromoney ekonomistlerinin "Türkiye'nin notu yatırım yapılabilir düzeyde olmalıdır" değerlendirmesini dosyaya koyar.
Hatta kasıtlı olarak düşük tutulan not nedeniyle, ödenen yüksek faizleri ve kaybedilen yatırımların bedellerini tazminat olarak derecelendirme kuruluşlarının Türkiye temsilcilerinden ve kurumun tüzel kişiliğinden talep edebilir. "Bu da olabilir mi?" diyebilirsiniz. Evet olabilir, çünkü uluslararası derecelendirme kuruluşları para karşılığı bu işi yaptıklarına göre, bir ülkeye haksız olarak verdikleri zararları da tazmin etmekle sorumludurlar.
Peki bu işi kimler yapacak? Bunu Hükümetle birlikte kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri TOBB, TMMOB, TÜRMOB ve işadamları derneği TÜSİAD yapabilir. Çünkü haksız ödenen faizler hepimizin verdiği vergilerle karşılanıyor. Daha düşük faiz ödesek, kredi faizleri de gerileyeceği için yatırımlar artacak, istihdam ve refah çoğalacak. Hatta ülke notu artınca daha çok yabancı sermaye gelecek, yeni teknoloji, yüksek ve sürdürülebilir büyüme hızı sağlanacak. Bizim kamu maliyesi göstergelerimiz ABD'den de İtalya'dan da iyi olduğu halde, ABD ve İtalya tepkisini gosteriyor da biz niye hiç ses çıkarmıyoruz? Eğer durumdan memnunsanız, "haksız yere yüksek faiz ödeyelim" diyorsanız, şunu bilin ki yeni Türkiye'nin insanları her şeyin farkında. Yüksek faiz yüzünden yüksek dolaylı vergi ödeyen vatandaş bir süre sonra inanın susmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi