Dünü ile bugünü birbirini tutmayanların içine düştükleri acıklı duruma baktıkça "Vah vah vahhh" demekten kendimizi alamıyor ve yine kendi kendimize soruyoruz: Değer mi?

Sahi, bu kadar küçülmeye, bu kadar ezilmeye değer mi?

İnsan bugün sahip olduğu nimetleri elinden kaçırmamak için bu kadar küçülür mü ve dün söylediklerine bu kadar ters davranır mı?

Şahit olduklarımıza bakınca demek ki insan bu kadar küçülürmüş ve dün söylediklerine bu kadar ters davranırmış demekten kendimizi alamıyoruz!

Dünü ile bugünü tutmayan adamlar yerine dün dediklerine bugün de sahip çıkabilen adamları her zaman tercih ederiz!

Bizim açımızdan adamlığın temel şartlarından biri budur!

Dün öyle, bugün böyle olanlar bu yolla belki makam mevki sahibi olabilirler!

Ama itibar sahibi olamazlar!

İtibar sahibi olamadıktan sonra da dünyanın tüm makam ve mevkileri onların olsa neye yarar?

Bu tiplerin iade-i itibar şansları da yoktur!

Onlar her devirde farklı davranmaları yüzünden yitirdikleri itibarlarının üzerine sergiledikleri yeni tavırlar ile de tüy dikerler!

İade-i itibarları için çalmadık kapı bırakmazlar!

Önünde eğilmedikleri insan kalmaz!

Çoğu kez refüze edilirler!

Ancak onlar bu refüzeyi idrak edebilecek bir halet-i ruhiyeye de sahip değildirler!

El öpmekle dudak aşınmaz gibi bir düşünceden hareketle affedilmek ümidiyle karşılarına çıkan her eli öperler!

Belki de bükemediğin bileği öp atasözünden yola çıkarak hareket etmektedirler, kim bilir?

Dün o bileği yerden yere vuracakları zannı ile ağızlarını geleni söylemiş olmalarının ceremesini bugün gayet ağır bir biçimde ödemek zorunda kaldıkları gayet açık ve net bir şekilde görülüyor!

Biz dünü ile bugünü birbirini tutmayanların başlarına gelenlere hiç üzülmüyoruz!

Derdimiz onların yolundan gitmekte olanları uyarmak ve kendilerine bir an evvel çeki düzen vermelerini sağlamaktan başka bir şey değil!

Onlar bütün bu yaşananlardan ibret dersi çıkarabilirlerse ne âlâ!

Çıkaramazlarsa aynı sıkıntıları yaşayacaklar demektir!

Yani milletin diline düşüp kamuoyunda istihza konusu olmaktan asla kurtulamayacaklardır!

Onlar da itibarlarını yitireceklerdir!

Bütün mesele bu yol ayrımında doğru karar vermekten ibaret!

Makam ve mevkii için her şeye rıza göstermek mi yoksa itibar sahibi olarak başı dik gezmek mi?

"Değer mi?" sorusuna verecekleri cevap yol ayrımındaki yönlerini de tayin edecektir!