Gül’ü ve Erdoğan’ı devirip yükseklere çıkmak isteyen muhteri
Birinci madde: ülkede dehşetli bir kriz ve kopukluk var. Korkunç kasırgalar esiyor. Sular bulanık mı bulanık. ülke ve devlet bir uçurumun kenarında. Parçalanmadan, bölünmeden bahs ediliyor...
Madde 2: İşte bu bulanık sularda akıllarınca balık avlamak isteyen birtakım muhterisler (ihtiraslılar) var.
Madde 3: Birkaç kişi, cumhurbaşkanı olmak için yanıp tutuşuyor. Onların bu hayallerinin gerçekleşmesi için Abdullah Gül’ün makamından indirilmesi gerekiyor.
Madde 4: Birkaç kişi de, Recep Tayyip Erdoğan’ın mahkum edilmesini, yasaklı olmasını, başbakanlığının bitmesini istiyor. Onlar da başbakan olmak istiyor.
Madde 5: Koltuk ve başa çıkmak ihtiraslarıyla cayır cayır yanan bu kişilerin bir kısmı AKP içinde bulunuyor. Bunların isimlerini bilen biliyor, bilmeyen bilmiyor...
Madde 6: Türkiye halkının büyük ve ezici çoğunluğunun istekleri şunlardır: Tam ve gerçek demokrasi... İnsan hakları ve hürriyetleri... Resmî ideolojisiz âdil hukuk devleti... Bağımsız, tarafsız, âdil yargı... Kokuşmadan, pislikten, kirlilikten arındırılmış temiz ve şeffaf bir Türkiye... Millî kimlik ve kültüre saygı... İç barış ve sosyal mutabakat...
Madde 7: Egemen azınlıklar, yüksek kastlar, birtakım bürokratlar, kendilerini efendi ve sahip sanan güçler bunları kesinlikle istemiyor.
Madde 8: Türkiye’de yakın tarihte bazı temel kurumlara sızmalar, çöreklenmeler olmuştur. Bu kurumlar ülkenin gerçek demokrasiye gitmesine izin vermiyorlar. Son derece kararlılar. Halk ile bu egemen kastlar arasında büyük bir çekişme var.
Madde 9: Halk iradesi gerçek ve tam demokrasiden yanadır. Bunda en küçük bir şüphe bile yoktur.
Madde 10: Türkiye’de, bundan önce defalarca yapıldığı gibi darbeye uygun ortam ve şartlar mevcut değildir. Globalleşen dünya da böyle bir şeye izin vermez. Ne bir darbeye, ne de bir postmodern darbeye...
Madde 11: Güdümlü apartheid/vesayet demokrasisi için çalışanlar AKP içindeki bazı kimseleri kullanmak istiyorlar.
Madde 12: Egemen azınlıklar, yüksek kastlar Türkiye’yi ayak sesleri duyulan bir savaşta komşu bir ülkeye karşı Amerika’nın yanında savaşa sokmaya bile kararlıdır. Böyle bir şey ülkemiz için felaket olur. Olsun, onların çocukları güvendedir.
Madde 13: Bu kaos ortamında, güçlü Sabataycı kesim homojen bir yapıya sahip. Onların içlerinde de gruplar, hizipler, fırkalar var. Bir kısmı gerçek/tam demokrasiden yana görünüyor. Bir kısmı tam zıddı fikir ve görüşler besliyor.
Madde 14: Vaktiyle bir basın ve iş hayatı kralımız vardı. Günün ve gecenin her saatinde başbakan ile direkt telefonla görüşürdü. Sonunda iflas etti, imparatorluğu ve bu arada gazeteleri battı... Bugünkü birtakım medya babaları/krallarının da akıbetleri ona benzeyebilir. Tam ve gerçek demokrasiyi durduramazlar, halkın elini kolunu bağlayamazlarsa üç-beş sene içinde işleri bitiktir.
Madde 15: Güdümlü, ideolojik vesayet demokrasisi taraftarları planlarını uygulayabilir, (içlerinde bazı AKPlilerin de bulunacağı) kendi hükümetlerini kurabilirlerse düzmece vak’alar ve senaryolarla ülkenin bazı yerlerinde sıkıyönetim ilan edebilirler, demokrasi isteyen halka dehşet verebilirler, hattâ kütle halinde tutuklamalar yapabilirler.
İslâm’da Kadınlar için Başörtüsü Emri Vardır!..
TüRKİYE’nin ilk kadın vaizi imiş... Adı Prof. Dr. Beyza Bilgin imiş, işte bu kişi İslâm’da başörtüsü emri olmadığını iddia ediyormuş ve evinde namaz kılarken başını örtmüyormuş...
Uzun yıllardan beri D....ler dinimizi tahrife uğraşıyor. Allah’ın indirmiş olduğu münzel, ilahî, gerçek İslâm’ı kaldırıp ılımlı, beşerî, sulandırılmış, ehlî bir İslâm türetmek istiyorlar.
Bunun için de birileri kadınları kullanıyor.
D....lerin ve benzetilmişlerin en kızdıkları şey tesettürdür,
Müslüman kadınların başlarını örtmeleridir.
Diyanet’e baskılar yapıldı ve kadın müftü yardımcıları tayin ettirildi.
Büyük bir ilimizin müftülüğü Kur’an kursu hocalarından ve vaizelerden oluşan bir kadınlar korosu kurdu ve bunlar erkeklere çalgılı konserler veriyor.
D....ler ve benzetilmişler var güçleriyle İslâm’da başörtüsü olmadığını iddia ediyorlar.
İslâm’da tesettür vardır. Başörtüsü bin dört yüz yıldan beri hür Müslüman kadınlar tarafından kullanılmaktadır.
Eskiden kölelik vardı, köle kadınlar, cariyeler başörtülü olmakla yükümlü değillerdi.
D....ler ve benzetilmişler, hür Müslüman kadınları cariye ve köle statüsüne indirmek için çalışıyor.
Diyanet’in tesettür konusunda gerekçeli iki fetvası vardır. Bunlarda tesettürün ve başörtüsünün Kur’an ile Sünnet ile icmâ-i ümmet ile sabit bir farz olduğu açıklanmaktadır.
Günümüzde Türkiye Müslümanları şu altı dinî değeri korumalıdır.
O Beş vakit namazın kılınması.
O Hür ve mukim erkeklerin bu beş vakit namazı elden geldiği kadar cemaatle kılması.
O Kadın ve kızların tesettüre girmesi.
O İtikadın tashih edilmesi, yani inanç bilgilerinin Kur’an’a, Sünnete, icmaya uygun olması.
O Bütün Müslümanların kendilerine yetecek kadar ilmihal bilgisine sahip olması.
O Ahlâk ve fazilet konusunda genel bir kampanya açılması, ahlâksızlıklarla mücadele edilmesi, faziletli bir İslâm toplumu oluşturmak için uygun şekilde çalışılması.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Bayan Prof. Dr. Beyza Bilgin’in tesettür ve başörtüsü konusundaki yanlış ve yanıltıcı beyanını tekzip etmeli; Müslüman halkı uyarmalıdır.
Bunu yapmazsa vebal altında kalacaktır.
İslâm’ın temel bir farzı yanlış yorumlanıyor ve Diyanet susuyor... Böyle bir şey olamaz!..