Rahat, Hazrolll, İlerii Bakk!!
Başlıkta okumuş olduğunuz komutlar herhangi bir askeri birlikten değil.. Dün yeni eğitim-öğretim yılını açmış olan okullarımızın kapısının önünden yükselen komutlar.. Beden eğitimi öğretmeni geçmiş çocukların karşısına onları hizaya getiriyor. Rahat... “Rahat, hazrooll.. Rahatta dinle..”
Daha ne anlama bile geldiğini bilmedikleri komutları yerine getirmeye çalışan milyonlarca sivil (!), özgür (!) bireyler... “Rahatta Dinle” komutuyla, “rahat” bir nefes alacağını zanneden bir lokmacık çocuklar, “rahat” pozisyonunun aslında çok da “rahat” bir pozisyon olmadığını, rahatta dinlemenin de belli kuralları olduğunu nereden bilsinler.. Madem belli bir duruş ve bekleyiş şekli var, o halde ismi neden “rahat” ki bu duruşun?..
¥
Bu tek parti döneminin kalıntısı, darbe dönemlerinin meşrulaştırdığı ve normalleştirdiği uygulamalardan vazgeçilmeden, eğitimde-öğretimde nasıl özgürleşeceğiz Allah aşkına?.. Hadi asker gibi dizmediniz çocukları diyelim ki.. Hadi kol hizası alıp tören yürüyüşü yaptırmadınız varsayalım. Peki arkasından “Türk Varlığı”na, çocuklarımızın varlıklarını armağan etme gayretini nasıl açıklamalı?.. “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diyerek sanki çalışkanlığın ya da doğruluğun Türklüğün bir şartı ya da imtiyazı olduğu yönündeki algıyı nereye koyacağız? Hadi, “elhamdülillah müslümanım” dedirtmiyorsunuz çocuklarımıza.. Peki içinde bulunduğumuz demokratikleşme sürecinde, zoraki “Türküm” dedirttiğiniz “Kürt” çocuklarına nasıl açıklıyorsunuz bu durumu? Liselerde okutulan milli güvenlik derslerini saymıyorum bile. Aslında daha inkılâp tarihi, coğrafya gibi derslerde bile kendini hissettiren faşist müfredatın tümü için bu söylediklerim, ama en belirgin olanı milli güvenlik dersleri olduğu için sembolik olarak onu dile getiriyorum. Üniformalı subayların sınıflara girip, çocuklarımızı “dikkaaatttt!” diye bağırttıkları o dersleri hatırlarsınız. Sonunda ne olduğunu da gördük. Eğitim vermek niyetiyle okullara giren üniformalı adamların öğrencilerden öğretmenlerden velilere kadar hepimizi nasıl fişlediğini iddianamelerden yüzümüz kızararak okuduk.
DEMOKRASİ DERSİ
“Hiç mi iyi bir iş yok?” diye soranlara özel ifade edelim; “Vatandaşlık ve demokrasi dersi” çok doğru bir iş.. Tek parti döneminin faşizan uygulamalarıyla tabuya dönüşmüş olan birtakım sosyal ve kültürel meselelerin aslını anlatması bakımından önemsiyorum. Referandum sürecinin ünlü sloganıyla ifade etmek gerekirse; “yetmez ama evet”
OKUL BOYKOTU
Dün kaleme aldığım, DTK’nın okul boykotuna Müslüman Kürt kardeşlerimin itibar etmemesi yönündeki yazıma çok önemli geri dönüşler aldım. Zaten bu boykota kulak asmayan, PKK’nın sözünü emir telakki etmeyen bölge insanının eğitim konusunda da kendi kararını kendisinin verdiğini dünkü açılış günü görmüş olduk. PKK bir kez daha kendi çalıp kendi oynadı. Ha “okulu boykot etmeyin” derken, her şeyin de güllük-gülistanlık olduğunu iddia etmiyoruz elbette. Dahası, okullarda katı Kemalist ideolojik eğitim verildiği yönündeki tespitimizi zaten yukarıda okudunuz. Ama bunları düzeltmek de yine bizim elimizde. Boykot ederek değil, katkı sunarak ancak yol kat edebiliriz. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.