Galatasaray'ın kadrosu zengin ama dengesiz. Forvette aynı tür çok eleman varken, bazı bölgelerde sıkıntı var. Bilhassa savunmada. Herkes, yönetim ve Terim takıma forvet aradı ama Galatasaray'ın ihtiyacı savunma elemanıydı. Çünkü;

Sabri, Gökhan, Servet, Hakan Balta (Çağlar)lı savunma geçen senenin aynı.

Geçen seneki Galatasaray'ın durumu da malum. Liderle arasında 40 puan fark vardı. Başarısızdı. Terim gelince bu savunmanın sınıf atlayacağını düşünenler ciddi şekilde yanılgı içindeler. Terim ne kadar bilge olursa olsun uyumsuz ve sınırlı yeteneklerin sahibi kişilere vereceği çok şey yok! O halde; 'zaman gerek, takım yenilerle uyum sağlasın' ya da Terim'in dediği gibi; 'daha hazır olmayanlar var' sözleri büyük bir kandırmaca. Galatasaray'ın kadrosu dengesiz, savunma ocakta takviye görmezse başarılı olması da zor.

Seçmek zor, vaz geçmek daha da zor

Taraftar, Terimli takımı gönüllerindeki arzuyla birleştirip hayal peşinde koşuyor ama gerçek bu değil. Kadro yetersiz! Bunu Terim de biliyor ve saçma arayışlara gidiyor.

Örneğin;

Baroş, Elmander, Sercan....

Üçünün birden oynaması takım tertibi açısından zor. Melo, Selçuk, Sabri olmazsa olmaz isimler. Engin Baydar ve Eboue, Terim'in gözdeleri.

Galatasaray'ın işlemesi için; savunma ile forvet arasında topu iyi kullanacak ve rakiple fizik mücadeleye girecek oyuncular gerek. Melo, Selçuk, Sabri, Eboue, Engin Baydar arasında Terim tercihte zorlanıyor. Daha Kazım ve Riera var.

İşte Terim'in açmazı burada.

Forvette birbiriyle eşdeğer tam 10 isim var ancak 6 kişi oynayacak. Oynamayan 4 kişi kim olacak. Terim burada bunalınca muhakkak oynatmak istediği isimlere yer bulmak için takımın çivisini çıkarıyor. Elemanların yerlerini değiştirince de takım sağlıksız bir işleyiş kazanıyor. Terim devamlı 11'ini bulursa Galatasaray arzulanan futbola yaklaşır.

Galatasaray'ın sol kanadı yok. Reira banko oynayacak. Ya da Sercan...

Kazım da Terim'in takıntısı. Kötü de oynasa Terim ona güveniyor. Tartışmam bile hocanın görüşüdür. Ancak hal böyle olunca da ya Baroş oynayacak ya Elmander. Yani Galatasaray'da Baroş, Sercan, Elmander'in birlikte oynaması mümkün değil. Galatasaray'ın gol atması için de bunlardan ikisi şart. O zaman ofans-defans bağlantısını kimler kuracak?

Daha Ayhan, Aydın, Ceyhun, Yekta, Emre Çolak da var. Bunlar da iyi alternatifler.

Terim'in kararsızlığı nedir?

Forvette; Sabri, Eboue, Engin Baydar, Riera, Kazım, (Elmander-Baroş-Sercan) Terim'in kabusu isimler. Hangisini oynatacağını bilemiyor. Üstün performansta olan da olmayınca Terim haklı olarak arayışlara gidiyor.

Melo ve Selçuk 6'lı forvette en garanti iki isim. Geriye dört oyuncu kalıyor ki forvet tamamlansın. Kanatlarda Riera, Kazım... Forvetin ucu; Elmander ya da Baroş.

Dışarıda kalanlar; Sabri, Eboue, Engin Baydar, Yekta... Bu oyuncular da Terim için joker kıvamında.

Savunma aksadığına göre Eboue veya Sabri sağ beke mutlaka çekilecek. Sabri sağ beke çekilirse hem pozisyon hatası yapacak hem orta sahada rakibe Sabri gibi koşan-basan kalmayacak. Sabri'yi oynatıp oynatmamak zor karar.

Keza Eboue kesin sağ bekte olacak. Gerisi maceraya girer.

Engin Baydar mutlaka oynayacak. Terim ona güveniyor ancak Engin oynarsa Elmander-Baroş'tan biri kesilecek! Bu da zor karar.

Örneğin; Selçuk, Melo, Engin Baydar, Kazım, Elmander, Reira favori forvet.

Eboue, Ujfalusi, Servet, Hakan da savunma...

Sabri, Baroş, Sercan, Yekta oynamazsa da yazık!

Terim zorda... Ona hak veriyorum bu kadroda işi zor. Ama doğruyu bulmaya mecbur. Galatasaray'ın sabretmeye zamanı yok!

Terim tez elden ilk 11'i bulmalı ve takımın iskeletini kafasındaki futbola adapte etmelidir. Zaman kaybederse yazık olur.


Beşiktaş fırsat kaçırdı

Stoke City sıradan bir takım. Beşiktaş kazanacağı maçtan yenik ayrıldı. İki sebep var; Carvalhal'in anlamsız sabrı ve orta sahanın topu gol noktalarına aktaramaması. Quaresma tek başına bir şeyler yapmaya çalıştı. Simao ve Edu da silik kalınca Beşiktaş'ın gol atması zorlaştı. Gol de zaten sağ bek Hilbert'ten geldi, Carvalhal de bunu seyretti.

Rüştü deneyimli kaleci ama yüksek Stoke City forveti karşısında ezildi. Savunma da onlarla başa çıkamadı. Egemen sert ama topla pasif! Sivok gereksiz bir penaltıyla takımını bir puandan etti. Beşiktaş Holosko'yu ve Kavlak'ı denemeliydi. Carvalhal bu konuda geç kaldı. Kontratağa iyi çıkabilseydi goller bulurdu, ilk golü atmasına rağmen maçı veren Carvalhal oyuna hükmetmekte gecikti.


Trabzonpor havayı buldu

Lille Fransa'da ligin güçlü takımlarından. İnter de öyleydi ve Trabzonspor ikisine de yenilmeyerek grubunda liderliğini sürdürdü. Bu takdir edilecek bir başarı. Trabzonspor'un bu sene yurt dışında yenilendiğini de düşünürsek bugünden Karadeniz Kaplanı havayı buldu diyebiliriz. CSKA maçı Trabzonspor'un gruptan çıkışını ilan edebilir.

Hangi birini kutlasam ki...

Sadri Şener'i mi? Güneş'i mi, Tolga'yı mı, Colman, Zokora'yı mı?

Bence Trabzonluyla horon tepmek en iyisi. Başarı onlarındır.

Öyle değil mi Nuri Başkan?

TS Bordo-mavi ama Avrupa'da al bayrak dalgalanıyor.


UEFA sıkı takipte

İsviçre'den gelen haberler hiç de iç açıcı değil. Onlarda 'Türkiye'de siyasilerin Fenerbahçe hakkında iyimser konuşmaları hakemleri de etkilemeye başladı' görüşü hakim. Bir başka kanaat de şu; şayet Aziz Yıldırım istifa etmezse Fenerbahçe bu sezon Avrupa'ya gitmeyi hak etse bile UEFA, Fenerbahçe'yi Avrupa Kupalarıına almayacak!

TFF tez elden tavrını koymalı, Platini umurumda değil ama UEFA ile ipler daha fazla gerilmemeli. Yoksa gidişat iyi değil.


Rus'u kızla yendik!

Voleybolde mükemmeliz. Son Dünya Şampiyonu Rusya'yı set vermeden yeniyorsak bu şu demek; Helal sana bacım!...

Şimdi yarı finaldeyiz. Avrupa Şampiyonu olmak için önce Sırbistan var sırada...

Bu ikinsi yarı final.

Sonrası; Kadının fendi Avrupa'yı yendi olacak.

Ne mutlu Türk kadınına...


Fiske!

Yeni bir yayın kuruluşu her şeyi pespaye bir tartışmadan elde edeceği reytinge bağlıyor, Çakar-ı Ahmedi tahrikle faik olmaya çalışıyorsa akla şu ünlü dizeler geliyor;

Bütün tvler aynı hızla kirleniyordu,

Birinciliği beyaza verdiler!