Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Türkçe Olimpiyatları muhteşemdi

Türkçe Olimpiyatları muhteşemdi

Bazen, “anlatılmaz” “yaşanılır” denilir ya, işte “6. Türkçe Olimpiyatları” öyle bir şeydi. Bir insanın veya binlerce insanın, duygu seli içerisinde 3 saat, neredeyse hiç kıpırdamadan büyük bir coşku seliyle oturduklarını düşünebiliyor musunuz?
Dünyanın 110 ülkesinden 550 öğrenci Türkçe etrafında ve Türkiye’de bir araya geliyor ve aynı dili konuşabiliyor. Bu ülkelerin pek çoğu, Türkçe sayesinde ve Türk okulları sayesinde birbirini tanımış ve bütün dünya Türkçe’nin, Türkiye’nin avuçları içerisindeydi.
Bırakın dünyanın 110 ülkesini, daha düne kadar Türkiye’den herhangi birimize, “Harita üzerinde Afrika ülkelerinden birinin yerini gösterin” desek, göstermek şöyle dursun, o ülkelerin pek çoğunun ismini bile duymamışızdır.
Bizde coğrafya bilgisi, Avrupalılaşma (!) çağdaşlaşma (!) ve aydınlanma (!) adına genelde yakın komşularımız ve Avrupa’dan birkaç şehirdir. Osmanlı’nın idare ettiği topraklardan tarih kitapları kısaca söz eder, onu da Osmanlı’yı suçlayarak söz eder.
Böyle bir eğitim ve bilgi sisteminin yetiştirdiği insanlar, elbette harita üzerinde pek çok ülkenin yerini gösteremediği gibi adını da bilemeyecektir. Bu bir itiraf değil, ülkemizin bir gerçeği. Son altı yedi yıldır eğitim sistemi kirli zihniyetten biraz olsun kurtulabilmiştir.
Gecenin muhteşemliğine halel getirmeden mevzuya devam edeyim. Türk okulları sayesinde dünyayı tanıdık, dünya da bizi tanıdı. Hem öyle bir tanıdılar ki, Türkler ve Türkiye bu ülkelerin kurtuluşu demek oldu. Dünya üzerinde güvenebildikleri tek ülke Türkiye oldu.
Nasrettin Hoca’nın “Göle yoğurt çalma” hikayesini herkes bilir. Hoca yoğurt yediği kabını göl kenarında yıkarken, oradan geçen biri sorar, “Hoca hayrola ne yapıyorsun” der. Hoca bu soruya aslında kızar, adam hocanın ne yaptığını görüyordur ama yine de böyle cins bir soru sormuştur.
Hoca hiç istifini bozmadan adama cevap verir: “Göle yoğurt mayalıyorum” der. Bu cevap karşısında adam; “Hoca hiç göle yoğurt mayalanır mı? diye yine alaylı bir tavır takınır. Hoca da; “Tutar tutar, sen adam olursan tutar” diye cevap verir.
Türk okullarının ilk açılmaya başladığı yıllarda bir kısım çevreler bu hizmeti; “Göle maya çalma” hikayesine benzetmişti. Şimdi o yüzlerin kızardığını görmemek mümkün değil. Dünyanın en ücra köşelerine kadar Türk okullarının açılması ve böylesine mükemmel başarıların elde edilmesi, “adam olunca göle bile maya çalınabileceğini” göstermiştir.
önceki gece devletimiz adına, ülkesini ve milletini seven halkımız adına büyük bir onur ve gurur gecesiydi. Gözyaşlarının sel olduğu gecede, Türkiye’nin büyüklüğünü ve Osmanlı’dan kalan mirasın devam ettiğini gözlerimizle gördük, kulaklarımızla işittik. Tek kelimeyle muhteşemdi, muhteşemdi, muhteşemdi.
Dünya devletlerinde dürüst tarihçiler, Osmanlı’nın şefkatinden, Osmanlı'nın kucaklamasından, Osmanlı'nın adaletinden ve Osmanlı'nın uluslararası organizasyonundan söz ederler ve hayranlıklarını dile getirirler. Hâlâ binlerce dürüst tarihçi, “Keşke Osmanlı bu yüzyılda da devam etseydi” diye hatıralarında yazar.
İşte Türkçe olimpiyatlarında; Osmanlı'nın, adaletine, şefkatine, kucaklamasına ve mükemmel organizasyonuna şahit olduk. 110 ülkeden, 550 öğrenci, başta İstanbul olmak üzere, 15 vilayetimizde 13 dalda yarışmalar yaparak, dünyada Türkçe dilinin nasıl öğrenildiğini, Türkiye’nin nasıl tanındığını gösterdiler.
Asıl kahramanlarımız elbette eğitim gönüllüsü insanlarımızdır. Hiç tanımadıkları, bilmedikleri ülkelere gidip, günlerce, aylarca, aç susuz, evsiz, barksız, hizmet ederek, kendileri oralarda, aileleri burada, gurbet ve gönül yorgunluğu çekmeden, sırf insana ve insanlığa hizmet adına, dünyanın çeşitli ülkelerinde okul açmak ve eğitim vermek her babayiğidin harcı değildir. Asıl kahramanlarımız o insanlardır.
Türkiye’nin büyüklüğünü ve milletimizin büyüklüğünü anlamak ve anlatmak için ciltler dolusu kitaplara bakmaya hiç gerek yok. Türk okullarına bakmak yeterlidir. Yeter ki, bakmasını bilelim ve insan kimyamızı şeytana değil, aklımıza teslim edelim kafi.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi