Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Niçin sızlanıyorsunuz?

Niçin sızlanıyorsunuz?

Hep birlikte düşünelim. Atatürkçüsü, Kemalisti, Müslüman’ı, ilericisi, gericisi ne var ne yok hepsi düşünmeli. Bir zamanları düşünelim. Bundan 10-15 sene önceki olaylara çok kısa olarak bir göz atalım. Tarafsız olarak, adil olarak düşünelim.
Mürteci diyerek, bizleri adım adım, santim santim takip ediyordunuz, biz şikâyetçi olduk mu?
Evlerimizi basıyor, kitaplığımızı karıştırıyor, Seyyit Kutupları, Mevdudilerin eserlerini suç unsuru görüyor, bizlere hakaret ediyordunuz. Biz, hiç şikâyetçi oluyor muyduk, sızlanıyor muyduk?
Sizlerden Law silahları çıkıyor, ‘Bunları kim ihbar etti’ diye bağırıyorsunuz. Bizlerin cebinden küçük ebatlı Kur’an çıkıyordu. Dişlerimizi temizlediğimiz misvaklar çıkıyordu. Siz ne diyordunuz? “Bu odun parçasını cebinde niçin taşıyorsun?”
Bizleri fişliyordunuz. Ülke için kara leke diyordunuz, ağzımıza hakaret edip, kara ses diyordunuz. 2 milyar müslümanın bayram gününe kara Cuma diyordunuz. Bizler sızlandık mı? Şikâyetçi olduk mu?
“Kanun önünde herkes eşittir” diyordunuz, alnı secdeli insanlara gelince, çağın dışına atıyordunuz. Peki suçumuz ne idi?
“Bundan sonra mahalleye muhtar bile olamaz” diyordunuz. 10 sene içinde muhtar olmaz dediğiniz insan, ülkeyi, devleti, milleti dünya devletlerinin, ülkelerin birinci sırasına koymak için mücadele ederken, sizler cins cins suikast projeleri üretmediniz mi?
Cumhuriyet mitingleri adı altında anamıza, avradımıza sövmediğiniz kalmıştı, 10 senelik zaman diliminde gerici, yobaz dediğiniz insanlar size ne dedi?
Bu ülkeyi, Kürdü ile, Türkü ile, Lazı ve Çerkezi ile aile ocağı haline sokmak için gün geldi ağladık, gün geldi yardımlarına koştuk, gün geldi kızlarını aldık damatları olduk, kızlarımızı verdik, kendimize damatlar yaptık. Peki, siz ne yaptınız ey dinozor zihniyetli çağdaşlıktan yoksun insanlar. Eli kolu bağlı insanlara, insan dışkısını yedirttiniz, peki hangi problemi çözdü bu iğrenç girişiminiz? Başı kapalı kızları okul kapılarında ağlattınız, ikna odalarında psikolojik baskı ile yobazlığınıza tavan yaptırdınız. Bu işlem ile ülkenin hangi problemini çözdünüz?
Ergenekon iddianameleri bir bir çözülüyor. Mide bulandırıcı işler, Yunan’ın Güney Kıbrıs’ın, İsrail’in bile yapmadığı korkunç planlarla neyi hallettiniz?
İmam-Hatip neslini, hep aşağıladınız. Köküne kezzap suyu dökmeye çalıştınız. İmam Hatipler bugün, ülkeye medeniyet, barış, kardeşlik, dayanışma getirmek için mücadele ediyorlar.
Komünistlerden daha tehlikeli dediğiniz öğrenciler mi polise bomba atıyor?
Yaptığınız her iğrenç işi, hoşgörü adı altında kamufle ettiğinizi zannediyordunuz. Ama Rabbim, her şeyinizi deşifre etti. İlkokul öğrencimiz dahi utanmaz yüzlere tükürmek istiyor ama tükürüğüne hakaret olur diye yapmıyor.
Merak etmeyin, bizlerden size zarar gelmez. Çünkü bizler Allah’a inanıyoruz. Peygamberimizin peşini bırakmıyoruz. O bize ne diyor? “Kuduz bir köpek öldürülecekse, sakın ona işkence yapmayınız ve güzel öldürünüz” buyuruyor. Biz bilmeyiz işkenceyi, hakareti, sövmeyi... Biz bilmeyiz çalmayı, çırpmayı, hırsızlığı... Bildiklerimiz Allah’ın bize bildirdikleridir. “Ey Musa ve Harun, Firavun’a gidin. Ona tatlı dille, güleç yüzle konuşun” İşte biz, bunları biliriz. Asrın teröristine nasıl hitap edileceğini Rabbimizden öğreniriz. “Yetimin hakkını koruyunuz” der Rabbimiz. Tüyü bitmemiş yetimlerin haklarını, hukukunu koruyarak, Rabbimize tekmil vermeyi biliriz.
Biz bilmeyiz bankaların içini boşaltmayı. Bildiğimiz, alın teri ile şehit kanının aynı kefeye konulacağı gerçeğidir. Biz, insanları sınıflara ayırmayı bilmeyiz. Bildiğimiz şey, kiliseye giren papaz, şeytana tapan satanist, havraya, sinagoga giren Yahudi, Lenin’in, Stalin’in fikirlerini taşıyan komünist, Peygamber evladıdır. Ne var ki babalarının yolundan çıkmış olan Peygamber evladı. Kabil’in, Hz. Âdem’in oğlu olduğunu kimse inkâr edemez. Ne var ki, babasının gittiği hak yoldan çıkmış asi bir evlattır.
Netice-i kelam, döneminiz bitti, fikir ve projeleriniz ortaçağın çöplüğüne atıldı. Mağlub olduğunuzu kabul etmeniz bir erdemdir. Şimdi sırada ülkesini, milletini, Kürt, Türk, Laz, Çerkez ırkına mensup olanların ülkeyi aile ocağı haline getirme dönemi başladı. Şimdi tribünlerden izlemek size, onurlu, şerefli yürüyüşü yapmak bize yakışmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi