“Harf”ler ve “rakam”larla barışık tek ülke Türki
Başbakan Tayyip Erdoğan, dur-durak bilmiyor... Daha önce de ifade etmiştim... Bu ülkede, bir zamanlar “yerinden kalkamayan başbakan”lar vardı...
İşte bu ülke; Tayyip Erdoğan’la birlikte “yerinde duramayan başbakan” dönemine geçti.
Gerçekten de yerinde duramıyor Başbakan... Bir bakmışsınız Mısır, Tunus ve Libya’da, bir bakmışsınız ABD’de... Bir bakmışsınız Makedonya’da, bir bakmışsınız Güney Afrika’da...
Bu adam ne zaman yatar, ne zaman dinlenir ve ne zaman yemek yer?.. Bitmek, tükenmek bilmeyen bu “enerji”nin kaynağı ne?..
Hani, “yaşadığı şartları” bilmesem; bazılarının dediği gibi, “saltanat sürüyor” derdim...
Ama biliyorum, görüyorum...
Eğer Erdoğan’ın yaşadığı bu hayat bir “saltanat” ise, tükürürüm böyle saltanatın içine!..
Ne “dinlenme” var,
Ne de doğru dürüst uyku!..
Sürekli koşturuyor!..
Ülkeden ülkeye!..
Liderden lidere!..
Peki, amacı ne?..
Amacı;
“Türkiye’yi dünyaya açmak!”
Ve de;
“Dünya pazarı”ndan pay almak!..
Güney Afrika’ya da, “125 iş adamı”nı götürmesi bu yüzden!..
HALKLARIN YÜREĞİNE SESLENİYOR
Artık, hemen herkes biliyor ki;
“Türkiye”, bütün dünyanın gözünde bir “marka ülke” olmaya, bütün dünyada “itibar” gören bir ülke haline gelmeye başladı.
İşin doğrusu;
Tayyip Erdoğan’ı herkes seviyor...
İnsanlar onu çok seviyor...
Çünkü Erdoğan; “kimsesizlerin kimi” ve “ezilenlerin sesi” olarak görülüyor.
Kabul edelim ki;
Erdoğan da, bu “imaj”ın hakkını veriyor... Bunu da; “rol yaparak” değil, “inanarak” ve “yaşayarak” yapıyor!
“Somali’deki açlık” meselesini gündeme getirirken veya “İsrail büyük tehdit, çünkü atom bombası var” diyerek, “Terör Devleti İsrail”i yerden yere vururken, bunu “lâf olsun” diye söylemiyor, “buna yürekten inandığı” için böyle konuşuyor.
NE DEMEK 5 DAİMİ ÜYE?
Konuşurken de, “tribünlere oynamak” gibi bir düşüncesi yok... Ya da, “nabza göre şerbet” vermiyor. İnandığını söylüyor.
Meselâ, “Somali’deki açlık” meselesini, ya da “5 daimi üyeden oluşan BM Güvenlik Konseyi”ni; sadece “ilgili ülkeler”de değil bütün plâtformlarda dile getiriyor.
Daha önce de yazdım...
“BM’nin yapısı”nı, hem de “BM çatısı” altında yerden yere vurmuştu...
Aynı “eleştiri”yi Güney Afrika’da da yaptı...
Ne demek 5 daimi üye?..
Ve neden, sadece “3 kıta”dan?..
Asya, Avrupa ve ABD kıtaları “daimi üye” iken, meselâ Afrika’dan niye bir temsilci yok?..
Düşünebiliyor musunuz;
Koskoca “Afrika kıtası”nın, BM’de bir “daimi temsilci”si yok!..
Erdoğan, bütün dünyanın geleceğinin, “5 daimi üye”nin iki dudağının arasında olmasına haklı olarak isyan ediyor ve diyor ki; “İllâ da daimi üyelik olacaksa; bu sayı 5’ten 10’a çıkarılmalı... 193 ülkenin her biri, dönüşümlü olarak BM Güvenlik Konseyi’nde yer almalı!”
“Adil” olan da bu!..
İşte bunu, gittiği her yerde dillendirdiği içindir ki, “sessizlerin sesi” olarak görülüyor Erdoğan... Onun sevilmesinin, ona hayranlık duyulmasının sebebi, işte bu...
Bir “umut” olmuş Erdoğan!’..
Önceki gün Güney Afrika’da verdiği “konferans” esnasında; gerek “BM Güvenlik Konseyi” ile ilgili eleştirileri, gerek “Terör Devleti İsrail”i yerden yere vuran sözleri, izleyicilerden büyük “alkış” aldı.
Demek oluyor ki;
Sadece “Araplar” değil, “Afrikalı”lar da seviyor Erdoğan’ı... Hani, bazı “kıskanç”lar, ona “Arapların Başbakanı” filân diyorlardı ya; şimdi ne diyecekler acaba?.. “Afrikalıların Başbakanı” mı, diyecekler?..
HARFLER VE RAKAMLAR!
Kim, ne derse desin;
Erdoğan, halkların gözünde artık bir “dünya lideri”dir, bir “dünya başbakanı”dır!..
Çünkü Erdoğan’ın Başbakanlık yaptığı Türkiye, “bütün dünya ülkeleri ile temas kurabilen” ve her yerde “itibar” gören bir ülkedir.
Özetle söyleyecek olursak;
Türkiye, bütün “harf”ler ve bütün “rakam”larla barışık bir ülkedir ve hemen her yerde “sözü dinlenmekte”dir!..
AB ile temas halindedir... ABD ile temas halindedir... Kısaca GAC dediğimiz Güney Afrika Cumhuriyeti’nde vardır...
Ortadoğu’da vardır, Türk Cumhuryetleri’nde vardır!.. İKÖ’de vardır, Afrika Birliği’nde vardır, Arap Birliği’nde vardır, Balkan Zirvesi’nde vardır.
Gelişmiş ülkeler dediğimiz G-20’de vardır, İslâm ülkelerinin oluşturduğu D-8’de vardır...
Yani, bütün “harf”lerde,
Ve de bütün “rakam”larda vardır.
Çünkü, Erdoğan bilmektedir ki;
“Her yerde olamayan, bulunduğu yerde rahat edemez... Bulunduğu yerde rahat nefes almak isteyen, her yerde olmak zorundadır.”
İşte bu yüzden;
Erdoğan, her yere koşuyor.
Hem de, durup, dinlenmeden!..
Üşüdüm geldim!
Güney Afrika ile ilgili izlenimlerimi, inşaallah yarın yazacağım... Ancak şu kadarını söyleyeyim; Afrika deyince hep “çöl”ü hatırlarız ya; tam aksine Güney Afrika “yemyeşil” bir ülke... Malûm, Türkiye’de hava biraz “serin”di; “Afrika’da kemiklerim ısınır” diye düşünmüştüm... Ama, “üşüdüm” geldim... Çünkü G. Afrika, “kış”tan yeni çıkıyor... İlginçliklerle dolu bir ülke... İnşaallah yarın yazarım.