Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu kriz kapitalizmin krizidir

Bu kriz kapitalizmin krizidir

Bakmayın doların ve euronun yükselmesine, batıyorlar.. Bu paraların karşılıkları yok. Nazım Ekren’in, Adım grubun sohbetindeki deyişi ile “karşılık mı dediğiniz, bir galon boya ve iki top kağıt, hepsi bu”. Bu kriz sadece Amerika’nın ve AB’nin değil, kapitalizmin krizidir.. Bu kriz ülkeleri de şirketleri de bireyleri de az ya da çok bir şekilde etkileyecektir..
Aslında gerçek şu ki, Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Bir de ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Sen misin malına, parana, silahına mağruru olan.. Ha bu bizim Ağalara da, oğullarına da ders olsun! Gururlanmayacaksınız, sonra apansız yakalanırsınız da, ne yapacağınızı bilemezsiniz. Kim derdi ki, koca Amerika, Koca AB bir anda böyle savrulup gidecek.. Bu kriz komünizmden sonra kapitalizmin krizidir.
Geçen hafta Ankara’da Aile Bakanlığı’nın aile forumu vardı.. Orada Frankfurter Allgemeine’den bir alıntı yapmıştım.. Göreceksiniz gelecek günler, geçen günleri aratacak.. Artan sağlık ve sosyal güvenlik maliyetleri batı ekonomisi için bir kara deliğe dönecek.. Siz misiniz bireycilik adına aileyi yok eden.. Orta ölçekli aile işletmeleri, daha doğrusu aile, küçük hücreler topluluğu oluşturuyordu ve bunlar siyasi çalkantılar, afetler, kriz zamanlarında müthiş bir dayanışma, yara alan ve zayıf hücrelerin canlandırılması için bir imkan ve şok dalgalara karşı gövdenin fleksibiletisini, töleransını artıran bir yastık, hatta ileri doğru hareket açısından bir sinerjik alan oluşturuyordu.. Bireyler atomize oldu. Dayanışma yok, kapitalizmin karakteri icabı, aile içine kadar uzanan bir rekabet ve çatışma var.
Zaten batıda aile mi kaldı. Beş kişilik bir ailede bir kişi cinsel sapkınlık içinde ise ve bir kişi en az bir defa intihara teşebbüs etmişse, bir kişi ileri derecede alkolik ya da uyuşturucu kullanıyor ve bir kişi psikolojik destek almadan kendi hayatını yönetecek durumda değilse ve bir kişi, psikolojik ve fiziki etkileri devam eden en az bir kere aşırı şiddete maruz kalmışsa, o toplumdan ne bekleyebilirsiniz..
Şu haberleri bundan sonra da çok okuyacaksınız: “Yunanistan’ın Euro Bölgesi tarafından kurtarılmayarak iflasa sürükleneceği korkusuyla tedirgin olan uluslararası piyasalar, Fransız-Belçika ortaklığı Dexia Bank’a yönelik endişelerle adeta yıkıldı. Avrupa borsalarında kayıp yüzde 5’lere ulaşırken İMKB yüzde 3,78 değer kaybetti..” Şimdi şöyle düşünelim, Yunanistan batacak olursa, fonlarını Yunan borsasındaki kağıtlara yatıran Fransız firmaları da batacak. Fransız firması batacak olursa o firmanın Türkiye’deki yatırımı da kaybedecek. O firmanın borsadaki hisselerini alan Türk vatandaşları da bu işten zarar görecek..
Komünistler “dünya işçileri birleşin” diyordu, komünistler birleşemedi ama sermaye bu birliği sağladı. Sigorta şirketleri gibi piyasa büyük ölçüde inter connecte hale geldi.
Yunanistan’ı kurtarmaya mecburlar.. Kurtarmazlarsa domino etkisi ile bütün Euro bölgesi bundan zarar görür.. Bir Yunanistan’ı bile kurtaramayan AB kime güven verebilir. Hem zaten Yunanistan batarsa, fonlarını Yunan borsasına, şirket hisselerine yatıran Fransız, İtalyan, Alman firmalarının kaybı daha mı az olacak.. Ya bu parayı verir ve yine çöküşü durduramazlarsa ne olacak.? Nereye kadar bu böyle devam edebilir. Yarın kriz İspanya, Portekiz, Belçika, İtalya ve Fransa’ya sıçrarsa ne olacak! Yunanistan’daki krizi önleyemeyen AB İtalya’daki çöküşü nasıl durduracak.. ABD desen zaten kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.
Hani tarihin sonu idi! Ha, ha, ha!.. Cici demokrasileri niye çözmüyor krizi. Nasıl bir anda devletçiliğe savruldular, piyasa çökerken her şey devlet müdahalesine endeksli hale geliverdi.. “Bırakınız batsınlar!”
Ekonomide global ölçüde bir kayıp olmaz. Birileri kaybederken birileri kazanır.. Çin kazanıyor gibi.. Biz de kazananlar ya da bu işten en az zarar görenler ve yakın gelecekte krizden kârlı çıkacak ülkeler kategorisinde görünüyoruz.. Kriz sonrası kurulacak dünya, piyasa, ekonomik ve siyasi düzen eski dünya olmayacak.. Çin’deki gelişme dikkat çekici, ama Çin nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan bir Medusa.. Çin’deki büyük şirketlerin önemli bir bölümü, ABD, İngiliz, Avrupa, Japon firmaları.. Çin komünistlere emanet edilen bir kapitalist sermaye holdingi gibi bir ülke.. Çin bir Medusa gibi, çevresindeki ülkeleri ekonomik olarak yutmaya devam ediyor. Eskiden ideolojisi ile yayılma siyaseti izliyordu, şimdi parası ve teknolojisi ile, Çinlileri Nijer’de petrol ve uranyum ya da su ararken, Sudan’da pamuk tarlalarında, Avustralya’da, Endonezya, Malezya’da teknoloji üretirken, bir başka yerle silah ticareti yapıyor. Çin’in olmadığı sektör kaldı mı?
Dolar batarsa Çin de krize girer. Çünki ABD’den sonra en fazla dolar Çin’de.. Kapitalistler ve komünistler birbirinin umudu oldu. Dolar Çin’e emanet. Bundan sonra ne olacak kimse bir ön görüde bulunamıyor.. Bilinen tek şey uluslararası ekonomik sistemin çökmekte olduğu. Bu çalkantı böyle devam edecek olursa kim batar, kim çıkar göreceğiz.. Ve bu kriz böyle devam edecek olursa bunun toplum üzerindeki etkisi ve tepki çok daha şiddetli olacak. Bu krizin siyasi sonuçları olacak. İşsizlik, enflasyon derken batıda sokağın sesi daha da yükselebilir.. Biz tarihin yaşayan tanıklarıyız. Biz her halukârda Allahu ekber ve elhamdülillah diyelim. Sabredenlerden ve şükredenlerden olalım. Allah ömrünüzü bereketli, şükrünüzü daim kılsın. Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Şimdi vahdet zamanıdır, şimdi safları sıklaştırma zamanıdır. Fitne zamanıdır! Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi