Osman Tanburacı

Osman Tanburacı

Almanya rakibimiz olamaz!

Almanya rakibimiz olamaz!

Sonuçtan vaz geçtim.

Bu maçta hayatımızda olmadığımız kadar dikkatli olmamız gerekir. Kahramanlık yapmanın, rakibe saldırmanın, sahayı arena gibi kullanıp boğayı şişlemenin zamanı değil!

Çok dikkatli olmamız gerek.

Bedel ödeyebiliriz!

Ödetebilirler.

Aman ha!...

UEFA...

.......................................

Mesut Özil ve Arda Turan'la da uğraşmamak lazım.

Amacımız; Almanlardan alabileceğimiz tek puan da varsa onu almak. Gerisi centilmenlik olmalı.

Yanarız vallahi.

Hiddink ne yapacak?

Bugünkü rakibimiz aslında Belçika. Almanya maçı formalite. Eldeki kadronun Almanya'yı yenmesi sadece gönüllerdeki bir beklentidir. Onun için de Guus, bir puana yönelik çok koşan, rakibe pres yapan, savunmaya dönebilen kalabalık orta saha kurmalıdır!

Örneğin;

Sabri, Gökhan Gönül, Mehmet Topal, Hamit Altıntop, Serkan, Arda, Burak Yılmaz ilk 11'e iyi yerleştirilmeli. Sakatlığı henüz geçmemiş Emre ve rakibe presi zayıf Selçuk Azerbaycan'a saklanmalı.

Alman takımına karşı Serkan ve Sabri daha akılcıdır. Bunlar mücadeleci tipler ve de savunma alışkanlıkları olan oyuncular.

Hiddink;

Ya forveti riske edip tek Burak'la oynayacak,

Ya galibiyeti düşünüp mağlubiyeti de kabul edecek.

Hiddink'in bu kararı sahaya süreceği takımı belirleyecek.

Bu hesaba göre;

Volkan – Sabri, Servet, Egemen, İsmail (H.Balta) - Gökhan Gönül, Serkan Balcı, Hamit Altıntop, Mehmet Topal, Arda, Burak'lı bir kadro Alman temposuna en uygun ve cesur bir kadrodur.

Gökhan Gönül, Serkan Balcı ve Mehmet Topal savunmaya dönük oyuncular. Aynı zamanda ileri de çıkanlar. Guus böyle düşünür mü bilemem!

Hem savunmayı 6-7 kişiyle sağlam tutmak, hem atağa kalkarken enerjik olmak.

Hamit Altıntop ve Arda ile atak başlatmak, Burak'la da gol kovalamak işin doğrusu gibi.

Hiddink iki mevki için şu beş isim üzerinde iyi düşünmeli;

Sabri, Serkan Balcı ve Gökhan Gönül.

Emre ve Selçuk İnan.

Hiddink ilk üçünü ofans-defans kullanabilir. Sağ bek ve orta saha için bunlar biçilmiş kaftan.

Emre sakatlığı geçer de oynarsa Sabri ile Serkan'dan biri oynamaz!

Hiddink'in işi zor.

Milli Takımın işi ondan da zor.

Gruptan çıkmayı garantilemiş Almanya'nın kadrosu belli; Savunmada; Boateng, Lahm direkt oynar.

Forvette; Khedira, Schweinsteiger, Podolski, Mesut kesin olur.

Sakatlığı süren Klose ve Gomez oynamazsa forvette Cacau da kesin görev alır.

Ötesini Löw bilir.

Akıl da şöyle der;

Bir puan yeter!


Doğru söyleyenin tokat yediği bir ülke


Futbol bizim neyimize? Alt yapımız yok. Sistemimiz yok. Kriterimiz yok. Yöneticimiz yok. Kendi iradesiyle hareket edebilecek bir TFF'miz yok!

Futbol üzerine ileri geri konuşanımız çok!

Gerçeklerden kaçıp sadece koyu rekabet üzerine kurulu bir toplumuz biz.

Kavgaya teşne!

Düşük seviye!

Şaibe çok,

futbolun zerresi yok!

Sağlıklı düşünce prim yapmadığı için futbolda ayak takımı işler reyting yapıyor,

Kalburüstü insanlar kenarda kalırken fırıldakçılar kol geziyor.

TV'lere bakıyorum; rezalet!... Kavga, isyan, hakaret, tecavüz...

Ne o futbol saati!... Futbolun zerresi yok!

Yazılı basına bakıyorum; yandaş medya sporun ahlak yönünü bırakmış, para ve şike üzerine kendini satmış! Herkes sahibinin sesi.

Teknik direktörlerin bazıları başarılı-başarısız, koruma altında...

Futbolcular günah keçisi...

Kulüpler Birliği Vakfı sanki TFF'nin üst kurulu, Meclis'in düzeltmeni!

Böyle bir ülkede; dalkavuk olmadın mı, birilerini okkalamadın mı, medyayı baskısı altına almış kaşar gazetecilerin teşkilatına üye olmadın mı yandın!

Ağzınla kuş tutsan hava...

Düzen böyle kurulmuş

Nasrettin Hocam!

Medyada, ahlaksızca yorum yapanlar, herkese boncuk vererek meslek hayatını sürdürenler, gönülden bağlı olduğu kulüplere alenen militan olarak hizmet edenler olduğu sürece biz adam olmayız!

Bu ülkede;

Yalana alışmışlar ordusu, doğru sözü yadırgar, kendini yanıltanlara prim verir. Düzgün adamlar ahlaksızların gerisinde kalır!

Doğru söyleyenler 'kandırılmaya alışmış toplum'un hışmına uğrar. Şer güçbirliği karşısında ensesine şaplağı yer!

Çünkü düzen böyle kurulmuş...

Ne yazık ki futbolda taşları bağlamışlar itleri salmışlar!

Haklısın be Nasrettin Hocam.


Şampiyonların profili

Beş hafta bitti. Ligin rengi ebruli. Netlik yok. Daha çok erken denebilir ama futbol açısından 'şu takım en iyisi' diyebileceğimiz bir görüntü de yok. İşte Şampiyonlarla ilgili notlarım;

Fenerbahçe her türlü karmaşaya rağmen lider. Futbola en yakın ve de kazanmasını bilen takım Fenerbahçe. Takım bütünlüğü, yenilerin uyumu Fener'i diğerlerinden farklı kılıyor.

Galatasaray Terim'in adına yaslanmış gidiyor. Futbolu arızalı. Takım bütünlüğü yok. Zor kazanıyor. Rakibi kontrol edemiyor. Ocakta savunmaya transfer şart. Güven vermiyor.

Beşiktaş umulan gibi değil. Değişeceği de pek mümkün değil. Kadrosu değerli, sahadaki oyunu kederli. Çok bireysel oynuyor, takım kimliği yok. Eksik mevkileri çok. Hocası çaresiz.

Bursaspor iki maç üst üste sendelemese en iyi takım diyebilirdim. Kazanmaya oynuyor. Gol atmasını biliyor. Kolay pes etmeyen dişli bir takım. Dikkat!... Savunması sorun yaratabilir.

Trabzonspor takım halinde iyi, gol yollarında Burak tek. Güneş'in bunu aşması gerek. Yeni bir takım olmasına rağmen güven veriyor. Kalesi sağlam. Trabzonspor ligin en iyilerinden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Tanburacı Arşivi