Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Roma heykellerin şehri

Roma heykellerin şehri

Hayırdır inşallah, rüyamda bir at gördüm. Tanıdık, güzel bir at. Roma'da antik dönemden kalma Kolezyum'un önündeydi, faytona koşulmuştu.

At gözlüklerini takmış, ikindi güneşi altında müşteri bekliyordu, fotoğrafını çekmiştim.

"Benden niye bahsetmiyorsun?" diye sordu hayvancağız.

At konuşur mu diye düşünme fırsatım olmadı, rüya bu... İster konuşur, isterse yağlıboya resim yapar.

Üzüldüm doğrusu, o güzel atın mahzun bir ifadeyle bakıp öyle sormasına.

Biraz da mahcubiyet hissettim.

*

Faytonlar turistler için.

Biz de İstanbul'da sur içindeki trafiği azaltıp faytonlar koyabiliriz diye kırk yıldır düşünürüz de bir türlü gerçekleştiremeyiz.

Elin oğlu atı, faytonu hayatın dışına çıkarmamış; başkentinin göbeğinde yüzlercesi dolaşıyor.

Ahali ise ekseriyetle minicik otomobilleri ve motosikleti tercih ediyor.

Park yeri sıkıntısı büyük çünkü.

İki koltuktan ibaret o küçük otomobilleri, yol kenarına sırayla park etmiş araçların arasındaki daracık yere, tek hamlede dikine park etmek mümkün.

Araba kiralamak yerine taksiyle ve yürüyerek ulaşım daha mantıklı.

Elektrikli otobüsler de çok kullanışlı.

Otellerde yer bulmak da mesele.

Ya çok önceden ayırtacaksınız yahut bulduğunuza razı olacaksınız.

Birinci şıkkı tavsiye ederim.

İkincide kahvaltıyı yetersiz bulabilirsiniz.

*

Roma'da bir "on dakika" efsanesi var.

Nereyi sorsak, "yürüyerek on dakika" cevabı alıyoruz.

Galiba bu turizm sektörünün geliştirdiği bir taktik.

Yaya on dakika denilen yerler taksiyle yirmi dakika tutuyor, söze kanıp da yürümeye kalkarsanız yarım saatten fazla.

*

Caddelerde rahipler, rahibeler kıyafetleriyle ve boyunlarında haçlarla saygın bir eda içinde dolaşıyorlar.

Özellikle dikkat ettim, yanımdaki arkadaşlar aynı şekilde dikkat ettiler, yıllardır orada yaşayan hemşehrilerimize de danıştık, netice aynı:

Laiklik elden gitmiyor rahipler ve rahibeler öyle dolaştıkları için.

Hal şu ki bizim din adamlarımız, cami dışına kıyafetleriyle çıkacak olsalar, kesinlikle laikliğimiz zedelenir!

Bu da ne demektir?

Şu demektir: Bizdeki laiklik çok daha hassas bir dengeye sahip.

Zaten kıyafet konusunda herhangi bir İtalyan'a soru sorsak, adam şaşkınlıktan düşüp bayılmazsa, gülmekten ölür.

*

Roma'da şehrin içinde bir park var, Gülhane Parkı benzeri.

İçine girince git git bitmiyor ve "Galiba bu park Roma'dan daha büyük" dedirtiyor.

Şehrin ortasından geçen nehir üzerinde pek çok köprü var ve hiç birinin mimarisi diğerine benzemiyor.

Meydanı bol bir şehir burası; iki üç sokak geçince başka bir meydanda buluyor insan kendini.

En çok dikkat çeken husus ise meydanların, büyük binaların her tarafında bol sütun ve çok bol heykel bulunması.

Sanki Romalılar işi gücü bırakmışlar, dört koldan heykel işine eğilmişler.

Tarihi taş yapıların önünde, tepesinde, duvarlarında heykeller yer alıyor.

Yeni binaların da çoğunda heykel mevcut.

Kadın, erkek... Hayvan, bebek... Çıplak, yarı çıplak... Kılıçlı, kırbaçlı... Mızraklı, haçlı... Kimisi üstüne bir şal atmış, kimisi yan yatmış çamura batmış...

Velhasıl Roma heykelden ibaret desek, yanlış olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi