Kurtlar ve Generaller
“Aksakalın Dilinden Efsaneler” kitabı başucu kitabımdır. Aral ile Hazar arasındaki Oğuz Ülkesi’nde yaşamış bir aksakalın ihatalı üslûbuyla makbul oğluna anlattığı birbirinden ibretli efsaneler içinde “Kurtlar ve Generaller” efsanesini memleketin üst askerî bürokrasisinde ne zaman bir yozlaşma başlasa yeniden okuma ihtiyacı hissederim:
Bak oğul! Oğuz Ülkesi’nde uzun zamandır iktidar generallere aitti. Bu, değişmez biri nastı. Uzun yıllar ülkede kurtlaşan generallerin hâkimiyeti vardı. Generallere devlet memuru demek hakaretti. Devletin hâmî ve bânîsiydiler. Devletin ve milletin askeri değildiler; millet ve devlet onların tebaasıydı.
Generaller kurttan türediklerini söylerlerdi. Babamın babasından dinledim ki oğul, generallerin asil kökleri başlangıçta şüphesiz kurt değildiler. İktidar ve hegemonya hırsıyla zihnî evrim geçirerek kurtlaştılar. Kurtların üniformalı olanlarına general denirdi. Aynı zamanda bir general bir generalin kurdudur. Ruh ve zihniyetleri din-i mübin’den beslenmeyince kurtlaşıyorlar.
Tanrının ulusalcı kurtlaşan generalleri diyor ki: “Biz, kurt atadan doğduk, soyumuz kurt soyudur, cinsimiz kurttur ve kurt olarak öleceğiz.” Generaller, dişi kurttan türeyenlerin sulbündendir. Efsaneye göre generallerin ilk atası Kut Dağı’nda dişi kurttan doğmuş kurt insandır. Generallerin karakterleri kurtlara benzer. Kurt gibi haşin ve yırtıcıdırlar. İçlerindeki en üstün kurdun başkanlığında hep muktedir olmak isterler. Aralarına başkalarını almazlar. Yalnızca kurtlaşan generallerin ve onlara tâbi olanların hegemonyası sürsün isterler.
Kurt, koyunların, yani mazlumların ezelî düşmanıdır. Generaller de, din-i mübin ve hürriyet içinde yaşamak isteyen Oğuz milletinin düşmanıdırlar. Kurtlaşan generaller, kurtlar gibi puslu havayı severler, günlük güneşlik havayı sevmezler. Siyasî olarak “açık toplum” dan nefret eder ve askerî militarizme bağlı toplumu severler. Kurtlaşan generalliğin bir özelliği de darbeciliktir. Darbe yapmadan duramazlar. Generallerin sık sık darbeciliğe kalkışması çağdaş bir kurtlaşmadır. Kurtlar çobanın sürüsüne zarar verdiği gibi, kurtlaşan generaller de millete zarar verir.
Babam Tolunbay’ın dediğine göre, kurtlar paranoyaktır. Dolayısıyla generaller de paranoyaktır. Ormandaki her yaratığı “düşman” bilirler. Kurt için kendi cinsinden başkası daima “düşman”dır. Generaller gibi “iç düşman, dış düşman” kabusu görürler sürekli. Onun içindir ki kurt her vakit “teyakkuz” hâlindedir. Kurtlar da, generaller gibi iktidarı paylaşmak ve darbeyi sahiplenmek isteyen başka kurt sürüleri çıktığı zaman kendi içlerinde bir iktidar kavgası başlatırlar.
Generallerin kanunları kurtların kanununa benzer. “Kurt kanunu” tabiri yahşi bir romancıya aittir: “Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Kurtlar açlık dönemlerinde hiç av yapamadıkları zaman, hepsi bir araya toplanır ve kendi etraflarında bir daire oluşturarak dönmeye başlarlar. Bu dönme sırasında ilk yorulup yere düşen kurt diğer kurtların avı olur.”
Kurtlar, açgözlü, kibirli, bencil, iktidar hırsı olan yırtıcı ve acımasız vasıflara sahiptirler. Bu yaratıklarda merhamet, sevgi, güvenirlik gibi meziyetler bulunmaz. Ormana, yani topluma aidiyet hissetmezler. Generaller, tartışılmaz olduklarına inanan kurtlar gibi üstün bir sınıf şuuru taşırlar. Kendi sınıf kimliği adına konuşurlar daima.
Generallerin kurtlaştığı bir ülkede dirlik düzen, barış ve huzur olmaz. Generaller, milletin kurdudur. Kurtluk, ezmenin, parçalamanın ve baskının bir sembolüdür. Kurtluk, kendi gücünü en üstün güç bilen, hak hukuk tanımayan bir karakterdir. Düzen ve iktidarın kendi kontrollerinde olup olmadığına bakarak sık sık “balans ayarı” yaparlar. Kurtlaşan generaller için Oğuz halkı dolgu maddesidir. İnsanlar itaat etmeli ve boyun eğmelidir.
Atalar sözüdür, “koyunun bulunduğu yerde kurt eksik olmaz.” Demek ki, millete rağmen kimi zaman kurtlaşan generallerle idare edilmek, onların zulmüne uğramak kader de varmış. Şüphesiz ki milletin huzura kavuşması için içimizdeki kurtların ayıklanması gerek. Sadi üstadımıza göre “kurtlar birbirine düştüğü zaman, koyunlar rahat edermiş
Generaller niçin kurtlaşırlar. Generaller düşünen ve konuşan birer kurt mudur? Kurtlaşan generallerle iktidar olanlar da onlara benzerler. Kurtlaşmak, kendinden olmayanı sevmemek, kabullenmemek ve saldırmaktır. Ay dolunayken kurtlaşan kötü adamlar gibi bâzı generaller de “Hakk’a tapan millet” çoğalıp hayatı kuşattıkça krizleri tutup kurtlaşıyorlar. Generallerin kurtlaşması, ordunun ve milletin zararınadır.
Kimi generallerle kurtlar aynı vücutta yaşıyorlar. Eski Yunan’da cezalandırılacak kötü insana “kurt adam” cezası verilir ve ölünceye kadar kurt olarak kalırmış. Demek ki “kurt adamlık” lanete uğramışlığı temsil ediyor ve insanlıktan düşmüş olan mânasına geliyor.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v), “insanlar öyle bir zamanla karşılaşırlar ki, herkes kurtlaşır ve kurt olmayanları ötekiler yer” buyuruyor.
Kurtlaşan generallerin ruhu Doğu’dan Batı’ya aynıdır. Oğuz Ülkesi’nde de hep böyle olmuştur. 1926’da, 27 Mayıs’ta, 71 Muhtırası’nda, Balyoz Darbesi’nde kurtlar gibi hegemonya yüzünden birbirlerini saf dışı etmişlerdir. Meselâ 1926’da İngilizci Kamalovist generaller kurt kanununa uyarak, Almancı-İttihatçı generalleri yemişlerdir. Kurtlar kuzuyu da kendinden pay isteyeni de yerler. Kurtlaşan generaller her halükârda iktidarı Hakk’a tapan Oğuz milletine bırakmazlar.
Kurtlaşan generallerin en çok sevdikleri kelimeler: Laiklik, devrimci cumhuriyetçilik, Kamalov ilke ve inkılâpları, ulusalcılık, atacılık, darbecilik, askerî konsey idaresi. En nefret ettikleri kelimeler: Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Oğuz Milletinindir, din- mübin, cemaat, tarikat, hoca, câmi, mescid, başörtüsü, namaz, oruç, hac, kurban bayramı, sakal, takke, imam-hatip.
Oğuz Ülkesi için en büyük tehlike İttihat’tan bu yana kurtlaşan generallerin gen ve ruh sulbünün devam etmesidir. Kamaloviç, Muğlalıoviç, Gürseloviç, Madanoğluoviç, Evrenoviç, Çevikbiroviç kurtlaşan azılı generalliğin yakın tarihteki şedit birer numunesidir. 28 Şubat’ın kurtlaşan generallerinin ruhunun hâlâ dolaştığını görür gibiyim.
Kurtlaşan generallerin akıbeti çok fenadır oğul. Hiç hayırlı ölen general var mı? İçlerinde huzur içinde ölen yok. Bunların çoğu, milletin âh’ı ve kanı tutarak akıl ve ruh sağlıklarını kaybedip akıl hastanesinde rezil bir vaziyette ölürler.
Generallerin kurtlaştığı bir ülkede yaşamak insanın âdemiyetine, yani din-i mübin üzere yaşamasına mânidir. Kurtlaşan generalleri diğerlerinden ayırıp temizlemek lâzım. Bu neviden generallere gönül veren insan var mıdır ülkede? Hz. Mevlâna’nın dediği gibi, “koyunun kurttan korkması şaşılacak bir şey değildir. Asıl şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.