Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İletişimsizlik

İletişimsizlik

Bir sözü söyleyenin ya da bir iş yapanın o sözden ve o işten ne kasdettiği kadar, karşısındakinin o sözden ve işten ne anladığını da düşünmesi gerekir.. Dahası, o söz ya da iş başkaları tarafından nasıl anlaşılıyor, değerlendiriliyor..

Kan davalarında da bu iletişim sorununun payı büyük.

Biz hep sorunun tezahürleri ile uğraşıyoruz. O sonucu doğuran süreci sorgulamıyoruz. Aslında orada tek bir sebeb yok.. Terörle mücadelede başarısızlığın asıl sebebi de bu.

Yıllar önce “Terörist Kim” diye çıkan, birkaç baskı yapan bir kitabım var. Orada bir tesbitim vardı: Kazanılan terör eylemlerinin adı, kazananların resmi tarihinde kutsal kurtuluş savaşına dönüştürülür, kaybedilen kurtuluş savaşı, kazananların gözünde bir insanlık suçu olarak terör eylemi olarak tanımlanır..

Terör eyleminde kimin eli kimin cebindedir pek belli değilse.

Apo’nun önemli bir sözü vardı: Terörü bitireni bitirirler.. Terör biterse Apo da biter. Apo istese de, PKK, KCK, BDP, Halk Kongresi istese de terör öyle hemen bugünden yarına bitmez..

PKK, kendini Kürt halkının tek meşru temsilcisi gibi takdim etmeye çalışıyor. Bu da gerçek değil.. Her sözlerinin başında demokrasiden söz ediyor olmaları da çok da demokratik bir yapı oldukları anlamına gelmez..

Öğretmen kaçırarak yurt bombalayarak demokrasi mücadelesi olmaz..

Devlet kendi içinde mıntıka temizliği yapıyor. Bağırsaklarını temizliyor. Ergenekon ve Balyoz bunun işareti. 12 Eylülcülerin de faili meçhullerin de, 28 Şubatçıların da defterleri dürülecek.. En azından bu yönde ileri doğru bir süreç sözkonusu. Onlarca general tutuklanmış.

Bir Türk Ergenekonu varsa, Kürt Ergenekonu da olmalı. Peki o cenahta bir şey var mı? Yok!

Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinde kendilerine iktidar ve servet üretme savaşı veriyor. Terör finansmanını silah kaçakçılığı, gasb ve uyuşturucu ya da siyasi emellerini başka ülkelerin emelleri ile tevhid ederek sağlama çabasında. Bu adamlar devletin içinde de var.. Zaten buraya bu adamların elinde geldik..

BDP bu kadar oyla kendini Kürt halkının tek temsilcisi göremez.. Kürtler bu kadar az değil. Kürtler sadece Güneydoğuda da yaşamıyor. Kürtlerin Türkler ve bölgedeki diğer halklarla kurdukları akrabalıklar da göz önüne alınırsa, bu coğrafyada kolay kolay saf ırk bulamazsınız.. Cumhuriyet bizi nasıl Türkleştirmeye çalıştı ise, PKK ve onun türevleri de kendi sempatizanlarını Kürtleştirmeye çalışıyor.

Hiçbir halk, tarihinin bütün evrelerinde masum değildir. Ya da suçlu da değildir.. O bölgedeki Ermenileri, Süryani, Keldani, Arami, Asurileri, Sabiileri de herhalde batıdakiler gelip kovmadı. Süren kan davaları, aile içi çatışmalar, miras kavgaları, ağalık düzeni filan da herhalde Türklerin işi olmasa gerek.

Ben, akıllı, dürüst, çalışkan ve cesur bir Kürd’ü, bu meziyetlere sahip bin Türk’e değişmem. Aynı şekilde bu karakterdeki bir Türk’ü, bin Kürd’e değişmem.

Türk Kürd’ün hakkına saldırmışsa yanım Kürd’ün, Kürt Türk’ün hukukuna saldırmışsa yerim Türk’ün yanıdır. Türk ve Kürt birlik olup bir gayrimüslimin hukukuna el atacak olsa yerim yine bellidir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağım. Zalim kardeşim, mazlum düşmanım da olsa. Bir topluluğa olan düşmanlığım bile onların hak ve hukukuna el uzatmaya, onlara haksızlık yapmaya beni sevk etmemeli.. Gerekirse celladımızın bile hakkını savunabilmeliyiz!.

Hele de birilerine olan öfkemiz yüzünden, o halktan, o meslekten, o cinsiyetten, o renkten olan herkesi düşman saymak ve saldırmak, aşağılık bir insanlık suçudur..

Putperestin oğlu peygamber olabileceği gibi, bir peygamber oğlu da zalimlerden, kafirlerden olabilir..

Sahi, mesela PKK’lılar, Apo’nun avukatları aracılığı ile dağdaki silahlı bir örgütü, cezaevinden yönetmesi konusunda ne düşünüyorlar?!. Kendileri olsa ne yaparlardı?..

BDP işine gelince, “biz siyasi bir partiyiz, PKK ayrı bir örgüttür” diyorlar, işlerine gelince, “PKK bizim tabanımızdır” diyorlar.. Doğru aslında BDP, PKK’yı kurmadı, BDP, PKK’nın düzovada siyaset yapmak üzere örgütlediği bir yapı.. KCK da bunun başka bir boyutu..

BDP PKK’nın ne aslının aynı, ne aslının gayri.. PKK’nın, Apo’nun kimliği, nasıl ortaya çıktığı, nasıl Türkiye’ye teslim edildiği, bugün bu işlerin nasıl bir hal aldığı de ayrı bir konu.

Aslında sorunun çözülmemesinden yararlanan bir kesim var. Her iki tarafta da iyi niyetliler ve süreci sabote edenler var.. Ve bir de bu işlerin uluslararası boyutu var. Belki de devletin önce bu gerçeği ortaya çıkarması gerek.

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi