Helal Tüketim Helal Gıda
Rabbimiz bize belli bir çerçeve çizmiş. Helal ve haramları açıklamış. Helal çerçevesinde yaşamamızı emretmiş. İçinde yaşadığımız modern çağda, insan hayatının her geçen gün daha da kompleks bir hale geldiği şu zamanlarda, Kur’an’ın ışığında tüketimi bize serbest bırakılan ve haram kılınanları tekrar gözden geçirip yeni bir okuma ile incelemek, seçmek ve sınıflandırmak bir zorunluluk haline geldi. Allah’ın bize bahşettiği nimetlerin direkt tüketiminden söz edemiyoruz artık. Toprakta yetişen nebatatın, hububatın, sebze ve meyvelerin soframıza gelene kadar geçirdiği evrim bir miktar da muamma bugün için...
İnsanoğlunun hırslarına büründüğü, gözünün döndüğü, güce tapındığı şu içinde yaşadığımız küresel köyde başkalarına, kim bilir belki de bütün insanlığa bile zarar verecek olmayı göze alıyor da olsa, güç endeksli yaşama arzusu, bununla beraber gelen ardı arkası kesilmeyen hırsları, Allah’ın yarattığı ve insanlığın tüketimine sunduğu nimetleri bir anda çarçur edebilmesini, onları faydalı konumdan çıkartarak her ne pahasına olursa olsun, bedelini kime ödetirse ödetsin, zararlı konuma geçirebilmesini de beraberinde getiriyor. Olsun diyor, ‘ben şuradan bu kadar kâr edeyim de en iyi malzemeyi kullanmak yerine, şunu tercih edeyim ve hatta içine bir miktar da şundan bundan ilave edeyim, evet belki de bu ekleyip çıkarttıklarımın insanlara zararı da olabilir, ama olsun, öyle bile olsun, sonunda ben kâra geçebileyim, zenginliğime zenginlik katayım’, gibi basitleştirilmiş bir ‘gücü maksimize etme mantığı’ ile hareket ediyor... İşte buradan merkezde atılıyor bugün yapılan bazı tartışmaların temelleri. Eskiler hep söylerdi, kulağımız hep bu tür yakınmalara aşinadır: “Eskiden sebzelerin bir tadı olurdu, meyvelerin bir kokusu olurdu, bugün arasak bulamıyoruz” şeklinde. İnsanoğlu aynı, tadlar değişmez kaldığına göre nasıl olur da dün alınan lezzet bugün aranır konuma gelmektedir?.. Dün üzerlerinde ‘oynanılmamış’ tohumlar bugün uğradıkları değişiklik sonucu başka bir hale bürünmüşlerdir de ondan... Genetiklerine müdahale edilmiştir de ondan... Bu dışarıdan etkileşimler sadece bitkiler dünyasında yaşanmıyor, modern dünyamızda malumunuz, yediğimiz, etini, sütünü tükettiğimiz ve hatta derisinden, yününden istifade ettiğimiz hayvanlar üzerinden de müdahaleler gerçekleşiyor. Sun’i girişimlerle doğurganlığı artırılan koyunlardan tutun da, vücut gelişimi hızlandırılarak daha çok yumurtlayan tavuklara kadar geniş bir alanda insanca ve fakat belki de insani olmayan müdahalelere şahid olunuyor.
Tabii meselenin burada ifade edildiği gibi basitleştirilmiş kısmının dışında daha da komplike olan yanları da var. Klonlama yöntemi ve kök hücre çalışmalarıyla gündeme getirilen genetik değişiklikler, mesela, söz konusu olan insan hayatının devamı ve sağlığı olduğu zaman farklı bir boyut da kazanıyor. Bu konuda hem ulema hem de bilim çevreleri arasında farklı bakış açıları gelişebiliyor. Bütün bunlar ve diğerleri yirmibirinci yüzyılda İslam’a bağlı olarak yaşama ısrarını sürdüren ümmetin üzerinde düşündüğü, uykusuz kaldığı konular.
Dün İstanbul’da başlayan ve bugün de devam eden bir konferans, mevzu bahis konuları helal üretim-tüketim açısından değerlendiriyor. GİMDES yani Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Helal ve Sağlıklı Ürünler Konferansı CNR Expo’da yapılıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen uzmanlar helal kavramsallaştırması üzerine bildiriler sunuyor ve helal gıda, helal tüketim üzerine problemleri masaya yatırıyor. GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer bey’in liderliğinde bir dizi gönüllünün bitmez tükenmez enerjileri sonucunda ortaya konan konferansta Doğu ve Batıdan, İslam dünyasından ve Avrupa ve Amerika’dan gelen bilim adamları teorik tartışmaların içine hapsolmaksızın sorunlara pratik çözümler üretme üzerine kafa yoruyor ve halkımızı bilgilendiriyor. Programa www.gimdes.org adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.