Dengeyi korumak için...
Vergi vermek nedense bizlere ters geliyor. Sonuçta, ‘baç’ ve ‘iltizam’ türü gelir toplama yöntemleriyle idare etmiş bir geçmişimiz var. “Ben çalışacağım, kazancımın önemli bir bölümünü götürüp devlete vereceğim... Yok ya...” diyenimiz çok...
Toplam milli gelirle hiç de mütenasip olmayan bir vergi geliri var ülkemizin...
Hükümetin global çalkantılardan daha az etkilenmeyi amaçlayan Orta Vadeli Programı ile eşzamanlı olarak lüks tüketim mallarındaki ÖTV miktarını artırmasının basına yansımaları bu gerçeği bir kez daha hatırlattı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Lüks tüketimden kaçının” tavsiyesi hafife alınıyor...
ÖTV zammıyla hedeflenen, artık iyice SOS işaretleri vermeye başlayan cari açığın bir miktar azaltılması... İzlenen ekonomik politikalar dengeli gidiyor, enflasyon tek rakamlı, bütçe fazla veriyor, kulaklarımızdan döviz fışkıracak kadar yabancı para stokumuz var; ama ithalât ile ihracat arasındaki makas açıldığı için sürekli uyarı alıyoruz.
Birkaç ay önce de başbakan yine aynı uyarıda bulunmuştu; fazla etkili olmamış anlaşılan... Şimdi vergi artışı yoluyla lüks yabancı malların tüketimine fren vurulmak isteniyor. Oradan gelecek üç-beş milyarlık vergi önemli tabii; ama daha önemlisi, yerli üretimin yabancılara tercih edilmesi...
Gelir vergisi toplamak her ülkede zordur; ancak ağır cezalar ve psikolojik baskıyla sonuç alınabili
yor her yerde... ABD’de meselâ, güvenlik güçlerinden daha çok IRS denilen vergi dairesinin memurlarından korkar insanlar...
Son zamanlarda bizde de vergicilerden korkuluyor, vergi geliri artıyor; ama gelenekler farklı yerleştiği için çok zorlanılıyor. Şirketler ve mükellefler kamuoyunun bilgisi dahiline girmiş yüksek meblâğlı cezalardan kurtulma yolunu buldukça, vergilerini zamanında dürüstçe ödeyenlerin de iştahları kaçıyor.
Lüks tüketime yüklenen ÖTV bizden başka ülkede yok. ABD’de bazı araçlarda yüksek vergi söz konusu, ama sebebi araçların lüks olması değil... Daha çok çevre duyarlılığı yüzünden özel vergiler konuluyor cip türü araçlara... O tür araç kullananlar üzerinde duyarlı kamuoyunun da ağır baskısı var.
Araçların vergisi bizde zaten yüksek; üretildiği ülkedeki fiyatının çok üstünde paralar ödeyerek alıyoruz lüks otoları... Bizde KDV ve ÖTV olarak ödenen toplam vergi lüks otolarda yüzde 171’i buluyor; Avrupa’da otolarda KDV ortalaması yüzde 20 civarında...
Kendi otomobilimizi yapma ihtiyacı biraz da bu yüzden. Sürekli yabancı otolara binen ve bunun için binlerce kilometre uzaktaki üretici ülkelere artı değer kazandıran bir millet olmaktan mutlaka ve süratle uzaklaşmalıyız.
Temel ihtiyaç maddeleri, sağlık harcamaları aşağıda tutulsun da Macar salamı yiyen, yabancı traş bıçağı ve deodorant kullanan, içtiği kahvede yabancı markayı tercih eden -ne yapalım- biraz farklı fatura ödesin. Bu yolla hem yerli üretime rağbet artar, hem de dar gelirli başı dik gezebilir.
Sosyal dengeyi korumanın bir yolu da imkânı fazla olan yüzde 1’e uygulanan bu tür vergiler çünkü... Yüzde 99’a dokunan uygulamalardan korkun siz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.