Artık bu işi bitirelim!
Sevgili okuyucular, dokuz yıldır köşe yazarlığı yapıyorum; bu müddet zarfında iki bine yakın yazım yayınlanmış; bu yazılarımın yaklaşık yarısı 'terör' konusunda...
'Ben demedim mi?' demekten hiç hoşlanmam. Lâkin terör, Irak ve Kürtler konusunda yazdıklarımın tamamı da doğru çıkmış... Sözümona demokrasi, barış gibi sloganlarla kendilerini aldatıp benim söylediklerimin aksini yazanlar ise hep yanılmışlar...
Bu yanılgılar ta 1 Mart Tezkeresi'nden beri devam ediyor. O günlerde önümüze gelen terörü temizleme imkânını elimizin tersiyle itip tarihî bir fırsatı kaçırdık. Bu yüzden hem Müslüman Irak halkından 1 milyon kişinin öldürülmesine seyirci kaldık hem de teröre binlerce şehit verdik. O sırada medyadaki goygoycu koro, Irak'tan gelecek Mehmetçik tabutlarından bahsediyordu. Şimdi, bir gecede 26 şehidin tabutunu görünce o gün yazdıklarından utanıp sıkılmadılar mı dersiniz?..
***
Aslında mesele çok basit... Dışarıdan tezgâhlanan bir avuç hain, ırkçı- bölücü terörist, Türkiye'yi bölüp parçalamak için kurdukları silâhlı mafya örgütüyle alçakça cinayetler işliyor. Bir yandan mâsum Kürt vatandaşlarımızı istismar ediyorlar, bir yandan da liberal geçinen eski sosyalist köşe yazarlarını ve onların tesirinde kalan saf yöneticileri kandırıp 'barış' ve 'demokrasi' gibi ulvî değerleri suiistimal ediyorlar.
Terör saldırılarını silâh olarak kullanarak bölüp parçalamaya yönelik isteklerini dayatıyorlar. Buna karşılık, milletimizin de -bazı ciğersiz yazarlar gibi- 'ver kurtul' politikasını benimseyeceğini ve hedeflerine ulaşabileceklerini zannediyorlar.
İşin esef edilecek tarafı, bazı yöneticilere ve siyaset adamlarına da bu dayatmaları demokrasi kılıfına sokup yutturmaları... Nitekim, PKK/ BDP'ye ilâve ettikleri üst kuruluş olan KCK yapılanması, açıkça terörün içinde olmasına rağmen daha düne kadar rahatça faaliyet gösterebilmiş ve terörle mücadeleden sorumlu bazı yöneticiler tarafından âdeta himaye edilmiştir.
Cesur ve vatansever bir devlet adamı olan Başbakan Erdoğan bile, bazı yakınları, partilileri ve bu yazar geçinen 'ecinni tâifesi' yüzünden yanlış yönlendirilerek geciktirilebilmiştir.
***
Başbakan Erdoğan, son bir yıllık dönem zarfında teröre karşı iyice bilinçlenmiş; bir zamanlar rahmetli Özal'a dahi hülûl edip onu yanlış yönlendirenler, artık Başbakan Erdoğan üzerinde tesirlerini kaybetmişlerdir. Aynı şuurlu duruşa Cumhurbaşkanı Gül'ün de ulaştığını memnuniyetle müşahede ediyoruz.
Diğer taraftan, terör saldırılarına karşı emrindeki silâhlı kuvvetleri bizzat yöneten Genelkurmay Başkanı Org. Özel de terörle mücadele bakımından önemli bir kazançtır.
Bu defa artık terörü kesin şekilde bitirebilmek için her türlü imkân mevcuttur.
Terör örgütünün temsilcisi durumundaki BDP haricinde bütün parti grupları, terörün sona erdirilmesi için tam destek olacaklarını beyan etmişlerdir. TBMM, tamamına yakın kısmının oylarıyla 'sınır ötesi harekât' için tezkereyi de çıkarmıştır.
Başbakan Erdoğan, bu defa terörü bitirmeye kararlıdır. Bunun için gerekli tedbirleri süratle alacağına inanıyoruz.
***
Terörün birkaç ay içinde bitirilmesi mümkündür. Bunun için yapılması gerekenleri özet olarak sıralıyoruz:
1. Sınır ötesi harekât süratle başlatılmalı ve terör kampları temizlenmelidir.
2. Geçici bir süre için Irak'ın kuzeyinde bir 'Güvenlik Bölgesi' oluşturulmalıdır.
3. Polis Özel Harekâtçıları, Bordo Bereliler ve istihbarat uzmanlarından 'özel timler' teşkil edilerek teröristlerin üzerine gönderilmelidir.
4. KCK terör yapılanması tamamen temizlenmeli ve şehirlerdeki faaliyetlerine son verilmelidir.
5. Venedik Kriterleri'ne uymadığı açıkça görülen ve terör eylemleriyle yakın ilişkisi tespit edilen BDP'nin kapatılması için yargı mekanizması işletilmeli; ancak seçilmiş milletvekilleri statülerini devam ettirmelidir.
Başbakan Erdoğan'ın kararlı ve ısrarlı tutumuna devam etmesi şartıyla, Türkiye'de terör meselesinin bu yıl sonuna kadar bitirilmesini bekliyoruz. Lâkin lüzumsuz müzakerelerle vakit kaybedilmemesi şartıyla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.