M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Ortaköy Dereboyu Camiinde Sabah Namazı

Ortaköy Dereboyu Camiinde Sabah Namazı

İSTANBUL'da binlerce camide hoparlörle sabah ezanları okunuyor. Dakikalar boyunca yer gök inliyor. Sonra ne oluyor? Eyüp Sultan camii, belki başka bir iki cami dışında binlerce cami seher vakitlerinde hemen hemen bomboş.

Üç bin kişi alacak camide sadece on kişi...

Birkaç ihtiyar... Eşofmanıyla gelmiş biri... Binde bir, bir genç...

Milyonlarca Müslüman namazı boşlamış, cemaati boşlamış...

Sabah namazlarında şehir uyuyor.

Mışıl mışıl mı?

Hayır leşler gibi...

Gerçek bir İslam şehrinde camiler günde beş kez hayatın merkezi olur.

Dünya hayatı durur, durdurulur, halk namaz kılar.

Bugünkü bozuk düzen ve sistem imamları namaz kıldırma memuru haline getirmiştir.

Müslümanların çok açıkları, kusurları, noksanları var. Sadece namazın ve cemaatin terki bile batmamız, yıkılmamız için yeterlidir.

Hayır çok karamsarsın, ileride her şey düzelecek...

Be adam, edebiyatı bırak, madem ki, durum düzelecek, sabah erkenden kalk ve namaza git. Camiler dolsun.

İleride her şey düzelecekmiş. Çıkmaz ayın son çarşambasında!..

Sabah namazına gitmek yasak mı? Değil. Öyleyse niçin gitmiyoruz?

Müslümanın 200 bin dolarlık lüks mü lüks, ihtişamlı mı ihtişamlı bir otomobili var. Yahu bari haftada bir şu otomobille sabah namazına gitsene. Gitmez.

Diyanet'in Müslüman halkı namaz ve cemaat konusunda gereği gibi ve yeteri kadar uyarması, bilgilendirmesi, aydınlatması gerekir.

Diyanet bu hizmeti yapıyor mu?

Türkiye Müslümanlarının yüzde doksanı namaz ve cemaat konusunda Kur'ana, Sünnete, Şeriata aykırı bir durumdadır.

Namaz amelî işlerin ve ibadetlerin başı, dinin direği olduğuna göre bu büyük bir günah ve isyandır.

Namazı kılan kılar, kılmayan kılmaz... Bu düşünceyi ve görüşü bırakalım.

Halkı ve bilhassa gençliği namaza teşvik edelim, namaza çağıralım. Nasıl?.. Etkili bir şekilde.

Meşhur, tanınan, sevilen, karizması olan, etkili Müslüman şahsiyetler sabah namazlarında camilere gelirlerse, onları sevenlerin bir kısmı da gelir.

Bundan birkaç ay önce Pazar sabahı namaz için Yahya Efendi dergahına gittim. Kapılar açılmıştı ama içeride kimsecik yoktu.

Oradan Ortaköy Dereboyu camiine yöneldim. Saat 4.30 civarı. Ana caddeden geçerken bir yerde trafik tıkanmıştı. Lüks bir gece lokantası, önü lüks otomobil ve taksilerle dolu. Lokantanın için hıncahınç... Şortlu şuh genç kadınlar, genç ve kart playboylar, bir neş'e, bir hay u huy ki sormayın. Sabahın körü. Ezan vakti...

Neyse bin zahmet trafiği aştık, Dereboyu camiine vardık. Camiin etrafında on binlerce Müslüman yaşıyor. Camiye girdik. Ölgün, solgun ve bitkin bir hava var.

Koca mâbette neş'e yok, hareket yok, can yok.

Yirmi kişi var mıydı? İşte o kadar.

Namazdan sonra kahvaltı etmek üzere Eyüp Sultan'a yöneldik.

Ana caddedeki içkili lokanta yine ışıklar içinde, canlı mı canlı, hareketli mi hareketli, neş'eli mi neş'eli.

Ah Müslümanlar!.. Sizi kim uyaracak bu uykudan?


* (İkinci yazı)

Muhterem Hazret

Muhterem Hazret!..Selam ve hürmetlerimi sunduktan sonra:

Türkiye'de islamî bakımdan her şey daha iyiye gidiyor. Kötüye gittiğini iddia edenler bozguncudur mealinde konuşmuşsunuz.

İsminizi vermediğim için rahat konuşacağım.

"...Daha iyiye gidiyor..." demek, eskiden iyiydi, şimdi ve gelecekte daha iyi manasına gelir.

"İslamî" sıfatını kullanmışsınız.

Binaenaleyh dün, bugünü, geleceği, gidişatı islamî ölçü, kıstas (ktriter) ve normlarla ölçmek ve değerlendirmek gerekir.

1908'den bu yana İslamî bakımdan ilerleme değil, gerileme vardır.

Bu gerileme geneldir.

Bu genel gerilemenin içinde yer yer ilerlemeler, hayırlı gelişmeler olsa bile bütün için iyi demek mümkün değildir.

O halde mantık bakımından sözün doğrusu şu olabilir: "TÜRKİYE'DE DURUM ESKİSİNE NİSPETLE DAHA AZ KÖTÜDÜR."

Bu hüküm de tartışılabilir.

İslam dinine göre iyiliğin ve kötülüğün ölçüleri sadece akıl değildir. Öncelikle nakildir, nasstır.

Akıl, tek başına yanılabilir, nitekim yanılmıştır, yanılmaktadır, gelecekte de yanılacaktır."

Güncel bir konu olan zinayı ele alalım:

Seküler Avrupalıların ve bizdeki sekülerleşmiş ve Batı'nın dümen suyunda yürüyen çağdaşların gözünde zina suç değildir.

İslam, Kur'an, Sünnet, Şeriat, icmâ-i ümmet, İslam hukuku ve ahlakı zinayı ağır bir suç ve ahlaksızlık olarak kabul eder.

Hangi taraf doğru düşünüyor?

Zinayı suç ve ahlaksızlık olarak görmeyen akılcılar, sözde akıllılar mı; yoksa Kur'ana, Sünnet, Şeriata bağlı Müslümanlar mı?

Türkiye'nin bugünkü durumunun, Kur'an ve Şeriat ölçü ve kıstaslarına göre iyi olduğunu iddia etmek mümkün müdür?

İslam'da konular önem sırasına göre sıralanır.

Birinci sırada inanç vardır.

İkinci madde inancın sahih/doğru olmasıdır.

Üçüncü madde, ibadetin temeli olan beş vakit namaz gelir.

Dördüncü madde zekattır.

Beşinci madde oruçtur.

Altıncı madde ahlaktır.

Numara vermeden sıralıyorum:

İmamet/Hilafettir.

Müslümanlara yol gösterecek, onları doğru şekilde bilgilendirecek, aydınlatacak, uyaracak, müjdeleyecek icazetli ve ehliyetli ulema fukaha ve mürşidlerin varlığıdır. Bu zevatı yetiştiren eğitim kurumladır.

Emr bi'l-mâruf ve nehy 'ani'l-münkerdir.

Pek muhterem Hazret!

Korkarım ki, siz hâdisatı ve gidişatı İslam, Kur'an, Sünnet, Şeriat ve hikmet ile değerlendirmiyor; cemaatçilik, hizipçilik, fırkacılık, klikçilik, grupçuluk ile değerlendiriyorsunuz.

Maalesef ülkemizde islamî açıdan hem ilerleme, kalkınma., gelişme vardır, hem de çok korkunç bir tahribat, gerileme, dejenerasyon.

Arzu buyurursanız sizinle bir ay sürecek bir gözlem yapalım:

Bir ay boyunca her sabah (Eyüp Sultan camii dışındaki) İstanbul'un önemli camilerine gidelim, namaz kılalım. Sanırım bu bir ay sonunda bana hak vereceksiniz.

İtikad konusunda büyük fitne ve fesat vardır.

Halkın yüzde 90'ı namazı terk etmiştir.

Zekatlar doğru dürüst verilmemektedir.

Müslümanlar bir İmam'a bağlı, biatlı, itaatli değildir.

Kadınların büyük bir kısmı fena şekilde açılmış saçılmıştır.

Tesettürlülerin büyük bir kısmı şer'î değil, şeytanî tesettüre bürünmüştür.

Lüks, israf, sefahat, bina ve zina, aşırı tüketim, aşırı konfor, gurur, kibir, gösteriş almış yürümüştür.

Ümmet birliği gitmiş, onun yerini birbirinden kopuk cemaatler, hizipler, gruplar, fırkalar, klikler tavaif-i müluku almıştır.

Bazı şuursuzlar bir kere bile ümmet dememektedir ama bin kere cemaat demektedir.

Böyle bir ortamda modern yolların, büyük köprülerin, dev gökdelenlerin, barajların, hızlı trenlerin, havaalanlarının yapılması, bir kesimin zenginleştikçe zenginleşmesi islamî bir keramet değil, şeytanî bir istidractır.

Evet benim pek muhterem Hazret'im, Hazretü'l-hazeratım!.. Türkiye İslamî bakımdan kalkınıyor, durum eskisine göre daha iyidir hükmünüze katılamıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi