PKK ne yapmak istiyor?
Sahi PKK ne yapmak istiyor? Tam da Anayasa çalışmalarının başladığı böyle bir zamanda.. Eğer beklentileri demokratik çoğulculuk olacaksa, bu parlamento iradesi olacak.
Peki PKK bu yolu tıkayarak, açılımın önünü keserek ne yapmak istiyor olabilir?
PKK’nın kullanmadığı, PKK’yı kullanmayan ülke var mı?
İsrail, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika, Yunanistan, Romanya, Sırbistan, Ermenistan ve tabii Bulgaristan..
İsveç’te de vardılar, İsviçre’de de. Danimarka’da da vardılar, Norveç’te de.
Hem de uyuşturucu işi, silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, haraç, terör, cinayet, kara para işleri yapıldığını bildikleri halde. Birileri sanki kirli işlerini yaptırmak için iyi bir ortak bulmuştu.
İslam ülkeleri de vardı işin içinde. Mesela Suriye.. Suriye üzerinden Filistin’le ilişki kuruyorlardı. Hem İsrail’de, hem de Filistin’de yandaşları vardı. Azerbaycan’da da vardılar, İran’da, Libya’da, hatta Suudi Arabistan’da da..
İran daha sonra PJAK’la savaşsa da, PKK ile dirsek temasını hep başından beri sürdürdü..
Hatta son olarak Türkiye ile istihbarat paylaşımı sonucu ele geçirdikleri Karayılan’ı, PJAK’ın İran’dan çekilmesi şartı ile serbest bıraktıkları iddia edildi. İran PKK’ya bir dönem silah, SAM7 füzeleri ve lojistik destek sağlamış. Bölgede bir hastane üç de kamp kurma izni vermişler. Bölgedeki silah ve hayvan ticaretinden pay alıyorlarmış.
PKK’nın ayrıca birçok dernek, gazete, dergi, internet sitesi, radyo ve Tv’si yanında ticari işletmeleri olduğu da biliniyor..
İran bir dönem desteklediği örgütün, gün geldi kurbanı oldu. Aslında, madem herkes PKK’yı kullanıyor. Peki Türkiye hiç mi kullanmadı. Olur mu? Evren döneminde Kürd’ü Kürd’e kırdırmak istediler.. Sonra da PKK üzerinden Türkiye’nin Irak Kürdistanı’nı ele geçirme planları yapıldı. Bir koyup 3 alacaktık.
PKK Türkiye’yi Ortadoğu’ya taşıyacaktı. ABD ile birlikte Ortadoğu petrolüne el koyacak ve Lazkiye koridorunu ele geçirecektik.
Ama PKK’yı elimizden kaçırdık. PKK kontrolden çıktı. Daha doğrusu bizimkiler kontrolü kaybettiler. Tam anlamı ile Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk.
Biz kullanamayınca birileri bu örgütü ve gücü kullanmak istedi.
PKK’nın herkesle ilişkisi var. Her tarakta bezi var. PKK herkes, herkes PKK’yı kullanıyor..
Apo’nun Türkiye’ye teslim edilmesi, aslında kontrolsüz olarak büyüyen PKK’yı yeniden düzenlemek ve kontrol dışı unsurları tasfiye etmek isteyen, ABD, İngiltere ve İsrail üçlüsünün bu konuda başarısız olması ile beklenen faydayı sağlamadı. Burada özellikle Ergenekon ve İsrail faktörü önemli.
Nasıl bir Türk Ergenekonu varsa, bir de Kürt Ergenekonu var.. Her iki Ergenekon arasında da sıkı bir bağ var. Bana göre, bu son saldırılar tırnak içinde PKK’nın işi değil. İsrail ve Ergenekonun ortak yapımı..
Birileri PKK üzerinden Türkiye’yi cezalandırmak, Anayasa değişikliğini ve açılım sürecini engellemek, demokratik talepleri devre dışı bırakmak istiyor.. Hükümet derin devletle, Türk Ergenekonu ile mücadele ediyor, ama BDP başka vadilerde dolaşıyor sanki!
Bu operasyon kararı, ne Kandil’den veriliyor, ne Diyarbakır’da, ne de Adada.. Karar Ankara’dan, İsrail, ABD ve İngiltere’deki dünya derin devletinin merkezinde yer alan Siyonist çete tarafından veriliyor olabilir.. Hatta karar vericiler, etnik olarak Kürt de olmayabilir..
Bizim PKK’lı militan olarak gördüklerimiz de Kürt olmayabilir.. Bu adamlar sivil, korucu kıyafetli birileri olabileceği gibi, teröristler resmi elbiselerle bu bölgeye gelmiş de olabilirler.
Bana kalırsa bölgede sadece PKK telsizlerini dinlemek yetmez. ABD, İngiliz, İsrail, Irak ve Suriye, hatta İran istihbaratının da izlenmesi gerek.. Sakın bu süreçte Irak sınırında uçan insansız hava araçları teröristlere istihbarat sağlıyor olmasın..
Birtakım istihbarat görevlileri, silah, istihbarat, ikmal ve ulaşım kolaylığı sağlıyor olmasınlar. Bu tür işler olmuyor değil.. Eşref Bitlis dönemini hatırlayın.. Sahi Hitler Polonya’ya niçin saldırmıştı?
Aman, sakın kışkırtmalara katılmayın.. Kirli oyunun tuzağına düşmeyin. Cehennemin yollarının iyi niyet taşları ile döşenmiş olabileceğini unutmayalım.. Anayasa değişikliği gerçekleşmeli, açılım sürmeli, terörle mücadele de aynı şekilde devam etmeli.. Terörün maksadına hizmet edilmemeli..
Bu olay acı olmakla birlikte, sorunun perde gerisindeki gerçeklerin anlaşılması ve sonuç alıcı birtakım çabaların başlatılması açısından itici bir etki yapabilir..
Tepkiler teröre öfke sınırlarını geçip, Türk-Kürt kardeşliğine zarar vermemesi gerekir. Aksi halde terörün gayesine hizmet etmiş oluruz.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.