D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Depremlerin depremi!

Depremlerin depremi!

Son Van depremi, Türkiye’nin “yer sarsıntısı” olan depremden, zelzeleden daha tehlikeli bir sarsıntı ile karşı karşıya olduğunu ayan beyan ortaya koydu.

Van depreminin yaraları elbette sarılacak, maddî hasarlar onarılacak, hem devlet, hem halkımız bunun için gereken ilgiyi, desteği gösterecek.

Gidenler geri gelmeyecek, gidenlere rahmet diliyoruz; kalanların ise bu depremin sarsıntısından daha kalıcı sarsıntılarla karşı karşıya kalmamasını temenni ediyoruz.

Elbette bu sarsıntı da, fizikî deprem gibi birden ortaya çıkmadı... Basit bir anlatımla, fay hatları üzerinde bulunan kırıklar zamanla doluyor ve bir takım fizikî hadiselere yol açıyor...

Türkiye’de etnik fay hatlarını genişletenler, derinleştirenler büyük bir deprem meydana getirerek kendi siyasi emellerine nail olacaklarını ümid ediyorlar.

Bütün yatırımlarını büyük bir sarsıntıya, depreme göre yapıyorlar. Türkiye’yi zaman zaman esir alan şiddet, terör bu hedefe yönelik kanlı bir hesabın sonucu.

Belki de Van depremi onların hesabına olumsuz bir durum. Bu depremde ölenlerin etnik aidiyeti onları fazla ilgilendirmiyor.

Asıl ilgilendikleri, Türkiye’nin yekvücut olarak Van depreminin yaralarının sarılması için harekete geçmesi. Böyle bir zamanda etnikliği öne alan ahmakça tutumlar, nereden gelirse gelsin asla hoş görülemez.

Depremde kaybedilenler kimdi? İnsandı!

“Yetmez!” derseniz, nüfus kayıtlarına göre, İslâmdı.

Peki, “O da yetmez!” derseniz, ne yapacağız?

Kürt’tü, Türk’tü, Çerkez’di, Acemdi, şuydu-buydu fakat, Türk vatandaşıydı.

Böyle bir ayırım yapabilir miyiz? Birileri böyle bir ayırımın peşinde.

“Depremde Kürtler öldü, oh olsun!” “Enkazın altında kalan Türkler varmış, bir miktar Türk de eksik olsun!”

Bu kafa, bu mantık; aklın, iz’anın ne kadar bazı zihinlerden uzaklaştığını gösteriyor.

Başbakan, deprem haberinden bir kaç saat sonra Van’a gidiyor. Belediye başkanı ortalıklarda yok. Deprem zayiatından olmasın? Hayır başkan zayiattan değil! Başbakanın Van’a gelmesinden, halkın acısını dindirmek için bizzat işe girişmesinden memnun olmuyor.

Başbakan gecikse idi, onu kameraların karşısında görecektik. Kimbilir ne cevherler saçacaktı. Kimbilir ne etnik hamakat nutukları atacaktı.

Türkiye, ayırım yapmadan Van’a destek oluyor. Gönüllü kuruluşlar doğudan, batıdan harekete geçiyor.

Hiçbir şey yapılmasa, insanların Van’a gidip, “sizin yanınızdayız” demesi yeter. Elbette daha fazlası yapılıyor ve yapılacak.

Bizim demokratik özerklikçiler bu havadayken, Irak’ın özerk bölgesi, Türkiye’nin acısını paylaşmaya çalışıyor.

Kuzey Irak’ta televizyon kanalları deprem sebebiyle siyah kurdeleyle yayın yaparken bölgeden Türkiye’ye 1 milyon dolarlık nakdi yardım teklifinde bulunuluyor. Türkiye’nin geçmişte Saddam zulmünden sığınanlara yaptığı yardımı unutmadıklarını böylece ortaya koyuyorlar.

Etnik bölücülük Türkiye için depremlerin depremi... Öncü sarsıntılarından bunu kolaylıkla anlayabiliyoruz. Asıl büyük depremi önlemek için bütün kesimler aklını başına almalı. Eğer almazlarsa, bir sosyal depremde en büyük hasarı göreceklerini akıllarından çıkarmamaları gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi