Sadece okulların değil!
Deniliyor ki: Türkiye'deki 100 okulun 90'nı çürük! Yapılan araştırmalar okulların sadece yüzde 10'nu depreme dayanıklı olduğunu gösteriyormuş!
Bu tespit elbette sadece okullar ile sınırlı değil!
Diğer kamu binaları için benzer şeyler söylemek mümkün!
Hastaneler, adliyeler, karakollar, cezaevleri incelenecek olursa okullar örneğinde olduğu gibi sonuçlar çıkacağı kesin!
Yalnızca kamu binaları değil sivillere ait yapılar da incelendiği zaman da ortaya çıkacak sonuç farklı olmayacaktır!
Belki yüzde 10'nu sağlam sonucu bile çıkmayacaktır!
Bu nedir?
Bu bir Türkiye realitesidir!
Yani Türkiye'nin yapı stoku depreme karşı dayanıksızdır!
Bu yapı stokunun tez elden yenilenmesi ve depreme dayanıksız olanların tasfiye edilmesi gerekiyor!
Bunun kolay olmayacağının da farkındayız!
Hele bir de yapı stokumuzun dayanıksızlığını sadece depremden depreme hatırladığımız ve depremin acıları biraz giderilince sorunu hepten unuttuğumuzu dikkate alırsak sorunun çözümünün ne denli zor olduğu daha iyi anlaşılabilir!
Her depremde yüreğimizin bir yanı yanıyor!
O acı ile neler yapılması gerektiğini tek tek sıralıyoruz!
Açık oturumlar, konferanslar ile deprem konusunda halkta bir bilinç oluşturmaya çabalıyoruz!
Ama asıl yapılması gerekeni bir türlü yapmıyoruz!
Yani deprem riski altında bulunan yerlerdeki yapı stoklarımızı elden geçirmiyoruz!
Aslında bu riski fırsat bilerek kentlerimizi yenileyebiliriz!
Hem depreme dayanıklı binalar inşa edip, hem modern kentler oluşturabilir hem de yeni yerleşim yerlerindeki oto parkları ile trafik sorununu büyük ölçüde çözecek adımlar atabiliriz!
Okullar ile ilgili olarak ortaya konulan verileri bütün Türkiye'ye teşmil edebiliriz!
Okullarımız nasıl yüzde 90 oranında depreme dayanıksızsa öteki kamu binaları da aynı şekilde depremden zarar görecek durumdadır!
Hal böyle olunca yapı stokumuzun yenilenmesi öncelikli tercihimiz olmalıdır!
Evet, ülkemizin pek çok sorunu var!
O sorunlarda çözüm bekliyor!
Ancak kabul etmek gerekir ki depremlerde yaşadığımız acılar öncelik sırasının yapı stokunun yenilenmesine verilmesini gerektiriyor!
Bunu yapmazsak, depremin acıları biraz dinince yine eskiden olduğu gibi sanki böyle bir sorunumuz yokmuş gibi davranırsak yeni deprem ve yeni acılar yaşamamız kaçınılmaz olacaktır!
Acı gerçek yapı stokumuzun büyük ölçüde depreme dayanıksız olması!
Bu gerçeği bilerek hareket etmek zorundayız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.