Hac ve hikmetleri
Milyonlarca müslümanı bir araya getiren hac mevsiminde bulunuyoruz. İslam’ın 5 şartından birisi olan hac farizasını ifa için, dünyanın her yerinden, dileri ve renkleri farklı Müslümanların, kutsal topraklara koşarak, tek yürek halinde ve beyaz ihramlar içinde LEBBEYK ALLAHÜMME LEBBEYK (Buyur Allah’ım! Emrine âmâdeyim.) diye yeri göğü inlettiği günlerdeyiz.
Halâl ve temiz kazançla belli imkanlara sahip, kısıtlı durumda olmayan, samimi ve nasipli Müslümanlar, Allah ve Resûlünün davetine icabetle, en az ömründe bir defa, hac görevini ifa etme şerefine nail olurlar. Dolayısıyla; maddi veya mânevi zafiyet içinde olanlar bu kutlu sefere çıkamazlar.
İlk mimarı Hz. Adem (a.s.) olan, kiblegâhımız ve yer yüzünün kalbi, Allah’ın evi Kâ’be-i muazzama, Arafat, Haceru’l-esved, Safa-merve, Makam’ı-İbrahim, Zemzem suyu ve Peygamberimizin kabri-şerifi Ravza’i-mubareke ile diğer ziyaret yerlerini görmek, nice keramet ve mu’cizeleri derûnunda hissetmek üzere; adeta, Allah ve Resülünün müsafiri olmak, bir Müslüman’ın hayatında ulaşabileceği en büyük mazhariyettir.
Hacca dair bazı ayet ve hadis meallerini burada kısaca kaydetmek istiyorum: Cenâbı-Hak Âl’i İmran süresi 97. Ayette meâlen buyuruyor ki; “Onda açık mu’cizeler var. Makam-ı İbrahim var. Ve ona giren eman bulur. Yoluna gücü yeten her kimsenin o beyti haccetmesi de insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Ve kim bunu tanımazsa, muhakkak Allah bütün âlemlerden ganidir.(ihtiyacı yoktur)”
Sağlam kaynaklardan derlediğim bazı Hadis’i-şerif meâlleri:
“Ey insanlar!!! Muhakkak Allah haccı üzerinize farz kıldı. Hemen haccediniz.”
“Kim Allah için hacceder, lâubâlilik ve fasıklık yapmazsa, anasından doğduğu günkü gibi (günahsız) olarak döner.”
“Kim beytullah’ı tavaf eder ve iki rek’at namaz kılarsa, köle azat etmiş gibi olur.”
“Kim hacceder ve kabrimi ziyaret ederse, ben hayattayken ziyaret etmiş gibidir.”
“Kim kabrimi ziyaret ederse, ona şefâatim vaciptir.”
“Her kim için, açık maddi darlık, zalim bir idareci veya kısıtlayıcı hastalık gibi bir engel olmaksızın, hacca gitmeden ölürse, ister Yahudi isterse Hıristiyan olarak ölsün.(Yahudi ve Hıristiyana benzer)”
Haccın farz oluşundaki pek çok hikmet ve faydalardan bazıları şunlardır:
1- Yalın ayak, baş açık dikişsiz ihramla tevazuu içinde, yaratana ve yaratılmışlara kulluğunu göstermek,
2- Maddi imkânların ve vücut sağlığının şükrünü eda etmek,
3- Kâ’benin ve diğer kutsal mekânların büyüleyici mânevî atmosferinde ruhi tedavi ve inşirah,
4- Nefsi tezkiye ve terbiye,
5- Dinleri bir, fakat dilleri, renkleri ve ülkeleri farklı Müslümanların kaynaşarak, İslam birliğini tesis ve temsil etmeleri,
6- Kefeni andıran beyaz ihramlarla, ahreti, mahşeri hatırlamak,
7- Hacer’i-esved’i selamlayarak, ruhlar alemindeki (kalû belâ) misakımızı hatırlamak ve tazelemek,
8- İslâmiyetin doğup yayıldığı ve peygamberimizin mübarek ayağını bastığı kutsal topraklarda, lâhutî bir iklimi yaşamak,
9- Meşakkatli hac yolculuğu esnasında yaşadığı, ömür boyu unutulmaz hatıralar ve arkadaşlıklar oluşması,
10-Hac ile; kötü alışkanlıkların ve ihmallerin terk edilerek, hayatına çeki-düzen vermek suretiyle daha muhafazakâr olunması.
Şüphesiz sayamayacağımız pek çok hikmetleri vardır. Ayrıca, hacca dair itikadî ve fıkhî konular vardır. Bunları bir başka yazımda ele almayı düşünüyorum.
Hac yolculuğunda, kâ’be yollarındaki kardeşlerimize kolaylık içinde, salimen yurtlarına dönmek üzere MEBRUR HAC diler, gidemeyenlere de en kısa zamanda bu şerefe erişmelerini temenni ederim.
HÜDAYA EMANET OLUN…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.