Hacı adayları Mekke’ye vardı.. Kurban Bayramı hafta sonu.

Depremde artık enkaz altında kalanlar için umutlar kesildi. Kar yağışı başladı bölgede.. Bir yandan yaralar sarılmaya çalışılıyor, bir yandan kurban hazırlığı tüm hızıyla yapılıyor.

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları da Van depreminin gölgesinde kaldı..

Öte yandan terör tatil yapmadan kan dökmeye devam ediyor..

Sınır ötesi operasyonlar şimdilik durmuş gibi gözüküyor.

Bu hafta böyle geçecek ve sonra siyaset yeniden sahne alacak Ankara’da. Önümüzde bir 10 Kasım kaldı sıcak gündemle yüzleşmek için..

Anayasa tartışmaları, KCK operasyonu, eski davalar, yeni açılacak davalarla yola devam edeceğiz.

Bu hafta sonu bayram ve önümüzdeki hafta bayramla devam edecek. Bayram bitecek, ardından hemen 10 Kasım. Çarşamba bayram, perşembe milli matem. Cuma Müslümanların haftalık bayramı. Cumartesi, pazar tatil.

İşe bakar mısınız, bayram, matem, bayram; kasımın yarısı böyle geçecek..

Önümüzde 15 gün kalıyor. Çünki aralıkta bütçe görüşmeleri var..

Bu bayram biraz buruk geçecek gibi.. Bakalım bayramda Suriye’de ne olacak?

Arap Birliği, Suriye rejiminin inat ve uzlaşmaz tavrından rahatsız..

İran, Suriye yönetiminin cinayetler karşısında rahatsızlığını daha sık dile getirmeye başladı. Çin de reformların devam etmesinden yana görüş açıkladı.. Rusya ise şimdilik Esad’ın yanında gözüküyor..

Bayram sonrası Suriye’nin durumu da netleşmeye başlar gibi gözüküyor.. Batılı ülkelerin diplomatik temsilcilikleri yavaş yavaş Şam’ı terk ediyorlar..

Yokuş aşağı koşar gibi gidiyoruz! Belirsizlik çok fazla. Her an her şey olabilir. Dünyada, bölgede, ülkemizde siyasi kriz, terör, afet, salgın, ekonomik sorunlar olabilir..

Eskiden bunların çoğu bizim gibi ülkelerde oluyordu, bugün her yerde..

ABD ve AB’de de kriz yaşanabilir.. Siyasi ve ekonomik kriz bu ülkelerde pek olmuyor gibi idi. Batı demokrasisi bu krizleri ön görebiliyor ve erken dönemde sorunu sistem çözebiliyor şeklinde bir genel kabul vardı.

Sanırım son 5 yıldır, insanlar umutlarını kaybettiler.. Süreç çok hızlandı.. Tek başına çevre sorunu bile neşemizi kaçırmaya yetiyor..

İnsanlar genel olarak gelecek konusunda iyimser değil. Korkularımız umutlarımızı aşmış durumda..

Kaybetme korkusu daha egoist ve hırçın yapıyor insanları. Bu da kötüleşmenin hız ve şiddetini artırıyor.

Bayramlar bu anlamda dayanışma ruhunu canlandırmak, moral bulmak için bir fırsat olabilir mi?

Daha sabırlı olabilir miyiz? Daha mütevekkil olabilmeyi denememiz gerek.

Aslında bugün birçok şey düne göre çok daha iyi. Gelişmeler doğru yönde ileri doğru ama bir yandan sahip olduğumuz şeyleri kaybetmekten korkuyoruz, bir yandan da insan daha çok şeye sahip olunca açlığı, ihtirası daha fazla artıyor sanki. Dün oturduğu evin kirasını ödemekte zorlanan insanın can sıkıntısı, bugün aldığı evin taksidini ödemekte zorlanması karşısındaki öfkesi ve tepkisi ile kıyaslanabilir mi?

Akideli şekere duyulan hasretle, çukulatası biten çocuğun öfkesi aynı değil.. Bayramlar belki de, nereden gelip, nereye gittiğimiz konusunu sorgulamak, hızla akıp giden hayatın frenine basıp çevremize bakmak, bir özeleştiri yapmak, derin bir nefes alarak “elhamdülillah” demek, şükretmek..

Bizi gören, duyan, bilen bir Allah’ın bizi yarattığını düşünmek..

Bayram, vur patlasın, çal oynasın bir şenlik, keyif hali değil. Depremde de, cenaze evinde de bayram yapılır bu anlamda.. Bayramda mezara, hasta ziyaretine, yaşlılara ziyarete gidilir.. Eğlence yerine ya da tatile değil.. Dini bayramlar kesinlikle tatil değil.. Yoğun bir süreçtir. Bayram bir ibadet vesilesidir..

Kurban bazı mezheplerde Sünnet, bazılarında Vacibtir. Kurban adından da anlaşılacağı üzere bizi Allah’a yakınlaştıran bir eylemdir. Allah rızası için “can sunma” eylemidir..

Biz burada Kurban Bayramı’nı idrak ederken hacı adaylarımız Mekke-i Mükerreme’de hac ve umre görevlerini yapıyor olacaklar..

Dilerim bu bayram da hilal tartışması yaşamayız..

Bu vesile ile şimdiden, gelmekte olan Kurban Bayramı’nın hayırlara vesile olmasını, uyanışımıza vesile olmasını temenni ederim.

Selâm ve dua ile.