Göklerde Sana Gönderilmiş Mektuplar Var
Birinci ana madde: Var olmak bir sınavdır. İkinci ana madde: Ölüm yok ve hiç oluş değil, fânî dünyadan ebedî âleme geçiştir.
Üçüncü ana madde: Sana ötelerden müjdeler ve uyarılar gönderilmiş, dünya sınavında ne yapacağın bildirilmiştir. (Yüzünü semaya çevir, göklere bak. Orada sana ötelerden gönderilmiş mektuplar bulacaksın...)
Dördüncü ana madde: İnançlarından ve yaptıklarından dolayı hesap vereceksin.
Beşinci ana madde: Sınavı başarı ile verirsen ebedî saadete nail olacaksın.
Altıncı ana madde: İnanç konusunda ölümcül hatâlar yaparsan ebedî felakete uğrarsın.
Netice:
* Doğru inançlara sahip ol. Bu inançlar sana bildirilmiştir. Onları iyi öğren.
* Sen bir yaratıksın, senin bir Yaratıcın vardır. Ona itaat et, Onu râzı etmek için var gücünle çalış.
* Sana, doğrunun iyinin güzelin kaynağı olan bir anayasa, bir düstur, bir rehber kitap gönderilmiştir. O Kitaba uy, yap dediklerini yap, yapma dediklerini yapma, öğütlerine ve uyarılarına kulak ver ve yerine getir.
* Sana, insanlar içinden çok güzel bir örnek ve model gönderilmiş ve gösterilmiştir. İnanç, iş, ahlak konusunda ona uy, onu taklit et.
* Doğruluktan ve dürüstlükten ayrılma.
* Adaletten ayrılma, sakın kendine, insanlara, yaratıklara zulm etme.
* Merhametli ol. Merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini bil.
* Varlık sınavı icabı sende çeşitli şehvetler vardır. Bunları kontrol altında tut. Sakın azma. Azanın âkıbeti iyi olmaz.
* Dünyanın, dünya malının, dünya zenginliğinin geçici, emanet ve fânî olduğu bil ve bunları elde etmek hırsıyla imtihanı kaybetme.
* Senin en büyük düşmanın kendi nefsindir. Onu dizginle, onun esiri olma.
* Ya gerçek bir alim ol, yahut gerçek alimlere tâbi ol. Sakın sahte ve bozuk alimlere tabi olma.
* Kendin hikmetli bir insan olamıyorsan, hikmet sahiplerine bağlan, işlerini onlara danış.
* İyi ol, sakın kötü olma.
* Cimri ve bencil olma, cömert ol, paylaş.
* Sana en fazla zarar veren kendi dilindir. Onu zapt et.
* Ya hayırlı, faydalı, iyi şeyler söyle, yahut sus.
* Doğrudan ve dolaylı olarak hırsızlık yapma.
* Yalan söyleme.
* Cana kıyma.
* Zina büyük bir kötülüktür, onu işleme.
* Ehliyetin ve liyakatin olmadığı işlere, vazifelere, memuriyetlere, başkanlıklara talip olma, matlup olursan (istenir ve çağrılırsan) ehil değilsen sakın kabul etme.
* Doğru, iyi, güzel şeyleri sev; yanlış, kötü, çirkin şeylerden uzak dur.
* Fitneden fesattan, nifak ve şikaktan uzak dur.
* Fitne ve fesadı önlemek ve yer yüzünde doğruyu, gerçeği, adaleti hakim kılmak için yapılan kutsal savaşın dışındaki zâlimane savaşlara gönül rızası ile katılma.
* Anarşist olma.
* İnsanların meleği ol.
* Sahtekar, düzenbaz, haram yiyici olma.
* Öylesine iyi ve doğru ol ki, düşmanların bile senin faziletini (üstünlüğünü) kabul etsin.
* Parayı ve malı taparcasına sevme.
* İhtiyaçlarını çoğaltma, ihtiyacını çoğaltan ıstırabını çoğaltmış olur.
* İnsanların kötülüklerini iyilikle uzaklaştır ve def' et.
* Sen ölmeye, zevale, çökmeye mahkum bir yaratıksın; sakın büyüklenme, kibirlenme, gururlanma.
* Haddini bilen bir insan ol.
* Hayata, varlığa, dünyaya, imtihanına bir futbol holiganı gözüyle bakma. Mahv olur, ebedî felakete uğrarsın.
* Zulme, kötülüğe, yanlışa, çirkine razı olma.
* Beyinsizlerden olma.
* Şükrünü edebileceğin az ve yeterli mal, şükrünü eda edemeyeceğin ve seni azdıracak çok maldan hayırlıdır.
* Doğru ol.
* İyi ol.
* Güzel ol.
* Sonun iyi olsun...
*(İkinci yazı)
İran'dan İthal Edilen Bayat Çaylarla İlgili bir Soru
SORU: İran'dan beş senelik, günü geçmiş bayat ve içilmez çayları getirtip burada harman yapıldığını yazdın. Bunu sana anlatan dostun ve sen niçin gidip savcıya ihbar etmiyorsunuz?
CEVAP: Koskoca devlet var, o şehirde koskoca bir belediye var. Bu işle ilgilenmesini gereken sorumlu bakanlıklar var... Benim yazım ihbar mahiyetindedir. Elbette ilgilenmeleri, müfettişleri vazifelendirip araştırma yapmaları gerekir. Bu gibi yazılar suç ihbarı mahiyetindedir.
İran'dan, gübre olarak kullanılmaktan başka bir işe yaramayacak bayat çayları ithal edip halkımıza satanlar öyle dişsiz ve güçsüz kimseler değildir. Menfaatlerine dokunulunca fena halde ısırırlar.
Bu memlekette A'dan Z'ye kadar her şey bozuktur.
Maalesef halk da bozulmuştur.
Heyhat!.. Müslümanların da bir kısmı bozulmuştur... Acaba yüzde kaçı bozulmuştur?
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Ülkemizde kaç dilsiz şeytan yaşamaktadır?
Cumhurbaşkanımızın özel müfettiş teşkilatı vardır. Elbette ilgili ve vazifeli kâtipler yazımı okumuş, not almışlardır ve üst mercilere haber verecekler, onlar da gerekeni yapacaktır.
Böyle bayat çayların öncelikle gümrüklerden geçmemesi, geçirilmemesi gerekir.
Bendeniz asgarî seviyede vazifemi yaptığımı sanıyorum.
Yazı ve araştırma işlerinde bana yardımcı olacak bir sekreter tutacak kadar maddî imkanım yoktur. Sokağa çıktığım zaman beni koruyacak bir veya iki gorilim yoktur. Bunu halimden şikayet etmek için yazmıyorum. Hiçbir yardım da kabul etmem. Binaenaleyh bu durumda güçlü haksızlarla daha fazla mücadele edemem.
Bugün haksızlıklarla mücadele çok külfetli, masraflı, tehlikeli ve "tehditli" bir şeydir.
Bir bakana taahhütlü mektup göndermek isteseniz, postahane idaresi bizzat gelmenizi istiyor. Bendeniz aylarca önce hüviyetimi birine verip Meclis Başkanına bir mektup postalatmak istedim. Postahane kabul etmedi, bizzat gelsin diye diretti.
Ülkemizde halen tavuk boğazlanır gibi adam öldürülmektedir. En kolay idam şekli de trafik kazasıdır.
Kokuşma korkunç boyutlara ulaşmış, genel ve yoğun hale gelmiştir.
Cesareti olan, uyuşturucu kaçakçılığı ve işi yapanları ihbar etsin. Leşini yere sererler.
Benden bu kadar...