İnsanlığın vicdanına müdahale edildi
Bugün bayramın ikinci günü. Bütün kardeşlerimin bayramlarını bir kez daha tebrik ediyorum. Bugünlerin İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum..
İsrail yaptı yine yapacağını.. Filistin’i üyeliğe kabul eden UNESCO’dan çekildi ve Gazze’ye yardım götüren iki teknenin yolunu keserek tekneye el koydu ve teknedekileri tutukladı.
Aslında İsrail ne yaparsa kendine yapıyor.. Tuzağı görüyor ama düşmekten kendini alıkoyamıyor. Çünkü ihtirasları akıllarını zail etmiş..
Hani satrançta bir hamle yaparsanız, karşı tarafı kendi üzerinize çekersiniz. O bir asker yer ama, siz kaleyi düşürürsünüz mesela.
Bir balıkçı teknesi gönderiyorsunuz, karşı taraf deniz gücünü harekete geçiriyor.. Yetmiyor, dünyaya rezil oluyor.. Sonuçta “insanlığın vicdanı”na yolculuk edenlerin yolu global faşistler, Akdeniz korsanları tarafından kesildi..
İsrail inadını sürdürüyor.. Kendi cehennemine kendi sırtında odun taşımaya devam ediyor.
Kurban Bayramı’na bir gün kala, bir yandan İran’a tehdit yağdırır, Gazze’ye tacizlerini sürdürürken, Akdeniz’de yine terör estirdi. İsrail şimdi ne diyor kendi halkına?
-Bunların niyetleri Gazze’ye yardım etmek değil.. “Yardım etmek olsaydı, karadan yardımları ulaştırırdık, bize teslim etsinler verelim.. Ya da Mısır üzerinden de yardımı ulaştırabilirler.. Bunların niyetleri bizim karasularımızı ihlal etmek” demeye getiriyorlar..
Kendi karasuları imiş.. Gazze neresi, onların karasuları neresi. Bu yardım gemileri bu gerçeği dünyaya göstermek için aslında bir araç.
Dün işin insani yardım boyutu öncelikli idi, bugün bir hak gasbının, Akdeniz’de bir korsanlığın dünyaya gösterilmesi için yola çıkıyor bu gemiler..
İsrail başlangıçta HAMAS oluşumuna gözünü kapadı.. Hesabı belli idi.. HAMAS’ı terörist ilan edecekler ve saldırılarına meşruiyet kazandıracaklardı..
Filistin hareketi laik / seküler bir hareketti, hatta biraz da Milliyetçi/Sol, Sosyalist bir hareket. İhvan-ı Müslimin’in etki alanı içinde dini bir Filistin hareketinin İsrail’e kazandıracağını düşündükleri 4 kazanım olacaktı..
1- Filistin hareketi içinde İslamcı-laik çatışması çıkaracaklar ve böylece Filistinlileri birbirine kırdıracaklardı.
2- İhvan-ı Müslimin hareketi, hem Mısır ve hem de Suriye’de o dönemde kendi iç politikaları açısından tehdit olarak algılanıyordu.. Böylece İsrail, Filistin’e karşı savaşında, en azından Hamas’a karşı Mısır ve Suriye rejimi ile ittifak kurmuş olacaktı..
3- Bölünmüş bir Filistin, 2 parçaya ayrılmış bir Filistin, İsrail için birleşik bir Filistin’den daha iyi idi..
4- Lübnan’daki Hizbullah’ın karşısına, Suriye ile temel sorunu bulunan Sünni, dindar bir topluluğu çıkarmak, zaman içinde Filistin içinde mezhebi özellik taşıyan yeni bir cephe açılmasına vesile olabilir mi?
Sonuçta, İsrail Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu.. Bugün iki Filistin kendi aralarındaki ihtilafları görüşmeler yolu ile çözmeye çalışıyor.. Hamas’a yakın kadrolar Mısır’dan sonra Suriye’de de iktidara yürüyorlar.. Bu arada Abbas İsrail’le arasına mesafe koyarak Türkiye’ye ve Mısır’a şimdi daha yakın bir çizgiye geldi..
İsrail tam anlamı ile köşeye sıkıştı. Suçüstü oldu.. Akdeniz’de, batmak üzere olan, kendi içinde birbirine düşmüş bir Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile işbirliği yaparak yoluna devam etmeye çalışıyor ama, artık çok geç..
“Suya düşen yılana sarılır” hesabı, iflasın eşiğinde bir ülkenin içine sürüklendiği durumdan istifade ederek mevzi kazanma oyunu İsrail’in ne kadar zor durumda olduğunun bir başka göstergesi..
İsrail’in bırakın düşünce kulüplerinden stratejik danışmanlık almasını, basit bir reklam şirketinde PR danışmanlığı alması halinde dahi içine düştüğü durum hakkında daha gerçekçi bilgilere sahip olmasını sağlayabilir. Sandalye marangozluğu ile diplomasi aynı şey değil!
İsrail ne yaptığı kadar, dışarıdan bakanların bu süreçte ne gördüklerini de hesaba katması gerekir.. İhtirası ve korkusu aklını zail etmiş bir yönetimin kılavuzluğunda ve de İsrail’in bu kadar çok akılsız dostu varken, iki yakasının bir araya gelmesi çok zor anlaşılan. Birilerinin İsrailli yöneticilere şunu hatırlatması gerek: “Korkunun ecele faydası yoktur”, “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!”
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.