Zararlı Alışkanlıklarla Deprem Felaketi
Van yine büyük bir sarsıntıyla sallandı.
Artçı sarsıntıların ve depremlerin devam etmesi, üzüntümüzü derinleştiriyor.
Felaketzede kardeşlerimizin dert ve acılarını paylaşıyoruz.
Her türlü yardımlarımızla onların yanında yer almaya devam edeceğiz.
Kardeşlik görevimiz, onlara maddeten yardım etmekle sınırlı değil elbette.
Gördüğümüz yanlışlık ve eksiklikleri de paylaşacağız.
Mesela, bir depremzede kardeşimizin dudağında tüttürürken gördüğüm sigara, bana deprem ateşi kadar acı geliyor.
Keza dertten mi, kederden mi içtiğini bilmediğim rakı şişesini yudumlarken görmek, beni ondan daha çok dert ve kedere gark ediyor.
Çünkü, bu zararlı maddeler sadece onların beden ve ruhlarına değil, çevrelerine de ne büyük tahribatlar yapıyor, onu iyi biliyorum.
***
“Sigara” ve “alkol”ün, “bedensel”, “ruhsal” ve “toplumsal” pek çok “zararları”nın olduğunu uzmanlar söylüyor.
Kullanılan bu maddeler, diğer kötü alışkanlıklara da zemin hazırlıyorlar.
Biliyorum, sigara kullanan insanımızın sayısı hiç de az değil!
Ve bunlar, bu tür yazılara dudak büküp geçiyor, ikazlardan hoşlanmıyorlar.
Yine, alkolik olmasa da aramızda zengin-fakir, garip-gureba içki içenlerimiz var.
“Canım bunlar devede kulak, olur bu kadar” deyip işi basite indiriyorlar.
Ama, gerçekten üzerinde ciddiyetle durmamız gereken önemli bir problemle karşı karşıyayız.
İşin dini boyutunu bir tarafa bırakıp, bunlar haramdır, günahtır gibi uyarılara itibar etmeyecekler için bilimsel sonuçlar verelim:
Yeni alkol almaya başlayanlar, vücutlarının bu maddeye yabancı olması sebebiyle "toksikoz" zehirlenme denilen, alkol zehirlenmesi riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Alkol bağımlılarında ise, ağır bir kronik karaciğer rahatsızlığı olan “siroz” hastalığı sıkça görülüyor.
Alkol kullanımının “ölüm”le sonuçlanan bu iki sakıncasının yanı sıra, “yaşama kalitesi”ni de olumsuz yönde etkiliyor.
Başta, “gastrit, ülser, karaciğer iltihabı” olmak üzere, “yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, enfarktüs, pankreas yetersizliği”, el ve ayaklarda “uyuşma”lar ve duyu kaybına yol açan “sinir ile böbrek iltihabı” gibi rahatsızlıklara yol açtığı bilinen bir gerçek.
Alkolü kullananlar ilk başlarda “şen, şakrak ve neşeli” kişiler gibi görünmelerine rağmen, giderek “depresif” veya “agresif” hale dönüşüyorlar.
Kısaca alkol, beyin fonksiyonlarını uyuşturuyor, aklı örtüyor.
Ardından kazalar, cinayetler, emniyet kayıtlarına geçen feci olaylar ve adliye koridorlarında yankılanan çığlık sesleri…
Bu gerçeğe rağmen, alkol kullanımı hızla artıyor, acaba neden?
***
Sigaranın zararları bundan az mı?
Tüm dünya, bunları “zararlı alışkanlıklar” kategorisinde görüyor ve kullanılmaması için mücadele ediyor.
Önceki yıllarda Zürih havaalanında gördüğüm sigara içenler için yapılan “tecrit odası” dikkatimi çekmişti.
Özel filtreyle havalandırılmış takriben 20 metrekarelik dört tarafı kapalı bir odada içen birkaç kişiden başka koskoca havaalanında sigara içene rastlayamıyorsunuz.
İstatistiklere göre, geçtiğimiz yıl sigara 110 bin kişinin “ölüm”üne ve binlerce kişinin de “sağlığının bozulması”na yol açmış.
Onca caydırıcı reklam ve kampanyaya rağmen bu felaketin önüne nedense geçilemiyor.
Kadınlar ve gençlerde sigara ve alkol tüketiminin yaygınlaşmaya devam ettiğini üzülerek görüyoruz.
Dahası, bir taraftan deprem felaketinin acılarını yaşarken, diğer taraftan bu felakete maruz kalanların zararlı alışkanlık felaketine devam etmeleri, acılarımızın daha da artmasına sebep oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.