Manevi Yaptırımı Güçlendirmek Gerek
Bu insanlar hiç mi yerin altını düşünmez.
Ölümü, ahireti, hesabı, mizanı düşünenler; bunu yapmaz, yapamaz.
Üç-beş kuruşluk menfaate geleceğini satamaz.
Bunu yapmak için, inançtan, duygudan, vicdandan mahrum olmak lazım.
***
Ülkemizde deprem sonrası yaşanan tabloya bakar mısınız?
Kanımız donuyor, nutkumuz tutuluyor!
İnsanlar can derdinde iken cana kast etmek, nasıl bir insanlıktır?!..
Can kurtarırken canından endişe etmek, ne acı bir manzara!..
İnsanlık değerleri, ahlâk ilkeleri, enkazla birlikte toprağa mı gömüldü yoksa?!
İnancına, etnik yapısına, diline ve coğrafyasına bakmadan dünya insanı yardıma koşarken, aynı insanlara korku salmak, onları ürkütmek, hizmetten soğutmak hangi vicdana sığar?!
Yoksa istenen şey, bu yardımların yapılmaması, canların kurtarılmaması mıdır?
Bu acı tabloyu görünce, vicdanın ve ahlâkın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlıyor insan!
***
Sahabeden Abdullah b.Ömer (r.anhüma) anlatıyor:
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi vesellem) efendimizle birlikteydim.
Medine yerlilerinden (Ensar’dan) bir zat gelerek selam verdi ve:
“Ey Allah’ın Resûlü! Müminlerin hangisi daha üstündür?” diye sordu.
Peygamberimiz cevaben:
“Ahlâken en üstün olanıdır” buyurdu.
Aynı zat tekrar sordu:
“Müminlerin en akıllıları kimlerdir?”
Rasûlüllah cevap verdi:
“Ölümü en çok hatırlayan ve ölümden sonrası için hazırlığını en iyi yapandır. İşte bunlar en akıllı kimselerdir.” (İbn Mace, Zühd, 31, Hadis no:4259).
***
Demek ki, ahlâkla ölüm düşüncesi arasında çok sıkı bir ilişki var.
Ahirete inanan, hesabı kitabı bilen insanlar, dünya hayatını üstün ahlak özellikleriyle yaşayan akıllılardır.
Onlar, ölümü teenni ile karşılarlar.
Ahirete hazırlıklıdırlar.
Ölüm sonrası için azık hazırlarlar.
Hesabını veremeyecekleri eylemlerde bulunmazlar.
Değil insanlara, doğadaki hiçbir varlığa zarar vermezler.
Bilirler ki, her konuştuğu ve yaptığı şeyin Ahirette hesabı vardır.
Eli, dili, ayağı, beyni, kulağı, velhasıl bedeninin bütün azası sorgulanacaktır.
Dolayısıyla hesabını veremeyeceği davranışlardan şiddetle kaçınırlar.
***
Böyle insanlar var mıdır?
Hem de binlerce.
En azından bunu yapmaya gayret eden milyonlar vardır.
İşte İslam, bu tür yaptırımı sağlayan bir Sistem-i Rabbanidir.
Bu Sistemi işlevsel hale getirmek zorundayız.
Ancak o zaman, vicdanlar da, insanlar da rahat edip huzur bulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.