Üzülerek görüyoruz ki şiddetten medet umanların ardı arkası bir türlü kesilmiyor!

Yıllarca devleti idare edenler şiddeti sorunların çözümü için bir araç olarak kullandılar!

Bu politika başarılı olamadığı gibi bir de şiddetten medet uman yeni grupların oluşmasına da yol açtı!

Şimdi kimileri "Elimde silah var, ne istersem yapmak zorundasınız" anlayışıyla hareket ediyor ve istekleri yerine gelmeyince de hemen feryada başlıyorlar!

Üstelik bu feryat edenlerin pek çok kimliği var! İşlerine hangisi gelirse o kimliği kullanıyorlar! Başkent'e geldiklerinde bir kimlik kullanıyorlar, dağa çıktıklarında ise bambaşka bir kimlik!

Bir de ara kimlikleri var! Dağ ile Başkent arasında şehirlerde de kendilerini farklı bir isimle tanımlıyorlar!

Hangi kimlik ile hareket ederlerse etsinler temel felsefeleri şiddet üzerine kurulu!

Yıllardır kendilerine büyük haksızlıklar yapıldığını savunarak bunun düzeltilmesi için ne yapılması gerektiğini dikte ettirmeye kalkışıyorlar!

Farklı hiçbir sese tahammülleri yok!

Hoşgörüden fersah fersah uzaklar!

Bırakın başkalarını hoş görmeyi kendi içlerinden farklı seslere bile rızaları yok!

İstekleri hüsn-ü kabul görmeyince hemen yan çizmeye ve tehditkâr bir üslup kullanmaya başlıyorlar!

İsteklerini zor ve şiddette başvurarak kabul ettirmek istemeleri aslında kendi aleyhlerine oluyor!

Daha düne kadar kendilerine hak veren, uğradıkları haksızlıkların telafi edilmesi için baskı yapan çevreler bile bu nadan tavır karşısında isyanları oynuyorlar!

Devleti yönetenler şiddete başvurarak nasıl başarılı olamamışlarsa bugün şiddetten medet umanlar da başarılı olamayacaklardır!

Unutulmamalıdır ki şiddet karşı şiddeti doğurmaktan başka bir işe yaramamaktadır!

İnsanlar isteklerinin kabulü için şiddetten medet ummaktan artık vaz geçmelidirler!

Oturup konuşmayı, en azından karşılıklı pazarlığı öğrenmelidirler!

"İlle de benim dediğim olacak başka şart tanımam ve bu konuda tartışmam" diye diretmek işi yokuşa sürmekten başka bir şey değildir!

Sorunun çözülmesini isteyenler tartışmayı öğrenmek zorundadırlar!