Aldığı ve verdiği her nefeste, sadece insanların iyiliğini isteyen çok az insan tanıdım. İşte o kutlu insanlardan birisi Dr. Gülsen Ataseven’dir.

Sabırla imtihan edilen ve imtihanı kazanan yine çok az insan bilirim. O bildiklerimin başında da Gülsen hanım gelir.

Ruhlar aleminde; “Rabbiniz kim” sorusuna; “Sensin Ya Rab” diyen Gülsen hanım, dünyaya geldikten sonra tüm ömrünü; “Sensin Ya Rab” sözünü tutmak için harcamıştır.

Sabırla imtihanı çocukluğunda başlar, eğitim hayatında devam eder ve ömrünün her gününü; dünya hayatının zevk ve eğlencelerine değil, ahirette yaşayacağı hayata adamıştır.

Bunun için de “Gökkuşağı Hanımlar” adında bir platform oluşturarak, insana ve İslam’a dair değer yargıları olan hanımları çeşitli derneklerin çatısı altında toplayıp, insanlığa ve İslam’a hizmet için büyük bir sabırla imtihan edildiğini bilirim.

¥

Gülsen Ataseven hanımefendi ailesiyle ilgili de büyük “sabırlı imtihanlara” düçar olmuştur.

En az kendisi kadar toplumun selametine ömrünü adamış, Vakıf Gureba Hastanesi gibi ata emaneti bir hastanenin halkın ve hakkın rızası dahilinde kullanılmasını sağlayan rahmetli eşi Prof. Dr. Asaf Ataseven’i, 8 Eylül 2008 tarihinde ebedi aleme uğurlamıştı.

Asaf hoca meslek hayatının büyük bölümünü, Tıbb-ı Nebevi çalışmalarına ayırmış ve ömrünün son yıllarını tamamen hayır işlerine adamışken, Hakk’a yürümüştü.

Gülsen Hanım’a yine “sabırla imtihan” düşmüş, sadece eşinden değil, dava arkadaşı, çocuklarının babası, rüyalarında bile kendisine destek olan can arkadaşından ayrılmıştı.

¥

Aradan üç yıl geçti ve Gülsen hanım’a yine “sabırla imtihan” düştü. Bu sefer de biricik oğlu Muhammed Fatih’i bir trafik kazasında kaybetti.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Eyüp Camii’nden uğurladık Muhammed Fatih’i. Muhammed Fatih için annesi Gülsen hanım, hem dünya hem ahiret demekti.

Annesine öyle büyük bir duygu ile bağlıydı ki, ebedi hayatı kazanma yolunun; “bu dünyadan elde edilecek kazançlarla” olduğunu bilerek, önce baba ve annesine karşı vazifesini yerine getirmeye inanarak göçtü öz yurduna.

¥

İki yıl önceydi, Gülsen hanım ve rahmetli Muhammed Fatih ile Sudan’a birlikte gitmiştik. Sanki Sudan halkının bütün yükü Gülsen Hanım’ın omuzlarındaydı.

Bir kere daha anlamıştık ki, Gülsen Ataseven kendisi için değil, önce “Hak” sonra da “kul” rızası içi yaşıyordu.

Asaf ve Gülsen Ataseven’lerin bu özelliğini bilen dostları, Fatih’in son yolculuğunda yanındaydılar.

Kadim dostları Osman Nuri Topbaş Hocaefendi başta olmak üzere, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocam, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, yönetim kurulu üyeleri Dursun Topçu, Mehmet Develioğlu, İsrafil Kuralay, İTÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Erhan Erken ve Ali Ülker’i gördüm.

Gülsen hanıma sabırlar dilerken Muhammed Fatih’in ruhu için El Fatiha.