D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Mehmet Âkif Kastamonu’da!

Mehmet Âkif Kastamonu’da!

“Mehmet Âkif yılı”nın sonuna geldik... 2011 Mehmet Akif yılı ilan edilince ümitlenmiştik. Büyük şairimizin, müstesna şahsiyetimizin bütün Türkiye’de, hatta Türkiye ile ilişkili yerlerde anılmasına vesile olur diye.

Bir şeyi “ilan etme”nin yetmediğini tekraren ve bir daha gördük: Mehmet Âkif yılı bürokrasinin elinde heba oldu!


Milli Eğitime sorumuz şu: Gençlerimize örnek göstereceğimiz kaç gerçek kahramanımız var? Kahramanları savaş meydanlarında görmeye alışmış olan zihnimiz, Mehmet Âkif tarzı bir kahramanı anlamakta zorlanabilir.


O gerçek bir kahraman! Yalnız yaptıklarıyla değil, eseriyle değil, mücadelesiyle ve insani varlığı ile de örnek gösterilebilecek bir kahraman.


Mehmet Âkif yılında en çok faaliyet yapılması beklenen yerlerden biri Kastamonu olmalıydı.


Sebebi çok açık. Millî Mücadele sırasında Mehmet Âkif Anadolu’ya geçtikten sonra Ankara dışında en çok Kastamonu’da bulundu. Bu şehirde Eşref Edib’le dergisi Sebilürreşad’ı üç sayı yayınladı. Eşini ve çocuklarını İnebolu yoluyla getirtti ve burada onlara ev tuttu. Ailesi Ankara’ya gelinceye kadar Kastamonu’da yaşadı.


En önemlisi: Mehmet Âkif, Anadolu’nun birçok şehrinde halkın Milli Mücadeleye katılmasını sağlamak için konuştu, vaaz verdi. Fakat bunlardan en meşhuru Kastamonu Nasrullah Camii kürsüsünde yapılanıdır.


Nasrullah Kürsüsündeki konuşma Kastamonu’nun sadece bu camii ile sınırlı kalmadı. Şehrin sınırlarını da aştı, bütün ülkeye mal oldu. Vaazın geniş bir özeti Sebilürreşad’da yayınlandı. Ayrıca, Merkezi Diyarbekir’de bulunan Elcezire Kumandanlığı Nasrullah Camii konuşmasını binlerce bastırarak dağıttı.


Mehmet Akif 24 Aralık 1920’de Kastamonu’dan Ankara’ya döndüğünde Mustafa Kemal Paşa, “Sevr’in milletimiz için nasıl bir facia olduğunu en iyi siz anlattınız” dedi.


Mehmet Âkif Nasrullah Camii’nde 19 Kasım 1920 Cuma günü konuştu. Bu konuşma dalga dalga yayıldı ve Anadolu’nun Milli Mücadelesini tahkim eden bir metin olarak tarihteki yerini aldı.


İşte 91 yıl sonra, Kastamonu Üniversitesi bugünü hatırlamak ve hatırlatmak için Türkiye Yazarlar Birliği ile müştereken bir toplantı düzenledi: 91 yıl sonra Mehmet Akif Kastamonu’da.


Bu vesile ile Kastamonu’yu uzun bir aradan sonra tekrar görme fırsatımız oldu. 1985’te Mehmet Âkif Ersoy Fikir ve San’at Vakfı’nı kurarken iki Kastamonulu Mehmet Âkif dostu da bizimleydi. İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, şehrin köklü ailelerinden çok değerli bir insandı. Bir dönem Kastamonu milletvekili seçilen Yılanlıoğlu, bize hemşehrisi işadamı Atıf Boyacıoğlu’nu tanıtmıştı.


Atıf Boyacıoğlu da şehrin köklü bir ailesine mensuptu. Ankara’da kereste ticareti ile uğraşıyordu. 1940’larda yetişmiş, Mehmet Akif’in rejim için pek de kabul edilebilir bir şahsiyet olmadığını bilen bir mühendis olarak, her an dikkatli oluyor, her şeyi teenni ile karşılıyordu.


Her ikisine de rahmet diliyorum. Yılanlıoğlu’nun cenazesi Kastamonu’ya defnedildiğinde biz de oradaydık.


İki Kastamonulu Mehmet Âkif muhabbeti ile çalıştılar ama, Kastamonu Mehmed Âkif’i anmakta ağır davrandı. Toplantıda bu hususu bir Kastamonulu dile getirmese idi, üzerinde durmayacaktım.


Mehmet Âkif’in Kastamonu vaazlarını Sebilürreşad’dan yeni harflere aktararak yayınlayan Dr. Mustafa Eski, konuşmasının başında, Türkiye Yazarlar Birliği’nin 1983 yılında yaptığı bir Mehmet Akif sempozyumunun broşürünü göstererek, “Ben 28 yıl önce bu toplantıda bildiri sundum. Ve inşallah bundan sonra böyle bir toplantı Kastamonu’da yapılır dedim. Meğer 28 sene beklemek gerekiyormuş!”


Kastamonu Mehmet Âkif’i anmada 28 sene gecikti. Biz ise Kastamonu’yu tanımakta daha fazla geciktik!


Türkiye’de güçlü bir şehir edebiyatı var. Bursa, Amasya, Tokat, Sivas, Erzurum, Konya vs. vs.


Ama bir Kastamonu edebiyatı yok!


Kastamonu’nun bu şehirlerden eksiği ne?


Kısa dolaşmamız sırasında Kastamonu’yu kâh Bursa’ya, kâh Amasya’ya veya Tokat’a benzettik. Elbette Kastamonu bütün bu tarihi şehirlerimize benziyordu. Ama en çok kendine benziyordu!


Tarihi, mimarisi, kültürü... Kastamonu Türkiye’nin tanınmakta geç kalınan bir şehri. Daha doğrusu kendini tanımakta geç kalan bir şehir...


Kastamonu’yu yeniden görmemize Mehmet Âkif toplantısı vesile oldu. Onun vesilesi de Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sıtkı Aras ve Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın.


Kastamonu’yu yıllar sonra görmekten mutluluk duyduk. Toplantıdan bir önceki akşam, kaldığımız misafirhanede şehrin yönetim kadrosunu ve eşrafını bir arada görmemiz de bizi ayrıca mutlu etti. Vali Erdoğan Bektaş, Garnizon kumandanı, belediye başkanı, rektör ve diğer yetkililerle bir akşam yemeğinde beraber olduk ve sohbet ettik. Diyebiliriz ki şehri yeniden tanımaya orada başladık.


91 yıl sonra Mehmet Âkif Kastamonu’da toplantısını Ahmet Fidan yönetti. Konuşmacılar Doç. Dr. Cevdet Yakupoğlu, Kastamonu Müftüsü D. Ali Şeker ve Yard. Doç. Dr. Mustafa Eski idi. Ben de Mehmet Âkif’in Nasrullah Camii konuşmasının önem ve değeri üzerinde durdum. Mehmet Âkif üç ay sonra yazacağı İstiklâl Marşı’nın temalarını bu konuşmada ifade etmişti...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi