Zorunlu askerlik sorunludur
Vicdani red ve bedelli askerlik konusunda hararetli tartışmalara şahid oluyoruz. Bildiğim kadarıyla İslam ülkesinde ordu cihad müessesesi olduğu için askerlik farzdır.
Farz-ı kifayedir. Topluma farzdır. Yani Müslümanların bir kısmı yerine getirirse diğerleri sorumluluktan kurtulur.
Ülkenin ihtiyacı kadar insan orduya intisap ederse farz yerine gelmiş olur diğer Müslümanlar sorumluluktan kurtulur.
Dolayısıyla inancımıza göre askerlik gönüllülük esasına dayanır.
Öte yandan eğer ülke düşman saldırısına uğrar, mevcut asker de yeterli olmazsa o zaman bu kifai farz ayni farza dönüşür ve eli silah tutan herkesin orduya katılması beş vakit namazın farz olması gibi farz olur.
Tabii ki askerlik kuru bir gönüllülükten ibaret de değildir. Dinimiz askerliği teşvik etmiş ve askerlik görevini nafile ibadetlerden üstün tutmuştur. Öyle ki Peygamber Efendimiz Aleyhisselam hadislerinde askerliğin en hafif görevlerinden biri olan nöbet tutmayı bile nafile ibadetlere tercih etmiştir. Mesela bir günlük nöbetin dünya ve üzerindekilerden ve bir aylık nafile oruçtan daha hayırlı olduğunu, nöbette ölenin şehid olarak diriltileceğini ve kıyametin dehşetinden emin olacağını, nöbette ölen askerin sevabının öldükten sonra da devam edeceğini müjdelemişlerdir. Askerliğin diğer zor görevlerinin ecri düşünüldüğünde Ebu Eyyubi Ensari'nin doksan küsur yaşında neden İstanbul'a kadar geldiği daha iyi anlaşılır. Asker ocağı o yüzden Peygamber ocağıdır. Asker o yüzden Mehmetçik (Muhammedcik)tir.
Askerlik cihad farizasını ifa müessesesi olduğu için kutsaldır ve Müslümanlar bu müesseseye gönül rızasıyla, seve seve katılırlar, zorlanmazlar yani bugün bizde olduğu gibi mecburi tutulmazlar.
Nitekim 1916 yılına kadar ordumuz gönüllülük ve ihtiyaç anında kur'a esasına dayalı biçimde teşekkül etmiştir. Tarih boyunca kazanılan o büyük zaferlerin hepsi profesyonel asker olan yeniçeri ve gönüllü askerler tarafından kazanılmıştır.
İnsan anasından borçsuz doğar. Ama askerliğin zorunlu olduğu ülkelerde insanların bir kısmı borçlu doğuyor. Bunun adına vatan borcu deniyor. Mesela Türkiye'de vatan borcu sadece erkeklerin omzundadır. Oysa vatan kadın erkek herkesin vatanıdır. Neden kadınların vatan borcu olmuyor da erkeklerin oluyor?
İsrail'de erkekler gibi kadınlar da zorunlu askerlik yapıyor, orada da Araplar askerlikten muaf doğuyorlar. Oysa İsrail nüfusunun beşte biri Araplardan oluşuyor!
Hadi diyelim ihtiyaç var diye askere alıyorsun, peki askerlik süresince istihdam ettiğin insana neden hiç değilse asgari ücret ödemiyorsun? İnsanı karşılıksız çalıştırmanın neresi âdil? Zorla askere aldığın o insanın ve ailesinin çektiği ekonomik sıkıntıları neden görmüyorsun?
Dünyanın 88 devletinde zorunlu askerlik diye bir şey yoktur. Bizde de yapılması gereken, askerliğin zorunlu olmaktan çıkarılması ve profesyonel orduya geçilmesidir.
450 bin acemi asker bulundurmak yerine 100 bin profesyonel asker bulundurmak hem savunmamızı daha güçlü kılar hem de daha ekonomik olur.
Bir milyon asker kaçağından bahsedildiğine göre zorunlu askerlik saat gibi tıkır tıkır işlemiyor.
Hülasa zorunlu askerlik sorunludur, sorunların çözülmesi gerekir.
Dolayısıyla bedel ile de olsa sorunun kısmen çözülmesine hayır demek sağduyu ile örtüşmez. Bedel ödeyenlere illa 21 gün haki elbise giydirme tutarsızlığından vaz geçilmesi de fevkalade isabetli bir adımdır. Askeri otoriteyi hissettirme politikası, vesayet sisteminin bir parçasıdır. Hem israftır hem vakit ziyanıdır.
Öte yandan bedelliden elde edilecek gelirin silah altındaki er ve erbaşlara ödenmesi daha âdil olur kanaatindeyim.
Hasılı kelam, zorunlu askerliğin kaldırılması ve bir an önce profesyonel orduya geçilmesi sorunun kökten çözülmesi demektir.
O zaman ne vicdani ret sorunu kalır, ne asker kaçağı ne de bedelli talebi.
Yapılacak yeni anayasa zorunlu askerliği içermemelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.