Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Alacak defterini Haliç’e atmak

Alacak defterini Haliç’e atmak

Geçtiğimiz hafta iki güzel insanı Hakk'a uğurladık. Allah her iki güzide insana da rahmet eylesin. Geride kalanlara sabır ihsan etsin.
İlk önce, Halil Necati Coşan Hocaefendi’yi uğurladık. 105 yaşında, çok sevdiği Allah’ına kavuştu. Muhterem Esat Coşan Hocaefendi’nin babası olan “Necati amca” (sevenleri böyle hitap ediyor) bütün ömrünü hak yolunda ve insanlığa hizmette harcamış mübarek bir insandı.
Halil Necati amcanın ismi; “güven, samimiyet, hoşgörü ve sevgi” demekti. Halil Necati amca ile ilgili küçük bir anekdot anlatarak kimliğine dair kısa bir bilgi vermek isterim. Bana da eski gazetecilerden Recep Koçak anlattı.
Necati amca bir dönem ticaretle uğraşır. Müşteriler alışveriş ederler ve “Param yok” veya “Sonra vereyim” diyenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Necati amca da kimseyi kırmak istemez ve para vermeyenlerin adını soyadını veresiye defterine yazar.
Gel zaman git zaman, borçlular gelip borçlarını ödemezler. Bu hal, Necati amcayı çok rahatsız eder ama kimseye de bir şey diyemez. Alacağını istemeye utanır, sıkılır, “Belki gerçekten insanların ödeme gücü yoktur” diyerek sesini çıkaramaz.
öyle bir zaman gelir ki, Necati amca ekonomik olarak zayıflar ve ticari hayatını noktalamak ister. Bunun için de tek çıkar yol, alacaklarını unutmaktır. Bir sabah evinden çıkar, iş yerine gelir, “borçlular defterini” eline alır ve doğru Haliç’in kıyısına gider. Defterini Haliç’in sularına bırakıverir. öyle bir rahatlar ki, artık kafasında tek kuruş alacağı yoktur.
ömrünün neredeyse tamamını ilim ve insana harcayan Necati amcanın kısaca hayatına bir göz atalım. Halil Necati Coşan, Hicri 1324, Miladi 1906 yılında çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nin Ahmetçe köyünde dünyaya gelir.
Babası ve iki amcası, muhtelif cephelerde şehit oldukları için dedesi ve dayılarının himayesinde yetişen Halil Necati Coşan Hocaefendi, 18 yaşında hem dedesinin hem de baba ve amcalarının müntesip bulunduğu Gümüşhanevi Dergâhı hülefasından çırpılarlı Ali Efendi’ye intisap ederek medrese tahsiline başlar.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreselerin kapatılmasından sonra Ahmetçe’ye dönerek hıfzını köyde görevli imam çankırılı Mustafa Efendi’den tamamlar. 1928 yılında Şadiye Hanımla evlenir. Bu evliliğinden 7 çocuğu dünyaya gelir. 1942 yılında çocuklarının eğitimi maksadıyla İstanbul’a yerleşir.
Kısa süre sonra Gümüşhanevi Dergahı Postnişini Kazanlı Abdülaziz Bekine (Rh.A.)’in, 1957’de vefatından sonra da Mehmed Zahid Kotku (Rh.A.)’in hizmetinde ve yakın sohbet halkasında bulunur.
İstanbul’da kısa süreli ticari meşguliyetinin ardından Fatih Müftülüğü’nde vazife alan Halil Necati Coşan, Ali Yekta, Bekir Haki, ömer Nasuhi Bilmen Efendi gibi hocalarla birlikte çalışır ve aynı daireden emekli olur.
Kendi döneminde İstanbul’da yaşayan münevverlerle teması olur. Yahya Kemal, İbn ül Emin Mahmut Kemal İnal ve Neyzen Tevfik gibi kimselerle teşrik-i mesaisi olur.
1964’te Şadiye Hanım’ın vefatından sonra Fatma Aliye Hanımla evlenir. Fatma Aliye Hanım 1999’da Mekke-i Mükerreme’de vefat eder.
Miladi 102, hicri 105 yılı aşan hayatı boyunca inandığı değerleri fiilen yaşamayı, etrafındakilere de bu güzellikleri anlatmayı ve yaşatmayı gaye edinen; her kesimden pek çok insanın saygısını, sevgisini, gönlünü, duasını kazanan Halil Necati Coşan’nın gerçek bir Veli ve Hak dostu olduğuna büyük kalabalıklar hüsn-ü şahadet etmişlerdir. Allah rahmet eylesin.
Yine geçen hafta Hakk'a uğurladığımız ikinci güzel insan da Askon genel başkan yardımcısı ve İTO yönetim kurulu üyesi sevgili dostumuz Abdullah çınar’ın kardeşi, genç işadamlarımızdan Yunus çınar’dı. Sevgili Yunus’u bir deniz kazasında kaybettik.
Denizde ölenlerin şehit olduğuna inanırız. İnşaallah Yunus kardeşimiz de şehitlerin arasındadır. Allah’tan Yunus çınar’a da rahmet diler, yakınlarına sabrı cemil niyaz ederim. Necati amcamız ve Yunus kardeşimizin ruhları için el Fatiha.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi