Çocuklarda korkular
Son günlerde, bazı anne babalar, televizyon ve internet gibi aygıtların etkisiyle çocukların çeşitli korkulara kapıldıklarını ve bu konuda neler yapmaları gerektiğini soruyorlar. Çocuklar belli yaş süreçlerinde, olayları doğru değerlendiremediklerinden korkuya kapılabilirler. Böyle durumlarda aile çocuğun gelişimsel özelliklerini tanımalı ve ona nasıl davranması gerektiğini bilmelidir.
Bilindiği üzere korkular, tehlikeler karşısında bir korunma refleksi olarak işlev görüyor. Bu nedenle belirli korkular, belirli yaş dönemi için normal görülebilir. Mesela bebeklik döneminde çocuk ani hareketler karşısında ya da yüksek ses işittiğinde irkilir. Annenin desteğinden yoksun kalması da aynı şekilde çocuğun korku geliştirmesine neden olabilir. Dört yaşındaki bir çocuk da masal kahramanlarından korkabilir, bunun için anneyle birlikte yatmak isteyebilir. Fakat çocuk büyüdükçe masal kahramanlarından, hayali figürlerden korkulmayacağını anlar ve bu süre içinde korkuların seyri değişir. Ancak fobik durum, korkudan daha farklı bir şeydir. Korkunun fobi olarak adlandırılabilmesi için, korkunun herhangi bir nesne ya da duruma karşı gelişmiş olması ve çocuk bu nesne ile karşılaştığında sıkıntılarının artması gerekir. Bir de fobik durum uzun süre devam eder ve çocuğun hayatını etkiler.
Korkuların ağırlıklı olarak çıktığı dönem 2-6 yaş dönemidir. Bu dönem çocuklarda zihinsel gelişim açısından gerçek ile gerçek olmayanı ayırt etme net olarak yapılamadığından, izledikleri film kahramanlarından ya da hayali figürlerden korkabilirler. Bu süre içinde çocuğa bilinmeyen her şey korku verir, yüksek sesten, tanımadığı kişilerden, ani hareketlerden gök gürültüsünden korkabilirler. Çocuk hem tanımadığı nesnelerden korkar hem de annenin desteğini, kaybetme korkusu yaşar. Bu aslında çocuğun yaşadığı dünyaya uyum sağlama sürecidir. Zaman geçtikçe çocuk hayata adapta olmaya başlar. Mesela dört yaşına doğru çocuğun korkuları azalır ve artık kendini daha güvende hisseder.
Çocuğun korkudan emin olabilmesi için ebeveynin güven vermesi gerekir. Aile çocukla konuşmalı, duygularını paylaşmalı ve korkuların pekişmesine zemin hazırlamamalıdır. Anne babalar, "Eğer yaramazlık yaparsan, doktora iğne yaptıracağım, seni öcüye vereceğim gibi" tehdit içeren sözlerden uzak durmalıdırlar.
Çocuğun korktuğu olayla alay etmemeli, korkunun gelişimsel mi yoksa durumsal bir süreçten mi kaynaklandığını anlamaya çalışmalıdır.
Korkunun kaynağına inmeli ve çocuğu teskin edecek açıklamalarda bulunulmalıdır.
Anne baba çocuğun korkularını anlamalı ve somut olarak ona açıklama yapmalıdır. Mesela karanlıktan korkan bir çocuğa anne ışığı açabilir ve etrafta korkulacak bir şey olmadığını gösterebilir.
Ebeveynler çocuğun korkularını yok saymamalı, küçümsememeli, çocuğa yardımcı olmalıdırlar.
Ebeveynler, çocuk korktuğunda, ona güven telkin etmeli ve fiziksel temasla destek vermelidirler.
Anne baba çocuğu korktuğu şeye yavaş yavaş alıştırmalı bu konuda ona baskı yapmamalıdırlar.
Ebeveynler çocuğu arkadaş grubuna dahil etmeli ve güven duygusunun gelişmesine katkı sağlamalıdırlar.
Çocuk korktuğu şeyle ilgili konuşmaya hazır olduğunda konuşmalı ve onun duygularını anlamaya çalışmalıdırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.