Gözüm ekrandaki tartışmaya takıldı. Hayır, bu sefer konu Dersim değildi. CHP’li bir kadın milletvekili vegan mahkum üzerine konuşuyordu. Söz konusu olan yirmi senedir Kırıkkale F tipi yüksek güvenlikli kapalı cezaevinde bulunan Osman Evcan isimli tutuklu idi. Evcan sekiz sene önce vegan olmaya karar vermiş. Vegan ülkemizde çok fazla bilinen bir kavram olmayabilir. Batı ülkelerinde adını günden güne daha sıklıkla duyuran bir beslenme türü. Vejetaryen yani hayvansal ürünler dışındaki diyetin daha da kısıtlı, özellikle halidir vegan.

Yani vegan olan kişi, vejetaryendir ama her vejetaryen vegan olmayabilir. Bir Müslüman Amerikalı arkadaşım önce vejetaryen oldu, sonra veganlığa geçti mesela. Ama ara ara onu vejetaryenliğe dönmüş buluyorum.

Veganlığı seçtiği zamanlarda dışarıda yemek yediğimizde uzun bir soru-cevaptan geçirir hizmet veren restoran yetkililerini. Oradan bilirim biraz da işin titizliğini. Kısa olarak bahsedersek vegan beslenme süt, peynir, yumurta gibi besinlerin de tüketilmesine müsaade etmez. Herkesin vejetaryen veya vegan olmak için kendine göre sebebi olabilir. Kimisi sağlık sebebiyle vegan olmayı tercih eder, bazıları hayvan haklarına saygı adına, kimileri de kültürel, dinsel vesaire sebeplerle farklı bir beslenme türünü seçebilir.

Batı dünyasında yaşayan Müslümanlar için evleri dışındaki mekanlarda yemek yemek durumunda kaldıklarında sebze ürünleri tüketmek hayata kolaylık sağlar mesela. Helal gıda üretiminin kısıtlı olduğu Müslümanların azınlık olduğu ülkelerde dışarıda yemek yeme ortamlarında vejetaryen beslenme sorunları çözüverir. Kiminin de belli hayvansal gıdalara allerjisi olabilir.

Veya belli metabolizmaların tolerans eksikliği gösterdiği hayvansal ürünlerden uzak durmak hayat kurtarabilir. Bu sebeple vejetaryenliği veya vegan olmayı seçebilirler. Peygamber Efendimiz (ASV) kırmızı et tüketimini sınırlı tutmamızı tavsiye ettiğinden -ki bu sağlıklı yaşam için bire bir elzemdir-, vejetaryen beslenme benim de büyük oranda başvurduğum bir beslenme türüdür.

Bu açıklamalardan sonra başa dönersek, mahkum Osman Evcan sağlıktan kaynaklanan sebeplerden değil de medyada yazıldığına göre ‘etik ve politik’ sebeplerden dolayı vegan olmayı tercih etmiş. Hayırlı olsun diyelim. Bir insanın kendi için seçmiş olduğu beslenme tarzı için ne diyebiliriz, saygı duymaktan başka. Benim dikkatimi çeksense konunun CHP’li milletvekili tarafından gündeme getirilme tarzı oldu. Basında konuşan CHP’li kadın vekil demeye getiriyor ki Osman Evcan’ın hayat tarzına müdahale ediliyor. Durumun en vahim kısmı psikolojik sonuçlarıdır diyor kadın vekil. Neymiş efendim...vegan mahkum ile alay ediliyormuş, hayat seçeneklerine saygı duyulmuyormuş. Doğrudur.

Buna bir itirazımız yok. Olabilir...ve hatta oluyordur, adı geçen cezaevinde bunlar yaşanmış olabilir. Olayı küçümsüyor da değilim. Yani bu ülkede cezaevlerinde insanlara öyle işkenceler yapılıyor ki uluslararası arenada Türk hapishaneleri diye bir tabir bile yerleşmişken yani Türkiye daha insanlık dışı muamele sorununu çözememişken mahkumun yemek yeme tercihlerini dikkate alabilir mi diye de sormuyorum.

Ama şunu soruyorum: CHP insanların hayat tarzlarına saygı duymaya ne zamandır merak saldı ki vegan mahkuma sahip çıkıyor. Hangi yüzle seçimlerinden dolayı insanların karşılaştığı psikolojik sonuçlardan söz edebiliyor.

İnsanların hayat tarzlarına saygı duyan CHP midir ki şu ülkedeki dindar insanların anasından emdiği sütü burnundan getirdi on yıllarca CHP zihniyeti. Aynı CHP’den mi söz ediyoruz. Hani şimdi içinde Nur Serter gibi İkna Odası failini içinde barındırıyor. Hem de sindire sindire.

Olsun....belki de şöyle bakmalıyım olaya: geç de olsa güç de olsa CHP kendi gibi olmayanların seçimlerine saygı duymaya karar verdi..öyle veya böyle, olumlu bakmalıyız bu gelişmeye.

Değişim önemlidir. Şimdi merak ediyorum, başı örtülü, sakallı müslümanların hayat tarzlarına saygı duymayı ne zaman listesine alacak?