Çok şey dökülüyor, farkında mıyız?
2008 de 929.304 kazada 4228 kişi ölmüş; 183.841 kişi ise yaralanmıştır. Dünya trafik kazalarında ölen insan sayısı, yıllık 1.250.000 civarındadır.
2007 yılında boşanan çift sayısı 154.000 olup, yüzlerce çocuk annesiz veya babasız kalmıştır.
Dünya uyuşturucu bütçesi 450-500 milyar dolardır. Yaşadığımız ülkemize yansıyan miktar ise 50 milyar dolardır.
Zordan, kolaya geçmekle sorumlu olan ümmet adeta dökülüyor. Halkımızın büyük çoğunluğu kulaktan dolma bilgilerle dolaşıyor. Medya haberleriyle yetiniyor, duyduklarıyla hareket ediyor. Dünya daraldı ancak imkânlar ve menhiyat arttı. İnsanın, sürekli içi boşaltılıyor, robotlaştırılıyor. Nerede ise kumanda düğmesiyle hareket edilen bir noktaya getirildi.
Beri tarafta dini cehalete kurban olan aklına estiği gibi davranıyor. Geleceği ve sonucu hiç düşünmüyor. Tahrim Suresi, tüm sorumlu, yetkili inananlara gerekli uyarıyı yapıyor: Kendinizi ve ehlinizi hem dünya ateşi olan cahiliyeden ve hem de ahiret ateşi olan cehennemden koruyun...
Bu sunulan bilgiler, bir durum tespitidir. Hal ve gidişatımızın ne durumda olduğunu haber veren bir rapordur. Bu tespitleri bir şikâyet olarak değil, içinde bulunduğumuz halin fotoğrafı olarak algılamalı ve ne yapılması gerekli olduğunu iyi kavramalıyız.
Yunus Suresi’nin 87. Ayetinin manasını, mesajını anlarsak, kurtuluş formülümüzün ne olacağını bilmiş oluruz. İlgili ayet, dikkatimizi bir noktaya çeker ve şu mesajı sunar:
“Bir diyarda bir ülkede zulüm, haksızlık, işkence, terör işleniyor ve ülke halkı: Nereden başlamalı? Sorusunu sorarsa, bunun cevabı açık ve bellidir: EVLERİNİZDEN...”
Yeter ki, aile olarak, ülke olarak, devlet olarak önceliklerimizi sağlıklı tespit etmeliyiz. Devlet olarak önceliklerinin başında terör olabilir. Ancak millet olarak, Müslüman ümmet olarak önceliklerimizin başına aileyi koymazsak, çorap söküntüsü gibi, sosyal hayatımızda korkunç çözülmelerin daha artacağını şimdiden kabul etmeliyiz.
Bataklığın kurutulması gerekirken, sivrisineği öldürmekle vakit geçirmek, zaman israfıdır. Rabbimiz kurtuluş formüllerini bir bir açıklamıştır. Gel gör ki, dönüp bakanımız çok azdır. Dünya öne geçmiş, yüzlere maskeler takınılmış, insanoğlu paraya hâkim olması gerekirken, paranın, maddenin mahkûmu olmuştur. Şimdi sizlere, hepimize ait olan ilahi kurtuluş formülünden bir tanesini açıklayarak takdim etmek istiyor, hep birlikte ilahi mesajı düşünmeye ve gerekenin yapılmasına davet ediyoruz:
“Onlar ki: ‘Ey Yüce Rabbimiz! Bize yüzümüzü güldürecek, gözümüzün aydınlığı olacak tertemiz eşler ve çocuklar bahşet ve bizi kötülüklerden sakınan kimselere, kulluk görevini yerine getirme, iyilik ve güzellikleri yayma konusunda örnek ve öncü kıl’ diye yalvarırlar.
İşte onlar, Allah yolunda giriştikleri çetin mücadelede güçlüklere cesaretle göğüs gererek sabrettiklerinden dolayı cennette harikulade nimetlerle donatılmış muhteşem saraylarla, yüce köşklerle ödüllendirilecek ve orada melekler tarafından ‘hoş geldin’ merasimleriyle, sağlık ve esenlik dilekleriyle karşılanacaklar. Ve sonsuza dek orada yaşayıp gidecekler. O ne güzel bir yurt, ne üstün bir makamdır.” Furkan suresi: 74-75-76
Devleti idare etmek kadar önemli ve zor olan aile hayatı istenilen seviyeye gelmediği müddetçe, huzuru, güveni, medeniyeti, sevgi ve saygıyı, merhamet ve şefkati hak ettiği şekilde tadamayız.
Ferdi, ailevi ve cemiyet-cemaat hayatınızda huzurlu günler, seneler geçirmenizi diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.