İnsanların hidayetine vesile olmayı önemseyen bir Müslüman olarak hidayet öykülerini her zaman beğenerek okumuş ve dinlemişimdir. Beni fazlasıyla düşündüren bu hidayet öyküsünü sizlerle paylaşmayı düşünerek bilgisayarımın başına geçtim.

Kütüphanemden yolda okumak için seçtiğim Diyanet işleri başkanlığı yayınlarından çıkan ‘ ihtida öyküleri’ isimli kitabı heyecanla okuyorum. Yaklaşık 45 kişinin hidayet öyküsünün yer aldığı güzel bir tercümeyle dilimize kazandırılmış bir kitap ve en çok dikkatimi çeken bir hidayet öyküsü… Zaten kitabı hazırlayan yazar bu öyküyü kitabının en başına almış.

Sizi fazla merakta bırakmadan öykünün özetini yaparak değerlendirmelerde bulunalım:

‘Charles’ isimli, Müslüman olacağına hiç ihtimal vermeyen İngiltere doğumlu bir Hıristiyan… 1945 yılında İngiliz askeri olarak Filistin’e gönderiliyor… Askerliği bitince ülkesine geri dönüyor. Bu arada doğru yolu bulmak için Allah’a dua ediyor.

1975 yılında Yahudilere yardım için Filistin’e tekrar gidiyor. Yahudilerden rahatsızlık duyunca tekrardan ülkesine dönüyor… Aradan kısa bir zaman sonra Filistin’den bir arkadaşından mektup geliyor;

“ Eğer İsrail’e gelirsen tel Aviv’e gitme, ‘Kibbutz’ denilen çiftliklerin bulunduğu küçük kasabalara git.”

Mektuba kulak verip bahsedilen bölgeye gidiyor. İnşaatlarda çalışan Filistinlilerin yoğun olduğu bölgede Filistinli müslümanların sıcak ilgisiyle karşılaşıyor. Bu kez karalama kampanyasına kurban giden müslümanların hiç de denildiği gibi kaba saba insanlar olmadığına şahit olunca kalbinde bunlara karşı bir sempati yeşermeye başlıyor.

Kendisini çaya davet eden bir Filistinlinin sıcak davranışı hidayet kapısına kadar getiriyor… Kalkmaya hazırlanırken misafir olduğu evin 5-6 yaşlarındaki Yusuf isimli bir çocuk İngiliz misafirine yaklaşarak Arapça bir şeyler söylüyor… Ne dediğini merak edince, ev sahibi;

“ Senden iyi geceler öpücüğü istiyor” diyor.

İşte tam burada film kopuyor…

Yusuf’u öpüyor ve ağlamaya başlıyor…

Ve Allah’a kendisini affetmesi için yalvarıyor. O an yıllar önce yaptığı duanın kabul edildiği kanısına varıyor ve islam’a ve Müslümanlara tarif edemediği bir sempati besliyor ve ülkesine dönüp Müslüman oluyor…

Tam bir ibretlik kıssa…

Bu ibretlik kıssanın tahlilini yapıp dersler çıkarmak isterdim ama sanırım böyle kalması daha güzel olurdu…