Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Çanak devrinin sonu

Çanak devrinin sonu

Müslümanlar, Peygamberimizin haber vermiş olduğu devreleri bir bir yaşıyorlar. Bu devrelerden bir kısmı yaşandı ve diğer kısmı da hâlâ gerçekleşme düzeyinde. Sözgelimi Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde Batılı devletler Osmanlı terekesi üzerine üşüşmüşlerdi. Terekeyi paylaşmak üzere kurtlar sofrası kurmuşlardı. Sofradaki payları için kah kavga ediyor kah anlaşıyorlardı. Bu dönem bire bir ‘Kas’a’ yani çanak hadisiyle ifade edilmiştir. Peygamberimizin kurtların sofra üzerine üşüşmesi gibi milletlerin de çanak haline gelecek olan İslam yurdunun üzerine üşüşeceklerini ve kurtlar gibi adeta parçalayacaklarını haber vermiştir. Bu sofraya veya çanağa üşüşenlerden birisi olan Rus Çarı 1. Osmanlı İmparatorluğu için ‘hasta adam’ tabirini kullanmış ve hasta adamla ilgili Batı’da başka bir kavram kullanılmıştır: Şark Meselesi.

Şark meselesi şark çıbanı haline gelmiştir. Bir gün Resulullah (S.A.V) etrafındakilere bu dönemle alakalı olarak şöyle buyurur: “Yiyicilerin yemek kaplarına üşüşmesi gibi diğer milletlerin üzerinize gelmesi ve çöreklenmesi yakındır.” Biri de “Yâ Resulallah, o gün az olacağımız için mi saldıracaklar?” Resulullah (S.A.V.) cevap verir: “Hayır, bilakis çok olacaksınız. Lakin, selin geride bıraktığı artıklar gibi kıymetsiz hale geleceksiniz. Allah düşmanlarınızın göğsünden sizin heybetinizi giderecek. Sizin kalplerinize de ‘Vehen’ bırakacak.” Biri sorar: “Yâ Resulallah (S.A.V.), vehen nedir?” Resulullah (a.s.m.) der: “Dünya sevgisi, ölüm korkusudur.” [Ebu Davud, Melahim, Hadis No: 4297.]. İslam dünyası 19 ve 20. yüzyıla gerçekten de Peygamberimizin haber verdiği gibi sömürgecilerin sofrası haline gelmiştir. Sömürgeciler ‘yiyicilere’ yani el ekeletü ila kas’atiha benzetilmiştir.

Burada ‘akil ve çoğulu ekele’ aç manasına değildir. Yiyenler yani açgözlüler manasındadır ve gerçekten de Batılı sömürgeciler ve Ruslar insanlığın ve özelde de Müslümanların üzerine çanak gibi sofra gibi üşüşmüşlerdir. Ve doymak da bilmemişlerdir. İştahlarının sınırı yoktur.

*

Bunun sonucu olarak İslam dünyası, onların dişlileri ve dişleri arasında pare pare ve parça parça yani lokma olup çıkmıştır. Hatta bu nedenle bazıları İslam dünyası diye yekpare bir varlığın olmadığını savunmuşlardır. Ya da İslam alemini inkar etmişlerdir.

Sömürgeciler medeniyetin nefsi emmarisidir. Bediüzzaman bu bağlamda Batı medeniyetini beşerin nefs-i emmaresi olarak görür. (Lem’alar: 112) Sömürgeci Avrupa devletleri için Avrupa’nın ejderhaları der. (Mektubat: s. 326) Batı medeniyeti için mimsiz medeniyet ifadesini kullanır (L. s. 118; Emirdağ Lahikası: s. 482) ve bu medeniyeti dışı süs, içi pis şeklinde özetler. (Mesnevî-i Nuriye: s. 81) Avrupa’nın ilim ve tekniğine sahip çıkmak, fen ve sanayisini almak yerine, o medeniyetin örf ve âdetini alan ve halkı bunlara teşvik edenlere Avrupa’nın kaselisleri (çanak yalayıcıları) ifadesini kullanır. Yani sömürgecilerin vekil harçları ve halefleri ve halifeleridirler (Sünuhat, s. 50). Yani batılılar çanak yiyicileri iken Batıcılar ise çanak yalayıcılarıdır. Şimdi yeniden ölümsüzlüğü ölümde keşfeden kitleler ayağa kalkmıştır. Ölüm berzahını aşarak çanak yalayıcıların devrini bitirmektedir. Onları tarihin deliğine tıkmaktadır.

*

Şimdi devran tekrar dönüyor ve Müslümanlar toparlanma anını ve dönemini yaşıyorlar. Dağınıklıkları nedeniyle sel önünde veya Batı medeniyeti önünde çer çöp haline geldikleri ve savruldukları dönem sona eriyor. Bu esbap dairesinde olmuyor adeta esbabı aşan bir dairede oluyor. Allah devranı döndürüyor.

“Takdir-i Hûda kuvve-i pazu ile dönmez. Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez.” Yoksa dindar zümrelerin bununla ilgili ne hazırlıkları ne hesapları ne de planları vardı. Arap Baharı ile birlikte Müslümanların talihi ve tarihi yeniden dönüyor. Sam ve semum rüzgarlarından sonra yeniden saba rüzgarları esmeye başladı. Keza eyyamu nahisat denilen uğursuz günlerden sonra İslam’ın hüsnü talii yani güzel günleri yeniden tulu ediyor. Arap Baharı ile birlikte çanak yalayıcılar iktidarlarını kaybederken öbür taraftan da Batı’nın çanakçıları da güçlerini kaybediyorlar. Dolayısıyla şunu söylemek mümkün: Arap Baharı ile birlikte çanak devri diye tabir edilebilecek devir sona eriyor. Çanak devrinin bitmesiyle birlikte şark meselesi de nihai olarak tarihe karışıyor. Ve karşımıza bir Batı meselesi çıkıyor. 21. yüzyıl Batı meselesine sahne olacaktır. Bundan dolayı oryantalizm çoktan bitmiştir. İçimizdeki aktif oryantalist artıkları ve oryantalizmin yerli çömezleri, çocukları ve yerli oryantalistler de aynı şekilde bitecekler. Tarihe karışacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi