Başbakan Yardımcısı Ali Babacan soruyor:

"AB'nin çöktüğü kadar hızlı çöken bir kulübe kim üye olmak ister?"

Böyle bir soruyu yıllardır AB'ye üye olmak için çırpınıp duran bir siyasiden duyunca "La havle" çekilmezde ne yapılır?

"Böyle çökmekte olan bir kulübe kim üye olmak ister?" sorusuna verilecek en kestirme cevap herhalde şu cevap olur:

Siz istiyorsunuz ya!

Evet, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve O'nun gibi düşünenler hem AB'nin hızla çökmekte olduğunu kabul ediyorlar hem de AB'ye üyelik fikrinden bir türlü vazgeçemiyorlar!

Bu vazgeçemeyişlerini de şöyle bir gerekçeye bağlıyorlar:

"Biz AB'yi bir fikirler ve değerler birliği olarak görüyoruz.

Üyelik süreci daha fazla demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğünü getirecek!

Bunlar ekonomiden daha önemli şeyler!"

Evet, Ali Babacan ve O'nun gibi düşünenler böyle bir gerekçe ile AB'ye giriş heveslerini izaha çalışıyorlar!

Madem böyle bir gerekçeye sığınıyorlar, o halde şu soruların cevaplarını da vermeliler:

AB'de hızla çöken sadece ekonomi midir?

Çöken bir ekonomi bize daha fazla demokrasi getirebilir mi?

Çöken bir ekonomi bize daha fazla özgürlük sağlayabilir mi?

Çöken bir ekonomi hukukun üstünlüğünü tesis edebilir mi?

Bu sorulara olumlu cevap verebilmek kolay değildir! Olumlu cevap verilmeye çalışılırsa bu bir takım olumsuzlukları tevil gayretinden başka bir şey olmaz!

Daha fazla demokrasi de, daha fazla özgürlük de, hukukun üstünlüğü de çökmemiş bir ekonomiye endekslidir!

Hal böyle olunca da çöken bir kulübe daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve hukukun üstünlüğü sağlama hayali ile girmek istemeyi makul ve mantıklı bir izah olarak görmek mümkün değil!

Doğrudur, AB Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da ifade ettiği gibi hızlı bir çöküş sürecine girmiş bulunmaktadır!

Ve böyle bir kulübe doğal olarak kimse girmek istemez!

Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve hukukun üstünlüğünü sağlama gibi hayaller ile de kimse ne kendisini ne de milleti yanıltmamalıdır!

Yapılacak en doğru iş çöken bir kulüpten alabildiğine uzak durmayı başarmaktır!

Alabildiğine uzak durulmalıdır ki çökmenin doğuracağı yan etkilerden zarar görülmesin!

Bize kalırsa Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu açıklaması ile iktidarın izlediği AB yanlısı politikayı tam anlamıyla köşeye sıkıştırmıştır!

Sahi çökmekte olan bir kulübe kim üye olmak ister?

"Ben ya da biz" diyecek babayiğitleri çok merak ediyoruz!