Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Suriye, Irak derken...

Suriye, Irak derken...

Suriye’de kartlar yeniden karılıyor..

Suriye yönetimi ABD ile dirsek teması kuruyor. İngiltere ve Fransa ile birlikte ABD, Suriye’yi, İran ve Rusya’ya kaptırmak istemiyor..

Suriye köşeye sıkışmış durumda.. İran ve Rusya yörüngesinden çıkıp ABD ve AB’ye yaklaşma çabasında..

Aslında Suriye ne yapacağını bilmiyor..

Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan’la kurduğu dirsek teması Suriye’yi kurtarmaya yetmeyecek gibi gözüküyor..

AB ve ABD Esad için bir hayat garantisi oluşturabilir mi?

Bu biraz da Hariri ailesinin ikna edilmesine bağlı.

Suriye’nin AB ve ABD ile kurduğu diyalog, Rusların ve İran’ın Suriye’ye olan güvenini yok edebilir.

17-18 Aralık’ta Erbil’de Suriye Kürtleri ile Irak’taki Kürt toplulukları bir araya gelerek bundan sonraki yol haritasını tartışacaklar..

Suriye Kürtleri, böyle bir zamanda Suriye’den koparak Irak’a katılma yönünde bir karar alabilirler..

Böyle bir durumda Kürtlerin kendi aralarında liderlik sorununu çözmeleri gerek. Bir de PKK ve Kürt diasporası konusu acil ve öncelikli bir konu haline gelecek demektir.. Bunun anlamı Irak Kürdistanı’nda iktidar için bir iç mücadele başlayacak. Bunun da iki başlığı var.. Kürt hareketinin lideri Barzani mi olacak Talabani mi?

İkinci konu ise PKK’nın geleceği. Daha doğrusu Irak’taki PKK kampları ne olacak?. PKK Türkiye’nin iç meselesi değil sadece. Bir ucu İran’a, Ermenistan’a, Azerbaycan’a kadar uzuyor bu iş. Ve tabii bu işin Avrupa’da ve Balkanlar’da uzantıları da sözkonusu.

PKK sadece etnik ve ideolojik bir hareket değil. Bölgedeki mafia ve kaçakçılıkla da ilgili..

Irak’ın bu işi çözmesi çok kolay değil..

Önümüzdeki günlerde ABD’den üst düzey bir takım askeri ve siyasi kişilerin gelmesi bekleniyor.. Bu anlamda Irak’ta da hareketli günler yaşanıyor..

Suriye meselesi bölgedeki taşları radikal bir şekilde yerinden oynatacak.

Aslında Suriye’deki muhtemel değişiklik sadece Irak’ı değil, başta İsrail olmak üzere, Filistin, Ürdün ve Lübnan’ı da radikal şekilde etkileyecek..

Suriye kendinden ibaret bir ülke değildir.. Suriye’deki bir değişiklik bölgedeki dengeleri radikal şekilde etkileyecektir.. Bugün yaşanan da budur..

Suriye’nin Rusya’ya ya da İran’a sadakati sözkonusu değildir.. ABD’nin devreye girmesi, kendisi için olduğu kadar, İsrail’in güvenliği ve Lübnan Hizbullahı’nın yalnızlaştırılarak bölgedeki İran etkisinin kırılması açısından da önemlidir.

Sanırım ABD ve İngiltere’nin bölgeye ilgisi sadece İsrail açısından değil, Suudi Arabistan, Ürdün ve Lübnan’ın varlık ve güvenliği açısından da büyük önem taşımaktadır..

Suriye Kürdistanı’nın Irak’a eklemlenmesi ile Irak’ın hem büyümesi ve hem de güçlü ve tek bir Kürt devletinin doğması açısından büyük önem taşımaktadır ki, ABD ve İngiltere burada oluşmakta olan yeni Kürt devletinin varlık ve güvenliği için bir garantör rolü üstlenmek istemektedir..

ABD ve İngiltere, bir yandan Irak’tan çekiliyormuş gibi yaparken, bir yandan da bölgeye yerleşmekte, kalıcı olmanın yollarını aramaktadır..

Bu durumda yeni Suriye en azından dört parçalı bir hale getirilmek isteniyor gibi sanki.. Dürziler ve Hristiyanlar sahil şeridini oluştururken, Irak’ta bir Kürt bölgesi ve ortada Sünni Araplardan oluşan bir parçalı yönetim şekli üzerinde çalışılmakta sanki..

Bu konuda Batılıların halka danıştıklarını filan sanmıyorum.. Balkanlar’daki ve Kafkaslar’daki durum bir şekilde Suriye’ye taşınıyor sanki..

Sonuçta, İran ve Rusya, Esad’ı koruyayım derken, Esad’ı ellerinden kaçırmaları sonucu kriz ABD, İngiltere ve Fransa’nın bölgeye yerleşmesine ve Suriye’nin bölünmesine sebeb olacak bir maceraya dönüştürülmeye çalışılıyor sanki..

Kuşkusuz bunlar evdeki hesaplar.. Nasıl İran ve Rusya’nın hesapları boşa çıktı ise, Amerikan planı da boşa çıkabilir.. Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Galib olacak olan da O’nun hesabıdır. Bize burada düşen görev rızai ilahiyeyi anlayarak o yönde çaba göstermektir..

Ben Esad’ın bu ayak oyunları ile kendini ve işbirlikçilerini kurtaracağını sanmıyorum.. Sonunda her şey olacağına varacak ve bu süreçte yaşanan olaylar bizim için bir imtihan vesilesi ve ibred dersi olacaktır..

Sanırım yeni bir dünya kurulurken, yeni Tahran, Yalta, Potsdam konferansları gibi konferanslar kapıda. Eğer bu süreci doğru yönetemezsek, olacak olan şey de belli. Siyaset ve diplomasinin çözemediği sorunlar silahla çözülür.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi