M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hala başörtüsü yasağı

Hala başörtüsü yasağı

Arnavutluktan İzmir'e okumak için gelen tesettürlü bir kız öğrenci, bütün derslere başörtüsü ile girebiliyormuş ama bir hoca diretiyor ve onu sınıfa almıyormuş. Ancak başını açtıktan sonra girebilirsin diye diretiyormuş. Zavallı kızcağız gitmiş, şikâyet etmiş, lakin durumu düzelmemiş.

Müslüman kız bu gidişle, devamsızlıktan sınıfta kalacakmış.

O kızın vebali siyasi iktidarın ve YÖK'ün omuzlarındadır.

Sadece onlar değil, bütün Müslümanlar da sorumludur.

Türkiye'nin uyruğu değilmiş, Arnavut muş... Kimse böyle ucuz ve kolay şeytani bahanelerin ardına saklanmasın. O kızın misafir olması durumun vahametini daha da arttırır.

Akdeniz Üniversitesi kampüsünde öğrencilere prezervatif dağıtılmasından daha ağır, daha vahim bir rezalettir bu.

Ağır bir insan hakları ihlalidir bu.

Hani Türkiye ye demokrasi, insan hakları gelmişti?

Hâlâ, başörtüsü yasağından tamamen kurtulamadık.

Hâlâ Müslüman Hanım avukatlar, başörtüleriyle duruşmalara giremiyor.

Hâlâ Müslüman öğretmenler başörtüsü ile ders veremiyor.

Hâlâ Müslüman memureler başörtüsü ile çalışamıyor.

Şike kanunu konusundaki çözüm hızı niçin başörtüsü konusunda uygulanmıyor?

Efendim zamanla halledilirmiş....

Siz bunu bir de tesettürlü öğrencilere, tesettürlü avukatlara, memurelere, öğretmenlere sorunuz. Sınıfa sokulmayan zavallı Arnavut. İslam kızına sorunuz.

İnternette bir İngiliz kadın hakiminin resimleri, onunla yapılmış röportajlar, haberler var. O yüksek kültürlü hanıma bir vazife verilmiş, "İslam dünyasında kadın eziliyor, git Ortadoğu da çeşitli ülkeleri dolaş, bir rapor hazırla..." demiş. Hakime hanım gitmiş, önce Arabistan... Aileleri dolaşmış, bakmış ki kadınların durumu çok iyi. (İnternetten "Judge Marilyn Mornington's Journey to İslam" başlığıyla arayıp ayrıntılı bilgi okuyabilirsiniz.)

İslam'ı da görmüş ve Müslüman olarak dönmüş.

Başörtüsü bir İslam kadını ve kızı için en büyük şereftir.

Başörtüsü kadın hüriyetlerinin ve haysiteninin bayrağıdır.

Hak medeniyet olan İslam medeniyeti kadının seks aleti, fahişe durumuna düşürülmesini, yasal ve serbest fahişelik yapmasını kabul etmez ve böyle bir cinayete rezalete asla izin vermez.

İslam'da Feminizm sapıklığı yoktur ama dinimiz birçok konuda kadını erkekten daha değerli ve muhterem kabul eder.

Hak Din İslam, kadınlara TC antetli "vesikalar" verilerek onların yasal, serbest, KDV'li, gelir vergili fahişelik yapmasına asla izin ve ruhsat vermez.

Tesettürlü Müslüman Arnavut kızını derse sokmayan o pek ilerici, o pek çağdaş, o pek Kemalist, o pek sözde uygar hocaya (Enver Hoca!) sesleniyorum:

O kıza ve diğerlerine hoşgörü göster ve cesur isen, sende vicdan, insaf ve iz'an varsa TC vesikalı resmi fuhşu kötüle ve protesto et. Müslümanlar!.. Ankaraya baskı yapalım, münker/kötü işleri olumlu bir şekilde protesto edelim. Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) "Haksızlık karşısında susan kişi dilsiz şeytandır" buyurmuştur.

(İsveçteki başörtülü polis hanım hakkında Sweden's first police recruit in hijab kelimeleriyle internette resim ve bilgi bulabilirsiniz.)


*(İkinci yazı)

İran Niçin Suriye Rejimini Destekliyor?

Nusayrilik Şiiliğin en aşırı koludur. Suriyede Nusayri hâkimiyeti var. Onlar ülke halkının yüzde 10'un, bilemediniz 12'sini oluşturuyor. Kırk yıldan beri Suriye Sünnileri zulme, işkenceye, kıyıma, baskıya maruz. Orada temel insan hakları ayaklar altında. Orada çoğunluk kan kusuyor.

Peki, İran İslam Cumhuriyeti niçin bu haksızlığa karşı çıkmıyor, aksine oradaki Nusayri diktatörlüğünü destekliyor?

Maalesef mezhep asabiyeti, milliyetçilik İslam'ın üzerinde tutuluyor.

Bahreyn Şiilerine zulm edilince savunuyor.

Suriye Sünnilerine zulm edilince mazlumlardan (zulme uğrayanları) yana değil, zalimlerden yana oluyor.

İslam'ın temel prensiplerinden biri nedir?

Zulme karşı gelmek, zalimi zulm etmekten alıkoymak, bu uğurda gerekirse savaşmak değil midiri?

İran'da en az yirmi milyon Sünni vatandaş var ama onlar ikinci sınıf vatandaş. Sünnilik konusundaki anayasadaki ilkelerin çoğu lafta kalıyor, uygulanmıyor.

Başkent Tahran'da Sünnilerin cemaatle namaz kılabileceği bir tek cami yok. Yapılmasına izin verilmiyor.

"İran Analiz" internet sitesine bakın çok acı gerçekleri öğreneceksiniz.

Bendeniz Sünnilerle Şiilerin barış içinde yaşamasını samimi şekilde arzu eden bir Ehl-i Sünnet Müslümanıyım.

Tartışma taraftarı değilim.

Mezhep taassubuna karşıyım.

Adaletten, eşitlikten ve insaftan yanayım.

Suriye Sünnilerinin diktatörlükten, zulümden kurtulmalarını istiyorum. Bu isteğimde de son derece haklıyım.

Türkiye'deki bozuk düzenin/sisteme karşıyım.

İran'da Sünnilere yapılan baskıları, engellemeleri kınıyorum.

Sünnilikle Şiiliğin birbiriyle bağdaşmayan tarafları vardır. İhtilaflar teferruatta değil usulde, esasta ve temeldedir.

Şiilikte taqiyye yapmanın, namaz gibi farz olduğu, taqiyye ve kitmanı terk edenin dinini terk etmiş olacağına inanıldığı için iki taraf arasında müzakere yapılması imkansızdır. Yapılacak şey, barış içinde yaşamak savaşmamak, zulm etmemektir.

Sünnilikle Şiilik arasındaki dava ne zaman karara bağlanacaktır?..

Mahşerde Mahkeme-i Kübrada...

Tarih boyunca Sünnilerle Şiiler çok savaştılar, çok kan ve gözyaşı döküldü.

Adil ve insaflı olalım, Suriyedeki zulüm rejimini desteklemeyelim.

Suriyede Sünnî kültürü ve kimliği önceliklidir. Bunu kabul edelim. Şiilerin de hakları tanınsın, onlara da hürriyet verilsin...

İslamın adalet ve eşitlik presinbini göz ardı etmeyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi