Jüristokrasiye karşı demokrasi mücadelesi (2)
Salı günkü yazımızda, Anayasa Mahkemesi’nin son kararıyla Türkiye’de rejim değişikliği ve yargı darbesi yapıldığını anlatmış; AYM’nin Anayasa’yı ihlâl ettiğini ve suç işlediğini, Anayasa’nın 6., 7., 148. ve 153. maddelerine aykırı karar verdiğini ve AYM’nin artık tarafsız bir mahkeme olmaktan çıkıp, TBMM’nin üstünde gayrimeşru bir egemen güç hâline geldiğini anlatmıştık. AYM ayrıca, yürütmeyi durdurma kararı almakla
ve 153. maddenin açık hükmüne rağmen iptal kararını gerekçesi yazılmadan açıklamakla da Anayasayı ihlâl etmiştir.
Bu durumda, TBMM’deki beşte dörtlük çoğunluğu elinde tutan meşruiyetçi ve demokratik temsilcilerin jüristokrasiye karşı demokrasi mücadelesi vermesi kaçınılmazdır. Sadece bu hukuk dışı karara karşı tavır almak yeterli değildir. TBMM ’nin elindeki yetkileri kullanarak bu jüristokratik darbeye karşı koyması gerekir.
âcilen Yapılması Gerekenler
TBMM’nin, CHP lideri Baykal’ın ‘darbe’ iması dolu tehditlerine aldırmadan, âcilen gereken tedbirleri alması lâzımdır. Bu konuda kısa vâdede yapılabilecekler şu şekilde sıralanabilir:
1. AYM üyelerinin görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yargılanmasının istenmesi: Anayasa’nın 148. maddesinin 3. fıkrasına göre, Anayasa Mahkemesi üyelerinin görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanması istenebilir. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 55. maddesine göre, bunun için gene AYM kararı gerekir. Ancak, TBMM’nin bu kararı almasının durum tesbiti bakımından faydası vardır.
2. AK Parti’nin, AYM üyelerinin istinkâfını istemesi: AYM üyelerinin bir kısmı, son aldıkları kararla AK Parti’nin kapatılma dâvasında taraf hâline gelmişlerdir. Zira, AK Parti’nin kapatılma dâvası iddianamesindeki iddiaların büyük kısmı başörtüsü yasağıyla ilgilidir. Son kararla, AYM’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 2949 Sayılı Kanun’un 46. maddesinin 4. ve 5. bendleri hükmüne göre, bu AYM üyeleri dâvaya bakamazlar; aynı kanunun 49. maddesine göre, bir kısmının dâvadan çekinmeleri gerekir.
3. Anayasa Değişiklikleri: TBMM âcilen aşağıdaki anayasa değişikliklerini
gerçekleştirmelidir.
a) Anayasa’nın AYM’nin ‘çalışma ve yargılama usulü’nü düzenleyen 149. maddesinin
1. fıkrasının 2. cümlesi, ‘Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasî parti davalarında kapatılmaya karar verilebilmesi için beşte üç oy çoğunluğu şarttır’ şeklindedir. Buradaki nisap ‘oy birliği’ olarak değiştirilmelidir. Yani bu cümle, ‘Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasî parti davalarında kapatılmaya karar verilmesi için oy birliği şarttır’ şeklinde değiştirilmelidir.
Ayrıca, değişiklik kanununun 2. maddesinde, bu değişikliğin görülmekte olan dâvalara da uygulanması hükmü düzenlenmelidir.
b) Siyasî Parti Kapatılma Kararı Değişikliği: Aynı şekilde, TBMM âcilen, Anayasa’nın 69. maddesinde aşağıdaki anayasa değişikliğini gerçekleştirmelidir: 69. maddenin 6. fıkrasından sonra şu hüküm ilâve edilmelidir: ‘Bir siyasî partinin kapatılabilmesi için, 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı faaliyetlerde bulunduğunun ve bu aykırı faaliyetlerinin terör ve şiddetle ilgili olduğunun yargı kararlarıyla tesbit edilmiş olması gerekir.’
Bu değişiklik kanununun 2. maddesinde de, bu değişikliğin görülmekte olan dâvalara da uygulanması hükmü düzenlenmelidir.
4. Referandum:
Anayasa değişiklikleri üçte iki çoğunlukla kabul edilemezse ya da üçte iki çoğunlukla kabul edilmesine rağmen, gene CHP-DSP tarafından AYM’ye götürülüp iptal ettirilirse, bu takdirde, Anayasa’nın 175. maddesinin 3. fıkrasına göre referanduma gidilmesi gerekir.
Referandumun kısa zamanda gerçekleştirilebilmesi için gerekli kanun değişikliği de düzenlenmelidir.
Yarınki yazımızda yapılabilecek diğer önemli ve köklü değişiklikleri anlatacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.