Haaretz’in İpiyle Libya Kuyusuna İnilir mi?
Kaddafi sonrası Libya kendi ayakları üzerinde durmanın mücadelesini veriyor. 42 yıl ülkeye kan kusturmuş bir diktatörlüğün devrilmesinden yeni bir düzen kurulma çabalarına kadar uzanan süreçte ciddi sıkıntılar yaşandı, yaşanıyor.
Konuya son birkaç gündür “İsrail’in Libya’da büyükelçilik açacağı” yönünde yayınlanan haberlerin kaynağı, sağlamasını yapıp kritik edilmesi ve varılmak istenen hedefler açısından analiz edilmesiyle başlamak gerekiyor.
Dünyanın bir bölgesini ama özellikle İslam coğrafyasının bir parçasını, Libya’yı anlamak için mesela Siyonist Haaretz gazetesinden yayınlanan bir habere nasıl yaklaşacağımız esasen ilkesel olarak bellidir. Fakat bu temel ilke hiç de azımsanamayacak oranda unutulur ya da pek fazla umursanmaz. Kemalist ve ulusal-sol haber kanallarından bu türden bir hassasiyet beklemeyiz zaten. Ama İslami camianın haber kanallarında dolaşıma giren bir haberin yol açacağı olumsuzluk izahı ve telafisi çok zor sorunlarla baş başa bırakacaktır bizleri.
Şimdi bakalım Libya ile büyükelçilik açmak üzere anlaştığını söyleyen İsrail’le ilgili haberlere. Haaretz gazetesi, sol-liberal eğilimine ve İsrail hükümetlerine yönelik eleştirel tutumuna rağmen Siyonist kimliğiyle bilinen bir yayın organı. Haberi dikkate alınabilecek nitelikte olmakla beraber teyide muhtaç bir durumda.
Haaretz’in İsrail’in Libya’ya büyükelçilik açacağına dair iddialarını dayandırdığı Şaban Ahmet kim? Haberlere bakılırsa Libya Ulusal Geçiş Konseyi sözcüsü. Fakat UGK içerisinde böyle bir isim yok. Şaban Ahmet, Libya eski kralının danışmanlarından birinin oğlu ve uzun yıllardır ABD’de yaşıyor. Demokratik Libya Partisi adına konuşuyorsa da hem Libya’da hem de Kaddafi’ye karşı verilen mücadelede hiçbir ağırlığı yok. Ağustos ayında Haaretz’e verdiği beyanatta, “İsrail ile ilişki kurmaya ihtiyacımız var!” demiş fakat Mustafa Abdülcelil tarafından bu girişim reddedilmişti. Zaten Haaretz, Şaban Ahmet’in Libya’da ne kadar etkin olduğunun belirsiz olduğunu belirterek, “Bazı temaslar varsa da ufukta sıcak bir ilişki görünmüyor” notunu da haberine ekliyor.
Bütün bunların hepsinin üstüne gelen bir taraftan ironik diğer taraftan ise trajikomik bir durum var. İsrail kendi kendine gelin-güvey olmuş da neşe ile düğün dernek kurmuş adeta. Öyle ki “Arap Yahudisi olan ve ABD’de görev yapan Atlanta Başkonsolos Yardımcısı Sharon Kabalo’nun Trablus’a büyükelçi olarak atanacağı” bile kararlaştırılmış. Büyükelçilik açma ve atama kararını İsrail almış da kim kabul edip onay vermiş? İşte bu basit ayrıntı nasılsa unutulmuş. Ama ‘zaten bu işler hep gizli-saklı yapılır ya’ deyip haberden kuşku duymamak mı gerekiyor yoksa! Zaten habere bakılırsa müstakbel büyükelçi Kabalo yakında Trablusgarb’ı ziyaret için bavulunu toplamış bile.
Söz konusu haberde bir kez daha altı çizilen ve Libya başta olmak üzere bütün bu coğrafyada meydana gelen işlerin kotarılmasında ABD ve İngiltere’yle beraber hareket eden Katar’a başrol payesi verilince, “Keşke Kaddafi ve diğer diktatörler yıkılmasaymış” demekten başka bir çare kalmıyor bize. Zalim diktatörlüklerin yıkılıyor görüntüsünün altında meğer petrol başta olmak üzere tüm yer altı kaynaklarımızın yağmalanması hikâyesi varmış.
Bizim anlayacağımız küresel sermayenin manipüle ettiği Müslüman halklar diktatörlükleri arayacak günlere doğru yelken açıyorlarmış yani. Siyonistler ve emperyalistler boşuna ellerini ovuşturmuyordur herhalde. Bir de bizim mahallenin saf ve gaza gelmeye müsait kitleleri “Müslümanlar zalim sultaları bir bir yıkıyor” filan diye sevinmiyorlar mı? Kimin ne zaman gideceğinden kimin nereye geleceğine kadar hemen her şey Batı başkentlerinde çok önceden tezgâhlanmış! Lideriyle, örgütüyle, cemaatiyle basit birer piyona, ahlaksız bir taşerona dönüşen Müslümanlar davayı çoktan satmışlar!
Bağlamından koparılmış bir anti-emperyalist duruş ve kapitalizm karşıtlığı öyle bir hale getiriyor ki, gün oluyor Siyonist Haaretz’i kaynak ittihaz edip birileri Libyalı Müslümanları İsrail işbirlikçisi ilan ediyor; gün oluyor diğerleri Baasçı el-Vatan’ı kaynak gösterip Suriyeli Müslümanları ABD’nin uzantısı olarak yaftalayabiliyor.
Libya’nın BM nezdindeki temsilcisi Abdurrahman Şalgam, Libya Geçici Hükümeti’nin İsrail’in Libya’da büyükelçilik açmasını kabul ettiği iddialarını kesinlikle reddediyor. Fakat haberin Türkiye kamuoyunda karşılığı adeta yok. Haberler her ne kadar Siyonist İsrail basınına gönderme yapılarak yayınlanıyorsa da maalesef Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’deki ahlak hareketlerini kirletmek için mezhepçi, hizipçi merkezler ve sözcüleri bu süreçte daha fazla rol alıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.