CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, geçtiğimiz günlerde İzmir’de yaptığı “militan çıkış”ını hatırlıyorsunuz.

Hükümet’i hedef alma adına yaptığı bu son çıkışta Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesi’ne hülleyle yargıç atıyorlar. Yargıtay’a 160 tane sanki militan seçtiler” suçlamasında bulundu.

CHP lideri bu çıkışına gerekçe olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmayı gerekçe gösteriyordu.

Fos çıkan önceki benzeri iddialarını göz önünde bulundurarak, belki de hiç ciddiye almamalı bunları.

Ama görevimiz, neyin ne olduğunu ortaya koymak.

“Kayıtsız kalamayız” düşüncesiyle harekete geçerek, basit bir araştırma yaptık.

“Son dönemde hangi belediyelere soruşturma izni verilmiş”ti?

Bu konuda en yetkili ağız olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in açıkladığı veriler gözümüze çarptı.

Buyurun birlikte okuyalım:

“29 Mart 2009’dan bu yana 406 AK Partili, 271 CHP’li, 131 MHP’li, 50 BDP’li belediyeyle ilgili soruşturma izni verildi.”

Sadece bunun bile Kılıçdaroğlu’nun “CHP’li belediyelere yargı kıskacı” iddiasının büyük bir iftira olduğunu ortaya koymaya yettiği düşüncesindeyim.

Ama buna rağmen bir de “militan” iddiasına bakalım istedik.

12 Eylül Referandumu’nda halkın tercihi sonucu yeniden yapılandırılan HSYK tarafından Yargıtay’a atanan hakim ve savcılar birer AK Parti militanı mı?

Bunları AK Parti mi atadı?

Yargıtay atamalarını evet, HSYK yaptı.

Peki HSYK üyeleri nasıl seçildi?

İşte işin sırrı burada.

2010’un Ekim ayı içindeydi.

Sandıklar kuruldu.

Tümü yani 11 bin hakim ve savcı sandık başına gitti.

Niçin?

HSYK’ya üye seçmek için.

199 aday vardı.

Büyük bir çoğunluğu yargıya ilk adımını Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay gibi bakanlar döneminde atan 11 bin hakim ve savcı, bu 199 aday içinden 16’sını HSYK’ya üye seçti.

Yargıtay atamalarını yapan üyeler böyle seçildiler.

Kılıçdaroğlu bu süreci çok ama çok iyi bildiği halde, çıkıp, bu üyeleri “militan” ilan etmiştir.

Ama şu var:

Dün internet sitelerine düşen ses kaydını dinleyince, “Kılıçdaroğlu militan çıkışında haklıymış meğer, fakat kastettiği militanları seçtirenleri karıştırmış olmalı” diye düşündüm.

Çünkü, meğer yargıya bakın kimler “militan” seçtirmiş!

Konuşmalardan ses kaydının 2010 Eylül ayına ait olduğu anlaşılıyor.

İddialara göre, kayıttaki kişiler, dönemin YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan ile YARSAV Yönetim Kurulu Üyesi Remzi Özdemir ve YARSAV’ın şimdiki Başkanı Murat Arslan.

Ne konuşuyor, bu koca koca yargı mensupları?

HSYK’ya üye seçimini.

Bugün CHP’nin bir milletvekili olan Emine Ülker Tarhan bakın ne diyor ses kaydında:

“Orada verimli olacak adama ihtiyacımız yok bizim. Bize orada dik duracak adam lazım. YARSAV’ın militanı olacak adam lazım bize...”

Kaydın tam dökümü şöyle:

EÜT: Orada (HSYK’da) verimli olacak adama ihtiyacımız yok bizim. Bize orada dik duracak adam lazım.

MA : Aaa tabi canım, dik duracak, işini yapacak o yoksa

RÖ : Dik duracak

EÜT : Yarsav’ın haklarını koruyacak, yani YARSAV’ın militanı olacak adam lazım bize

RÖ : Evet

EÜT : Başka bir şeye ihtiyaç yok.

MA : Çok fazla kafa yormasına gerek yok yani

EÜT : Bana ne ya, rapor falan hazırlamasın yani

RÖ : Yok canım, biz hazırlarız raporumuzu.

EÜT : Kendi kendimize hazırlarız biz raporumuzu, orada militan bize lazım...

Şimdi özetleyelim:

Gördünüz mü nasıl adam seçtirmelilermiş?

“YARSAV’ın militanı olacak adam.”

Ne iş yapacakmış bu adam HSYK’da?

“Bir iş yapmasına gerek yok, rapor falan yazmasına gerek yok. YARSAV’ın militanı olsun, gerisini YARSAV halleder!”

Yukarıda aktardığımız HSYK’ya üye seçimi sürecinde YARSAV bu gayretteymiş.

Amaçlarına ulaşmış da olabilirler.

Bilemeyiz.

Ama şurası kesin ki:

Evet yargıya “militan yerleştirme” amacını güden birileri olmuş, bu birileri girişimlerde bulunmuşlar.

Ama bu birileri o, bu değil; bizzat bunu gündeme getiren Kılıçdaroğlu’nun partisinden milletvekili.

Şimdi cevap versin Kılıçdaroğlu.

Açıklasın bu ses kaydını.

Kimmiş militan yerleştirici?